Bir kısım medyaya soğuk duş

Jandarma kriminal, Millete Komplo Belgesi'nin altındaki imzaya son noktayı koydu. Daha önce Emniyet ve Adli Tıp'ın Dursun Çiçek'e aittir dediği imza için Jandarma da beklenen kararını açıkladı.

<b>Bir kısım medyaya soğuk duş</b>

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Millete Komplo Belgesi'nin ortaya çıkmasından sonra düzenlediği basın toplantısında "Kağıt Parçası" olarak nitelediği belgenin altındaki Dursun Çiçek imzası için Jandarma Kriminal de "bu imza gerçek" dedi. Taraf Gazetesi'nin manşetten duyurduğu ve yediden yetmişe herkesin kanını donduran belgeye o günlerde bazı kesimleri inandırmak mümkün olmamıştı. İlk önce 'bu belgeler fotokopi' mazaretinin ardına saklandılar. Fotokopi belge üzerindeki imzayı inceleyen Emniyet ve Adli Tıp'ın "İmza Dursun Çiçek'e ait" raporundan ikna olmadılar. Üstüne üstelik Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un onlarca kamera ve köşe yazarı önünde elindeki belgeyi göstererek "Kağıt Parçası" nitelemesi yapaması bu çevreler için bulunmaz fırsat oldu. Başbuğ'un bu sözü günlerce manşetlerden ve kimi köşe yazarlarının köşesinden inmedi. Kısa bir süre sonra Millete Komplo Belegesi'nin ıslak imzalı orjinal hali ortaya çıktı. Daha önce fotokopi diyen çevreler bu sefer de alelacele yurtdışından 'ıslak imza makinası' getirdiler. Hatta bazı basın-yayın organları akla ziyan bu teoriyi ciddiye alıp manşetlere ve ekranlara taşımaktan geri durmadılar. Akla hayale gelmeyen sulandırma yöntemleri ile deve kuşu misali başlarını kuma gömdüler. Fakat gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu unuttular. İçeriği itibari ile okuyanların tüylerini ürperten, kendi milletine nasıl tuzak kurulduğunu ortaya çıkaran belge için son sözü dün Jandarma Kriminal söyledi. Bir kısım medya başta olmak üzere, bazı askeri çevrelerin de ısrarla üzerinde durduğu belgenin orjinaline bir de askeri kriminal baksın isteği gerçek oldu. Askeri uzmanlar da Emniyet ve Adli Tıp gibi "İMZA GERÇEK VE DURSUN ÇİÇEK'E AİT" dedi. Bu arada Ahmet Altan yönetimindeki ekibin cesaretini özellikle vurgulamak gerekir. Bugün gelinen nokta itibariyle, Taraf'ın amacının TSK'yı zayıflatmak olmadığı, aksine TSK içindeki tehdit unsurların ayıklanması çabasıyla hem orduya hem de Türkiye'ye büyük hizmet ettiği ortaya çıktı. Belgenin orjinalliğinin tescil edilmesinden sonra bir ksım medyanın nasıl bir tutum takınacağı merak konusu oldu. Çünkü Taraf Gazetesi'nin " AKP VE GÜLEN'İ BİTİRME PLANI" manşetinden sonra Dursun Çiçek etrafında etten duvar ören bir kısım medya ve onun köşe yazarları neler yazmamışlardı ki.... Kimlere akla hayale gelmeyen iftiralar atmamışlardı ki... Yargı oyunları ile jet tahliye kararlarını görmezden gelen, kamu vicdanını rencide eden karara yargıdan hızlı davranıp gerekçe yazan bu çevreler bakın o günlerde neler yazmış neler çizmişler... Ancak buraya tüm gazete ve yazarları sığdırmak imkansız olduğu için birkaç örnek yeterli olacaktır. Ayrıca sayılarının bu kadar fazla olması da demokrasi özlemleri açısından can sıkıcı bir konu, orası da ayrı mevzu... İŞTE O GÜNLERDE YAZILIP ÇİZİLENLER: HÜRRİYET Çiçek: Ben Masumum Hürriyet, Çiçek'i adliye önünde yakalamış ve soruyor Gazeteciler: "İrtica ile Mücadele Eylem Planı"n da yer alan ıslak imza sizin mi? Dursun Çiçek: Hayır kesinlikle bana ait değil. Gazeteciler: Hükümeti yıkmaya teşebbüs ettiniz mi? Dursun Çiçek: Hayır. Öyle Bir şey olur mu. Bir albay hükümeti devirmeye teşebbüs eder mi? Hakkımdaki iddialar ve yazılıp çizilenler kesinlikle doğru değil. OKTAY EKŞİ (Hürriyet) "...Biliyorsunuz son zamanlarda Deniz Albayı Dursun Çiçek'le bağlantılı iki “ihbar mektubu”ndan söz edildi. İddiaya göre bunları postaya veren kişi aynı mektupları Savcılıktan ayrı olarak Cumhurbaşkanı'na ve Başbakan'a da göndermişti. Hem bu sözü ciddiye aldılar hem de söz konusu mektupları çarşaf çarşaf yayımladılar. Hem de “Acaba bu sahte bir mektup mu?” demeden." ŞÜKRÜ KÜÇÜKŞAHİN (Hürriyet) "...Albay Dursun Çiçek, altında fotokopi imzası bulunan 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesi ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurup olayın aydınlatılmasını isteyecek. Çiçek böyle bir olaya adının niçin karıştırıldığının, belgenin kimler tarafından hazırlandığının ortaya çıkarılmasını talep edecek..." VATAN Vatan, askerin Çiçek tavrını aktarıyor: ..."Bu ıslak imzalı belgenin herhalde bugünlerde ele geçtiğine inanmamızı kimse bizden ve kamuoyundan beklemesin. İkna edici olmaz. Bu halde neden bu gerçek dediklerı belgeyi şimdi orataya çıkartıyorlar? Niye bu kadar beklediler? Biz hala bu belgenin gerçekliğiyle ilgili şüphe taşıyoruz. Hukuk ve akıl dışı bu belgenin, sınıflarını hep birincilikle bitirmiş bir Kurmay Albay'ın hazırlamış olmasını mantığımız almıyor." MİLLİYET Milliyet ise suyun başını daha akmadan kesiyor ve Türkiye'ye 2 tane ıslak imza atan makine getirtildiğini ve Çiçek'in imzasının bu yolla açılmış olabileceğini ima ediyor. Amaç belli: Çiçek'i yargıdan kurtarmak... "Islak imza atan makine Türkiye'de" "...CHP'nin yazılım mühendisi kökenli Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, gerçeğinden ayırt edilemeyen imzalar atan ABD malı robot kollu makinelerin Türkiye'ye iki tane satıldığını açıkladı." AYNI GAZETELERİN BUGÜNKÜ MANŞETLERİ HÜRRİYET: BELGE GERÇEK TUTUKLAMA YOK VATAN: İŞTE ASKERİN BALYOZ RAPORU HABERTÜRRK: ASKER DE ÇİÇEK TUTUKLANSIN DEDİ MİLLİYET: ASKERİ SAVCI: ALBAY ÇİÇEK'İ TUTUKLAYIN GÜNEŞ: KAĞIT PARÇASI GERÇEK ÇIKTI RADİKAL: O KAĞIT ARTIK BELGE SÖZCÜ: Askeri savcılık 'Albay Dursun Çiçek tutuklansın' dedi (küçücük, Çölaşan'ın köşesinin dibinde) TERCÜMAN: Delil var, tutuklama yok (küçüçük bir yerde) SAMANYOLUHABER
<< Önceki Haber Bir kısım medyaya soğuk duş Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER