SKANDAL! Polis memurundan kumpası deşifre eden ifade

İzmir'de emniyet mensuplarına yönelik, hükümete yakın bir gazetenin kupürüyle başlatılan operasyonun davasında, iddianamede yer alan "örgüt" iddiasının çökmesinden sonra şimdi de polislere kurulan kumpasın hazırlandığı toplantı deşifre oldu.

SKANDAL! Polis memurundan kumpası deşifre eden ifade

İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade veren sanık polislerden Tamer Karaman, 18 Ağustos 2014 gecesi kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup polisin istihbarat şubeye çağrıldığını belirterek, "Bize sabah operasyon yapılacağını söylediler. Bizi koruyacaklarını, avukat dahi tutmamıza gerek kalmayacağını, savcıyla konuştuklarını, buna karşılık, 'Amirlerimiz bize usulsüz dinleme yapmamız için emir verdi, baskı yaptı." dememiz istendi.” diye konuştu.

İzmir'de 19 Ağustos 2014 tarihinde hükümete yakın bir gazetenin kupürü ihbar kabul edilerek emniyet mensuplarına yönelik düzenlenen operasyonla ilgili davaya devam ediliyor. 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan davaya, tamamı tutuksuz 32 emniyet mensubundan 31'i katılıyor. Batman eski Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ise sağlık raporu gönderdiği duruşmaya katılmadı. Sanıklar hakkında 10 ile 961 yıl arasında değişen hapis cezaları talep edilirken duruşma, sanık ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.

AVUKATLAR DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Operasyonun ilk gününden itibaren sanık polislerin avukatları, polislere yönelik bir kumpas kurulduğunu, gözaltına alınan 32 polis arasında yer alan bazı polislerin operasyondan bir gece önce, 18 Ağustos’ta istihbarat şubeye çağrılarak bu kişilere çeşitli vaatlerde bulunulduğunu ve amirleri aleyhinde ifade vermeye zorlandıklarını ileri sürmüştü. Savunma avukatları, bu sebeple 18 Ağustos gecesi istihbarat şubeye ait güvenlik kamerası görüntülerini mahkemeden talep etmişti. İstihbarat şubeye çağrılarak bazı polisler aleyhinde ifade vermeye zorlandıkları iddia edilen polislerden Erdinç Sezgin, mahkemede verdiği ifadede, 18 Ağustos gecesi istihbarat şubeye çağrıldığını ancak gündüzden kalan işlerini yaptığını iddia etmişti. Aynı şekilde emniyete çağrılarak kendisine çeşitli vaatlerde bulunulduğu iddia edilen sanıklardan Mevlüt Çakar da mahkemedeki ifadesinde, 18 Ağustos gecesi işlerini tamamlamak için emniyete çağrıldığını, ertesi gün de gözaltına alındığını belirtirken sanık avukatlarının, “Kendi bilgisayarınıza mı oturdunuz? Bilgisayarda metin belgesi açtınız mı?” sorularına, “Kendi bilgisarıma da oturdum, evet.” diye cevap vermişti.

KUMPASI DEŞİFRE EDEN İFADE

Mahkemede savunma yapan sanık polislerden Tamer Karaman’ın verdiği ifade, istihbarat şubede polislere kurulan kumpası da deşifre etti. Karaman, 2009 yılından bu yana istihbarat şube müdürlüğünde görev yaptığını, üç aydır açıkta olduğunu, hiçbir usulsüz çalışmanın içinde yer almadığını, dinleme işlemlerinde görev yapmadığını söyledi. 18 Ağustos akşamı kendisinin de emniyete çağrıldığını, bir toplantı yapıldığını aktaran Karaman, “Bize sabah operasyon yapılacağı, savcıyla konuştukları, bizim avukat tutmamıza bile gerek olmadığı, bizleri koruyacakları ancak amirlerimiz aleyhinde usulsüz dinleme yapıldığı şeklinde ifade vermemiz gerektiği söylendi.” diye konuştu.

Karaman, İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Sertürk Cora’nın, mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Tamer Karaman’ın avukatı İsmail Hakkı Küçük de önceki aşamalarda bu konuyu dile getirdiklerini belirterek, “Operasyon gecesi, beş altı tane şüpheli memur personelin istihbarat şubeye önceden çağrıldığı, operasyonla ilgili bilgi verildiği ve bunlara amir ve müdürlerini suçlayıcı ifadeler vermeleri konusunda telkinlerde bulunduğunu ifade etmiştik. Benim müvekkillerimden Tamer Karaman da olayı büyük ölçüde doğruladı. Kendisinin de gece şubeye çağrıldığını, aslında büro amirinin haberi olmadan başka bir yüksek amir tarafından istihbarat işi dışında, görevleri dışında bir mevzu için önceden çağrılıp bu operasyonun haber verilmesi gibi bir hukuksuzluğu ortaya koymuş oldu. İşin birinci yönü bu, yani operasyon, şüphelilerden bazılarına önceden haber veriliyor. Bazıları adresinden alınarak şubeye getiriliyor, gözaltı işleminin orada bir kısım sanıklara farklı yapılacağı taahhüt ediliyor ve bu gösteriliyor. Bir kısım sanıkların da medya mensupları çağrılarak kameramanlar eşliğinde evlerine girilip arama yapılması mevzusu. Bizim sanıkların her birine farklı farklı ayrımcılık yapılarak muamele iddiamızın kesinleştiği, doğrulandığı bir duruşma oldu. Bugün ifade veren sanık Tamer Karaman ve ondan önceki diğer sanıklar da kısmen doğrulamışlardı. Şubeye çağrılıp belli bir telkin, belli bir doğrultuda amirlerini suçlayıcı ifade vermeye zorlandıklarını açıkça itiraf etmeseler de mahkemenin anlayacağı ölçüde bunu ortaya koydular. Oraya çağrılan polislere, ‘Biz savcıyla konuştuk, evrakları ayıkladık fakat ayıklayamadığımız, yine de sizin isimlerinizi ayıklayıp çıkaramadığımız üç beş tane evrakta imzanız var. Siz bu sebeple gözaltına alınacaksınız. Hiç korkmayın, avukat tutmanıza gerek yok. Şu şekilde ifade verdiniz mi serbest kalacaksınız.’ diye garanti verilerek, terör şubede onlardan ifade alınmaya çalışıldı. Bu şahıslar, suçlamaların örgüt suçlaması olduğunu, zorunlu olarak müdafi avukat bulundurma zorunluluğu olan suçlardan, işlemlerden olduğunu görünce ilk şoku yaşadılar. Yani aldatıldıklarını, kandırıldıklarını, yönlendirilmeye çalışıldıklarını gördüler. Savcılık sorgusundan sonra ifadesi alınan bütün şüpheliler, tutuklanma talebiyle sorgu hakimine sevk edildiklerinde ikinci şoku yaşadılar. Hattâ istihbarat şubede yapılan dinleme işlemlerinde hiçbir dahli olmayan, sadece evrak memuru olan kişinin, istenildiği şekilde telkinlere uygun olarak ifade vermediği için tutuklatıldığını gördük. Bu dosyanın, harcanacak adamların önceden belirlenip onlara yönelik, onları harcamaya, suçlamaya, onları sindirmeye, tasfiye etmeye yönelik bir algı operasyonu olduğu ortaya çıktı. Dosya, örgüt dosyası olmaktan çıkmıştır. Sadece mahkemenin karar vermesini bekliyoruz. En kısa zamanda mahkemenin, örgüt suçlamasının herhangi bir delil ve dayanağının olmadığını görmesi nedeniyle görevsizlik kararıyla dosyayı bir alt mahkemeye göndermesi kararını vermesini bekliyoruz.” dedi.

‘TOPLANTI YAPILMASI AYRI BİR SUÇ’

İstihbarat şubede önceden toplantı yapılmasının, farklı büroda çalışan insanların tek büroda toplanmasının, bunların hepsinin hukuksuz ve kanuna aykırı suç olan fiiller olduğunu aktaran Av. Küçük, “Bugün ifade veren müvekkilim Tamer Karaman’a, terör şubede ilk operasyon günü ifade almak için çağrıldığında baro tarafından avukat çağrılmış. Barodan görevlendirilen avukatın yanında müvekkilim sıkıştırılmaya çalışılmış fakat avukattan çekindikleri, tanımadıkları için bunu açıkça yapamamışlar ama rahatsızlıklarını, ‘Bu kim? Bunun ne işi var? Sen Sertürk Müdür'le görüşmedin mi?’ diyerek sıkıştırma yapmışlar, tehdit içerikli konuşmuşlar. Yani, ‘Biz sana, avukat tutmayacaksın dedik, istediğimiz şekilde ifade vereceksin dedik ve sana bir şey olmayacaktı, bunu taahhüt ettik.’ anlamında söylüyorlar bunu. Müvekkilim de, ‘Bu bir örgüt suçlaması, avukat tutmak zorunluymuş, baro göndermiş. Ben istemedim ama avukatın bana zararı olmaz, faydası olur, hem de hukuki zorunlulukmuş.’ diyerek o kişilerin salondan çıkmasını, ifade alma yerinde aslında ifadeyi alan memurların dışında kimsenin müdahil olmaması lazım, o yönüyle de usulsüz. Şimdi biz ilerleyen aşamada müvekkilimin terör şubede müdafisi olarak görev yapan meslekdaşımızın da tanık olarak dinlenmesi talebinde bulunacağız ve o da bunu teyit edecektir.” diye konuştu.cihan
<< Önceki Haber SKANDAL! Polis memurundan kumpası deşifre eden ifade Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER