Planlandığı gibi işliyor

Anayasa'yı açıkça ihlal eden Ceza Genel Kurulu, İlhan Cihaner'in ağır ceza mahkemesinde yargılandığı 'terör' davasının Yargıtay'a alınmasına onay verdi.

Planlandığı gibi işliyor

Anayasa'yı açıkça ihlal eden Ceza Genel Kurulu, İlhan Cihaner'in ağır ceza mahkemesinde yargılandığı 'terör' davasının Yargıtay'a alınmasına onay verdi. Yerel mahkemelerin yetkisini gasp eden bu karar, internete düşen ve yalanlanmayan ses kayıtlarındaki kurtarma planını da doğrulamış oldu. Karara hukukçular sert tepki gösterdi: "Anayasa, yetkiyi normal mahkemelere vermiştir, Yargıtay bunu yapamaz." Dosyaların aslını görmeden Erzincan Başsavcıİlhan Cihaner'i tahliye eden Yargıtay, hukuk tarihine geçen bir skandala daha imza attı. Dün toplanan Ceza Genel Kurulu, Cihaner'in Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ergenekon terör örgütü üyesi olmakla yargılandığı davayı Anayasa ve yasalara aykırı bir şekilde Yargıtay'a aldı. Ceza Genel Kurulu, Cihaner'in terör davası ile 'görevi kötüye kullanmak ve evrakta sahtecilik' iddialarıyla Yargıtay'da yargılandığı davayı fotokopi üzerinden birleştiren 11. Ceza Dairesi'nin kararını hukuka uygun buldu. 6 yüksek yargıcın karşı oyuna rağmen 18 oyla alınan bu kararla, sahtecilik suçlarına bakan 11. Ceza Dairesi, Anayasa'nın 138 ve 154. maddeleri ile CMK'nın 250., Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 93. maddelerine aykırı şekilde bir terör örgütü davasında yargılama yapacak. Bu, Yargıtay'ın görev bölümü içinde kendi iç hukukunu da çiğnediği anlamına geliyor. 11. Ceza Dairesi'nin muvafakat almadan verdiği birleştirme kararını da onadığı için mahkemelerin bundan sonra hukuksuz şekilde birleştirme yapmasının da önü açıldı. Alınan kararı 'skandal' olarak değerlendiren hukukçular ise internete düşen ses kaydındaki planın bire bir uygulandığına dikkat çekiyor. Cihaner'in birleştirme kararından önce Ceza Genel Kurulu Başkanı İhsan Akçin'i ziyaret ettiği iddialarının doğrulandığını belirten hukuk çevreleri, söz konusu ses kaydında ismi geçen yüksek yargıçların görevden alınmasını istedi. "Dosya birleştirdikten sonra önce tüm sanıklar tahliye edilecek. Sonra biraz uzatıp dosya kapatılacak. Burada süreci biraz uzatmamız gerekiyor. (Erzurum göndermiyorum) derse ne yapacaksınız? Fotokopi bile gönderse birleştirme kararı ver. Fotokopi bile olsa ben olsam birleştiririm, basarım tahliyeyi." Yargıtay 8. Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan'a ait olduğu ileri sürülen ve yalanlanmayan bu ses kaydı, 18 Mayıs 2010'da internet sitelerine düştü. Aktan ve bir başka Yargıtay üyesi Fatih Arkan arasında geçtiği iddia edilen görüşme, 'terör örgütüne üyelikle' suçlanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve arkadaşlarının nasıl kurtarılacağını da gözler önüne seriyordu. Plan aynen uygulandı. Başkanlığını Ersan Ülker'in yaptığı Yargıtay 11. Ceza Dairesi beklenen tahliye kararını 18 Haziran 2010'da verdi. Daire, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla aralarında İlhan Cihaner ve Saldıray Berk'in de bulunduğu sanıkların yargılandığı dava dosyası ile Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki dava dosyası arasında 'şahsi ve fiili irtibat' bulunduğu gerekçesiyle, her iki dava dosyasının Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki dava dosyasında birleştirilmesine oybirliğiyle hükmetti. Ergenekon ana davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' davası ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 'Ergenekon terör örgütüne üye olma' suçu kapsamında görülen davanın birleştirilerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi yönünde karar almıştı. 6 üye karşı oy kullandı Mahkemenin kararının ardından Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 'aradaki olumlu görev uyuşmazlığının çözümü için' dosyaların Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verdi. Bu arada, önceki gün internete yüksek yargı üyelerine ait olduğu ileri sürülen ses kayıtları düştü. Kayıtlarda yine İlhan Cihaner'i Yargıtay'da kurtarma planının ayrıntıları vardı. Ve nihayet Yargıtay Ceza Genel Kurulu dünkü toplantısında, Erzurum mahkemesindeki 'terör örgütüne üye olma' suçu kapsamında görülen davanın Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde görülen davayla birleştirilerek Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde görülmesine karar verdi. Edinilen bilgilere göre, görüşmelerde öncelikle Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin CD üzerinden verdiği birleştirme kararının geçerli olup olmadığı konuşuldu. 18 Yargıtay üyesi CD üzerinden birleştirmenin geçerli olduğu, 6 üye ise geçersiz olduğu yönünde oy kullandı. Azınlıkta kalan 6 üye, CMK 250. maddeye göre Cihaner'in işlediği terör örgütü üyeliği suçlarının görev suçu olmadığını, 'kişisel suç' kapsamında olduğunu, bu suçlarda yargılama yerinin Yargıtay değil özel yetkili mahkemeler olduğunu savundu. Bu üyeler, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin dosyanın aslını görmeden CD üzerinden verdiği birleştirme kararının hukuka aykırı olduğunu, buna onay verilmesi durumunda yargıda tehlikeli bir yolun açılacağını belirtti. Söz konusu üyeler, ilk derece mahkemelerinde Yargıtay'ın üst mahkeme olduğuna dair mevzuatta bir hüküm bulunmadığına dikkat çekti. Kanun maddeleri tek tek çiğneniyor Yargıtay'ın kararı Anayasa, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Yargıtay Kanunu'na uygun değil. Cihaner'i görev suçuyla yargılayan Yargıtay, ilk derece mahkemeleriyle eşit konumda. Kurul, "Yargıtay, kanunla gösterilen belli davalara bakar." diyen Anayasa'nın 154. maddesi ile "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz." hükmünü içeren 138. maddesine aykırı bir karar almış oldu. CMK'nın 250. maddesine göre terör suçu işleyenler özel yetkili mahkemelerde yargılanıyor. Başsavcı Cihaner'in, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 93.maddesine göre de özel yetkili mahkemede yargılanması gerekiyor. Ceza Genel Kurulu, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ni davaya bakmakla görevlendirerek Yargıtay Kanunu'na da aykırı davrandı. Kanun, Yargıtay'ı kişisel suç kapsamındaki terör suçlarına bakmakla görevlendirmiyor. Yargıtay, sadece birinci sınıf hâkim ve savcılar ile yüksek yargı üyelerini görevlerinden dolayı yargılayabilir. Kurtarma planı adım adım uygulandı Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin skandal 'birleştirme' kararının ardından İlhan Cihaner'in de aralarında bulunduğu 10 sanık tahliye edilmişti. Cihaner'i kurtarma planı mayıs ayında internete düşen ses kayıtlarında ayrıntılı olarak deşifre edilmişti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin verdiği karar, Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan'a ait olduğu ileri sürülen ses kaydını da tam olarak doğruladı. İşte yaşanan süreç: 14 Mayıs 2010: İnternete düşen ses kayıtlarında Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişi ile kimliği belirsiz bir şahıs, Erzincan davası sanıklarından 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ve İlhan Cihaner'in yargıdan nasıl kaçırılacağı hakkında konuşuyor. Kayıtta, Erzurum'da görülen 'terör örgütü üyeliği' davasının Yargıtay'daki evrakta sahtecilik davası ile birleştirilmesi planlanıyor. 18 Mayıs 2010: İnternete düşen ikinci ses kaydının Hamdi Yaver Aktan ile bir diğer Yargıtay Üyesi Fatih Arkan arasında geçtiği ileri sürülüyor. İşte o ses kaydından planın ayrıntıları: "Ersan Ülker'e dedim bunu yaparsan Yargıtay başkanısın. Erzurum dosyayı göndermeyiverirse ne yapacağız? Fotokopi bile gönderse birleştirme kararı verip esası kapatıp dosyayı gönder kardeşim. Fotokopiyi bile gönderse burası cesaretli ise ben olsam birleştiririm, basarım tahliyeyi." 11 Haziran 2010: Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' iddiasıyla yargılandığı dava dosyasının aslı yerine CD üzerinden incelenmesine ve davaların birleştirilmesinin değerlendirilmesine karar verdi. 18 Haziran 2010: Yargıtay 11. Ceza Dairesi, İlhan Cihaner'in 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla yargılandığı dava ile 'görevi kötüye kullanma, evrakta sahtecilik' iddialarıyla Yargıtay'da yargılandığı davanın birleştirilmesine karar verdi. Sanıkların tamamı tahliye edildi. 27 Eylül 2010: İnternete düşen yeni ses kayıtları yüksek yargıda görevli hakimlerin İlhan Cihaner'i aklamak için yoğun bir mesai harcadıklarını ortaya koydu. Plana göre, Cihaner Yargıtay'da aklanacaktı. 28 Eylül 2010: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Ergenekon terör örgütüne üye olma' suçu kapsamında görülen davanın Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde görülmesine karar verdi. Karar, tam bir hukuk skandalı Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı: Yargılama süreci baştan beri şaibeli. Kamuoyuna yansıyan ve yalanlanmayan ses kayıtlarını dikkate aldığımızda bırakın şaibeyi, yer değiştirme cezasını gerektirecek, meslekten ihracın bir altındaki cezayı gerektirecek ciddi bir ceza alması gereken kişiler söz konusu. İlhan Cihaner'i kurtarma operasyonu artık iddialardan öte bir gerçeklik taşıyor. Son olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı tam bir skandaldır. Zira gerekçeye baktığımızda CMK'nın 10. ve 16. maddesi yani birleştirmeyle ilgili hükümleri zikredilmiş. Birleştirmenin nasıl yapılacağıyla ilgili genel umdeleri gösterir. Yargıtay'ın hangi dairesinin görevli olacağıyla ilgili hüküm arz etmez. Diğer sanıklar nasıl yargılanacak? Eski Sivas Baro Başkanı Mustafa Coşkun: İlhan Cihaner, 'terör örgütü üyeliği' ve 'görevi kötüye kullanma' ile 'imar kirliliğine neden olma' gibi iddialarla suçlanıyor. Özellikle terör örgütü suçlamasıyla ilgili davanın, diğer terör örgütü davalarıyla birlikte ve aynı mahkemede görülmesi lazım. Sadece 'görevi kötüye kullanma' suçlaması, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin görev alanına girmektedir. Gelinen noktada Cihaner'in 'terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla hakkında açılan davadan sağlıklı bir netice çıkması mümkün gözükmüyor. Dava sonunda da adil bir sonuç beklemek imkânsız hale gelmiştir. Mahkemelerin yetkisi gasp edildi EMEKLİ SAVCI SACİT KAYASU: Hakim ve savcıların yargılama usullerini belirleyen 2802 sayısı kanunla belirlenmiş durumda. Bu kanunda 1. sınıfa ayrılmış hakimlerin nasıl yargılanacağı açık bir şekilde belirtiliyor. Sadece şahsi suçlardan yargılandığında Yargıtay yetkili olur. Diğer durumlarda ağır ceza mahkemeleri yetkilidir. Yargıtay resmen yerel mahkemelerin elindeki yetkiyi gasp etti. Daha vahim bir durum ise bundan önce ortaya çıkan ses kayıtlarındaki planın aynen uygulanmış olması. Bu süreç normal bir hukuki sürece benzemiyor. Ses kayıtları ortaya çıkıyor ve kasetlerdeki planın aynısı uygulanıyor. Yargıçlar görevden alınmalıydı Hukukçular Derneği Başkanı Cahit Özkan: İnternete düşen ses kayıtları, Cihaner'in skandal tahliye kararının nasıl verildiği, davaya nasıl hukuksuzca müdahale edildiğini ortaya koymaktadır. Söz konusu yargıçların öncelikle haklarında yapılacak yargılamanın sonuna kadar görevden el çektirilmeleri gerekmektedir. İddia edilen ses kayıtlarına konu eylemleri hakkında soruşturma başlatılmalı ve yargılama yapılmalıdır. Mahkum olmaları halinde ihraçlarına karar verilmelidir. Adı geçen yüksek yargı mensuplarının ortaya çıkan ses kayıtları, anayasa ve yasalara, hukuka ve Yargıtay'ın kendi kararlarına açıkça aykırı. Hukuksuz kararların nasıl organize edildiği ses kayıtlarıyla deşifre olmuştur. Ceza Genel Kurulu yetkisizdir Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun böyle bir uyuşmazlığa bakmaya kanunen bir yetkisi yoktur. Bu, birleştirmeden kaynaklanan bir uyuşmazlıktır. Birleştirme kararları görevle ya da yetki ile ilgili bir karar değildir. Fakat birleştirmeyle ilgili olumlu ya da olumsuz uyuşmazlıkta kanun herhangi itiraz yollarını göstermemiştir. Bu da mahkemenin verdiği bir karara itiraz edilebilmesi için bunun kanunda açık bir şekilde gösterilmesini gerektirir. Kanunda da bu konu ile ilgili açık itiraza yer verilmemiştir. Bu nedenle bu uyuşmazlığın Ceza Genel Kurulu'na götürülmesi yasalarımıza uygun değildir. Hukuk yine yok sayıldı Emekli Askeri Yargıç Faik Tarımcıoğlu: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun aldığı bu karar benim hukuk anlayışıma uymuyor. Cihaner'i yargılamada normal mahkemeler yetkilidir. Çünkü suçlamalar ve isnatlar birbirinden çok farklı. Yargıtay görev suçundan dolayı görülen davalara bakabilir. Hukuk bazen yok sayılıyor. Mesela 367 kararı. Ama Anayasa Mahkemesi'ne gitseniz neden böyle bir karar verdiniz deseniz, bir dolu gerekçe sunar. Ama bu gerekçelerin hiçbiri kabul edilemez. Cihaner davasında da böyle. Yargılamanın Yargıtay'da yapılmasını gerektiren gerekçeler de kabul edilemez durumdadır.
<< Önceki Haber Planlandığı gibi işliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER