O avukata cevap geldi !

Tutuklu sanıklarından Ümit Sayın'dan avukatlığını bırakan Mehmet Aytekin'in'e cevap geldi...

O avukata cevap geldi !

Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik saldırılara ilişkin davayla birleştirilen birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Ümit Sayın, ''Kendi irademle dilekçeyle başvurdum savcılığa. Tehditle ifade vermem söz konusu değildir. Haleti ruhiyem bozuk olabilir, ama akli dengem yerinde'' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanık ve avukatların talepleri alındı. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, hukuk değil medya tarafından yargılandığını öne sürerek, basının objektif olmasını istediğini söyledi. Savcıların kendisini bir örgüt lideri, örgüt üyesi olarak suçladığını kaydeden Tekin, ''Örgüt lideri miyim, örgüt üyesi miyim? Bir türlü karar vermediler. Sonra baktılar örgüt liderliğine yakışıyorum, örgüt lideri yaptılar. Oysa şimdi bir örgüt de yok, lider de. Bu iddiayı ortaya atanlar bunu kanıtlamak mecburiyetindeler. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesine yapılan saldırı olayları kene olsa bana yapışmaz'' diye konuştu. -''BIRAKIN ÜNİVERSİTEME DÖNEYİM''- Tutuklu Sanık Emin Gürses de Sakarya Üniversitesinde öğretim görevlisi olduğunu ifade ederek, ''Eğer elinizde bir mektup varsa, bana sormak istediğiniz bir soru varsa şimdi sorun. Bir şey yoksa, bırakın beni üniversiteme döneyim. Bir şey olursa, gerek duyulursa çağırın beni geleyim o zaman. Burada tek bir talebim var, üniversiteye dönmek istiyorum'' şeklinde konuştu. Tutuklu sanık Oktay Yıldırım da Ümraniye'de el bombalarının ele geçirilmesi sırasında patlayıcı maddelerin delil tespit tutanağının tutulamadığını, fotoğraf ve video çekiminin yapılmadığını ve hemen ertesinde ''uyduruk bir imha kararı'' ile bu malzemelerin imha edildiğini iddia etti. Yıldırım, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde, imha etmeye ilişkin yazışmalar yapılırken polis raporları, diğer inceleme raporları ya da askeri inceleme raporlarından hangisine dayanarak yapıldığının açıklanmasını ve tercih nedeninin belirtilmesini istedi. Diğer tutuklu sanık Veli Küçük ise bu davadan ne zaman, nerede, neyin çıkacağını ve hangi iftiraya uğrayacaklarını bilemediklerini savundu. Küçük, ''İmdat'' diye gizli bir tanığın ortaya çıkarak hakkında çeşitli iddialarda bulunduğunu anlattı. Küçük, son zamanlarda tahliye olmak isteyenlerin gizli tanık olması gerektiği gibi bir zorunluluğun ortaya çıktığını öne sürerek, gizli tanık ''Anadolu'' olduğu açıklanan tutuklu sanıklardan Ümit Sayın'ın savcılıkça tahliyesinin istendiğini anımsattı. Küçük, ''Sayın'ın tahliye olmasını yürekten istiyorum, ancak gönül isterdi ki gizli tanık olmadan önce tahliye istemi olsun'' şeklinde konuştu. Gizli tanık ''İmdat''ın hakkındaki beyanlarının tamamının gerçek dışı olduğunu savunan Küçük, şunları söyledi: ''Savcı Fikret Seçen açıkça suç işleyerek CMK'nın 52, 53 ve 59. maddelerini ihlal etmiştir. Hiç görmediği bir kişinin beyanlarını gizli tanık olarak kaleme almış ve imzalamıştır. İlgili savcı hakkında işlem yapılmasını talep ediyorum. Biliyorum yine tutukluluk halimin devamına karar verilecek ve buna gerekçe olarak 'kuvvetli suç delili' denilecek. 2 seneden beri bu kuvvetli suç şüphesini anlatamadınız bana. 'Tahliye edin' demiyorum. Eğer tahliyem olmayacaksa bu kuvvetli suç şüphesini artık bana açıklayın. Görev yaptığım yıllar boyunca 19 kez tayinim çıktı. Cefakar eşim, 19 kere benimle gelerek eşya düzdü. Şimdi 20. tayin yerim olan Silivri'de eşya düzüyoruz. Burada ailece savunma yapıyoruz.'' -''GİZLİ TANIK İMDAT, ALİ KALKANCI'DIR''- Tutuklu sanık Zekeriya Öztürk de sanık olarak 2 yıldır psikolojik işkenceye tabi tutulduğunu ileri sürerek, ''Benim bunu söylemem, açıklamam suç mu bilmiyorum, ama suçsa içeride yattığım 2 yıl yeterlidir. Bu gizli tanık İmdat, Ali Kalkancı'dır. Ali Kalkancı benim muhatabım değildir. Muhatapları cevap versin. Biz burada kaldığımız sürece açılımlar, devletin başına örülen çoraplar devam edecektir'' şeklinde konuştu. Öztürk, tahliyesini talep etti. Tutuklu sanık Fikret Emek de Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Başkanlığından emekli olduğunu ifade ederek, STK'da arama yapılmasına üzüldüğünü söyledi. Emek, ''Görev yaptığım süre içinde STK'da yanlış şeyler yapıldığını görmedim. Ancak, eski mensubu olduğum için üzüldüm. Özel Kuvvetler'de görev yapanlar, birçok özel yeteneği olan kişilerdir. Herkesin görev yapamayacağı bir yerdir burası. Asılsız haberlerle Özel Kuvvetler Seferberlik Tetkik Kurulu ve Türk Silahlı Kuvvetleri küçük düşürülmekte, rencide edilmektedir'' şeklinde konuştu. Tutuklu sanık Ümit Sayın da 7 Aralıkta verdiği ifadeyle ilgili açıklama yapmak istediğini belirterek, önceki oturumda avukatlığını bırakan Mehmet Aytekin'in, akli dengesinin yerinde olmadığından bahsettiğini söyledi. Sayın, ''Depresyon, insanın akli melekelerinin yerinde olmaması anlamına gelmez. 5 aydır matematik çalışıyorum. Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Hukuk okumak için. Akli sağlığım tamamen yerinde. Verdiğim beyanların hiçbirisi akli dengemin yerinde olmadığını göstermez'' diye konuştu. Bugünkü duruşmada hakkında çok konuşulduğunu anlatan Sayın, ''İfademin baskı altında alındığından bahsedildi. Kendi irademle dilekçeyle başvurdum savcılığa. Tehditle ifade vermem söz konusu değildir. Haleti ruhiyem bozuk olabilir, ama akli dengem yerinde. İlaç tedavisi görüyorum'' dedi. Duruşma, sanık avukatlarının taleplerini sunmasıyla devam ediyor.
<< Önceki Haber O avukata cevap geldi ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER