Medyanın yargısız infazına açıklama

Bugün "Üç astsubay'ın gözaltına alındığı 'Işık Evleri' operasyonu" haberleriyle ilgili sanık Ali Balta'nın avukatları basın açıklaması yayınladı.

Medyanın yargısız infazına açıklama

Basın açıklamasında sanık avukatları basına gizlice sızdırılan savcılık ifadelerinin işkence altında alındığını, hipnoz seansları tertiplendiğini ve tüm ifadelerin psikolojik baskı altında dikte ettirildiğini belirttiler. İşte açıklamanın tüm metni... BASIN AÇIKLAMASI Sayın Basın Mensupları; Müvekkil Ali Balta ile ilgili olarak 11.03.2009 günü yazılı 12.03.2009 günü sözlü olarak Haber Ajanslarına, gazete bürolarına ve internet sitelerine yaptığım açıklamalara bağlı olarak; son gelişmeler ve basında çıkan bazı haberler üzerine bu açıklamayı yapmak zarureti hâsıl olmuştur. Yazılı açıklamamda geniş olarak izah ettiğim gibi ; Müvekkilim Astsubay Ali BALTA'nın gözaltına alınması sebebi ile 08.03.2009 tarihinde müvekkilimin babası Mesut BALTA ile birlikte Kayseri'ye geldik . Müvekkilimin görev yaptığı birliğe gittiğimizde müvekkilimin babası Mesut BALTA ile birlikte bizi içeri aldılar. Ancak, beni müvekkilim ile görüştürmedikleri gibi suçlama konusunda da herhangi bir bilgi verilmedi. Ertesi gün yani 09.03.2009 tarihinde 2.Hv.İkm.Bkm.Mrk. K.'lığına telefonla çağırdığım Kayseri 1.Noteri Katibi Murat MUCUK birlik içine giderek müvekkilimin vekaletini almıştır. Bu vekalet ile de tekrar başvurmama rağmen beni müvekkilim ile görüştürmediler. Bunun üzerine vermiş olduğum dilekçeme yazılı olarak verilen 09.03.2009 tarihli ve 9100-6007-09/güv.bl sayılı cevapla; askeri ceza kanununun 24.madde a fıkrası 3. bendi gerekçe gösterilerek görüşme talebimiz reddedilmiştir. Bu aşamadan sonra Kayseri Barosu, Ankara Barosu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na Avukatlık Mesleğinin gereklerini icra edemediğimden dolayı yazılı müracaatlarda bulundum. Bu müracaatlarımın sonucunda Kayseri Barosu mesleğimi ifa edebilmem ve müvekkilimle görüşmemin sağlanabilmesi için 10.03.2009 tarihinde ve 171 sayı ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bu durumu bildirir ve ayrıca gereğinin yapılmasına müsaade edilmesi yönünde resmi yazışma yapmıştır. Bu yazışmanın örneği Genel Kurmay Başkanlığı'na ve Kayseri 2.Hv.İkm.Bkm.Mrk. K.'lığına da bildirilmiştir. Buna rağmen yine müvekkilimle görüşmeme ve ifadesine katılmama izin verilmemesi üzerine 11.03.2009 tarihinde yazılı basın açıklamasını yapmak zorunda kaldım. Bu açıklamadan sonraki saatlerde müvekkilim Ali'nin ifadesinin alınması için ben Kayseri Barosunda hazırda beklediğim halde vekaletli avukatı olarak benim yerime ilgili komutanlık tarafından Kayseri Barosu'ndan müvekkilim Ali'nin ifadesine katılmak üzere CMK'dan görevli Avukat talep edilmiş ve bu Avukat huzurunda ifadesinin bir kısmı alınmıştır. Bir kısmı diyorum çünkü sayın meslektaş ifadeye katılmadan evvel müvekkilim Ali'ye el yazısıyla 17 sayfa ifade yazdırılmış ve bu ifade meslektaşa üstünkörü bilgi verilerek kalan kısmı da avukat huzurunda alınmıştır. Tüm bu aşamalardan sonra 11.03.2009 tarihinde saat 17.00 civarlarında cep telefonum aranarak müvekkilim Ali'yle görüşmeye gelebileceğim söylenmiştir. Bende: Artık gelemeyeceğimi, gelmemin de faydası olmadığını düşünerek gitmedim. Ancak, baştan beri usulsüzlük yapanların bu gelmememi de kötüye kullanacaklarını düşündüğümden kendim soruşturmayı yapan Askeri Savcı A.Zeki ÜÇOK'u saat 18.00 civarında aradım ve kendisine: "Her türlü hukuki işlemler hukuksuz olarak yapıldıktan ve müvekkilim Ali'nin ifadesi alındıktan sonra gelmemin hiçbir faydasının kalmadığını benim yasal haklarımı bana bir ulufe gibi verilmeye çalışılmasını ve adeta yapılan bütün hukuksuzlukların bana tastik ettirilmeye çalışılmasını kabul etmediğimi, bunun hesabını mahkemede sorulacağını" bildirdim. Yapılan hukuk dışı uygulamalar sebebiyle müvekkilim, savunma hakkını kullanamadığı gibi bir avukat olarak mesleki görevimi yerine getirmem de fiilen engellenmiştir. Yapılan bu engellemeler başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 8-9-10 ve 11,Anayasa'mızın 36 ve 129/2,3842 sayılı ceza muhakemesi Kanununun 135-136 ve 140, Askeri Ceza Kanunu'nun 175 ve Avukatlık Kanunu'nun 1. maddesindeki amir hükümlere aykırıdır. Müvekkil Ali Balta ile müvekkilin babası Mesut BALTA 15.03.2009 tarihinde 4 saat birlik nizamiye kapısında bekledikten sonra 20 dakika görüşebildi. Müvekkilin babası Mesut, oğlu ile görüşüp yanıma geldikten sonra, bana ağlayarak "oğlum psikolojik olarak bitmiş, bu çocuk benim değil" demiştir. Müvekkil Ali Balta ile 16.03.2009 tarihinde bir saat görüşebildim. Müvekkil ile görüşmemde Kayseri Barosundan tevkil ettiğim Av.Okan Yılmaz da bulunmuştur. Görüşmemizde müvekkilin psikolojik açıdan tükenmiş bir vaziyette olduğunu gördük. Müvekkil bize kendisinin sivil kişiler tarafından sorgulandığını, sürekli uykudan uyandırılarak yorulduğunu bu şekilde ifadesinin alındığını, verdiği ifadeleri ve olayları hatırlamadığını, hatta kaç defa ifade verdiğini hatırlamadığını belirtmiştir. En azılı canilere dahi tanınan hür ve serbest irade ile ifade, vücut ve ruh bütünlüğünü muhafaza, psikolojik ve ruhsal baskıdan uzak ifadelerin alınması hususu dikkate alınmamıştır. Müvekkilin bana vermiş olduğu kendi el yazısı beyanı bu hususları ayrıntılı bir şekilde izah etmektedir. Müvekkilimizin ne ile suçlandığını ben 17.03.2009 tarihinde, müvekkil Askeri Savcılık tarafından Hv.K.K.lığı As.Mahkemesine tutuklanma talebi ile sevk edildiğinde öğrenebildim. Müvekkilim Ali Balta Hv.K.K.lığı As.Mahkemesinin 17.03.2009 tarih ve 2009/264 İd. Sayılı dosyasında yapılan duruşmasında Askeri Savcılığa vermiş olduğu 04.03.2009 tarihli ifadesini kabul etmiş, kendisini Emekli Yarbay olarak tanıtan, adının Gürol Doğan olduğunu söyleyen 170 boylarında, sivil takım elbiseli, beyaz saçlı, göbekli kişinin hem kollukta, hem de savcılıktaki ifadesine iştirak ettiği, bu şahsın müvekkile ilaç ve hipnoz uygulayarak uyuşturduğu, psikolojik baskı uyguladığı ve iradesini fesada uğrattığı gerekçeleriyle 07.03.2009 tarihli, 11.03.2009 tarihli ifadesi ile kendisine dikte ettirilerek yazdırılan 17 sayfalık 11.03.2009 havale tarihli beyanı kabul etmemiş, reddetmiştir. Müvekkil aleyhine bir kısım gazetelerde çıkan haberler müvekkilin Hv.K.K.lığı As.Mahkemesinin 17.03.2009 tarih ve 2009/264 İd. Sayılı dosyasında yapılan duruşmasında reddettiği, kabul etmediği ve gerçeği yansıtmayan ifadelere dayanmaktadır. Henüz davanın açılmadığı, soruşturmanın devam ettiği, soruşturma ile ilgili Hv.K.K.lığı As.Mah.nin 17/03/2009 tarih ve 2009/260 id. ve 2009/196 Müt. sayılı kısıtlama kararı verildiği halde adil yargılamayı etkilemeye yönelik müvekkilimle ilgili gazetelerdeki yayınların suç olduğunu, gerçekleri yansıtmadığını, müvekkilimin ifadesinin baskı ve işkence altında hipnoz gibi CMK. 148. Maddede sayılan yasak sorgu yöntemleri kullanılmak suretiyle müvekkile dikte ettirilerek alındığı sabittir. Ayrıca, CMK. 147. Maddede belirtilen "müdafi tayini hakkı" ihlal edilmek suretiyle müvekkilim Ali Balta istememiş ve masrafları da müvekkilim tarafından karşılanmamış olmasına rağmen, Ankara'dan iki avukat savcı ile birlikte gelerek müdafi sıfatıyla ifadeye iştirak ettirilmiştir. Soruşturmada yasalara aykırı işlemler ve bu işlemleri yapan ilgililer hakkında Cumhuriyet Savcılıkları da dahil olmak üzere ilgili kurumlara şikayette bulunulmuştur. Müvekkilim Ali Balta aleyhine bir kısım gazetelerde yer alan ifadelerin tamamıyla gerçek dışı olduğunu bildirir, kamuoyuna saygıyla sunarız. 21/03/2009 Ali BALTA Vekilleri Av. Mustafa DOKUMACI Av.Çağatay SAKAOĞLU
<< Önceki Haber Medyanın yargısız infazına açıklama Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER