Hikayemiz Bitti mi?

Samanyoluhaber.com yazarı Hüseyin Odabaşı'nın yazısı

SHABER3.COM

HÜSEYİN ODABAŞI

Günümüzde az da olsa konuşulduğu gibi Hizmet Hareketi’nin hikayesi bitti mi? Hizmetin hikayesi ne zaman biter? Aslında Kur'an-ı Kerim bazı kavim ve topluluklarının hikayesinin bitebileceğini, ömr-ü tabilerini doldurabileceklerinden bahseder. 

“Eğer dilerse sizi yok eder ve yeni bir halk getirir.” (Fatır, 16)  Bu ayeti kerimeye göre “cedid” vasfı öne çıkar. Yeni yenilenebilen yenilikçi. Çağa veya zamana söyleyecek yeni sözleri olanları Allah, sözü ve özü eskimiş olanlara tercih eder. Dün eskide kaldı diyor ya Mevlâna:

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

İbrahim Suresi'nde aynı gerçek gökler ve yerin hakikatine dikkatler çekilerek ifade edilir. Yani halkın milletlerin veya cemaatlerin yenilenmesi yeryüzü ve gökyüzündeki yenilenmeden hali değildir. Aslında yeryüzündeki kavim ve milletlerin değişimi bütün kainattaki değişimin bir parçasıdır.

“Allah’ın, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir.” (İbrahim, 19). Yani gök yenileniyor, yeryüzü tazeleniyor. Bu cari olan kanuna göre insan toplulukları da yenilenmelidir veya yenilenir. 

Maide Suresi 54. ayette bu yenilenmenin şifrelerini görebilir ve nasıllığını daha iyi anlarız. Yani Allah bir topluluğu başka yeni bir toplulukla yerini değiştirmeden önce o toplum kendini iyi yönde değiştirmeli yani yenilemesini bilmelidir: “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah, Kendisinin onları sevdiği ve onların da O'nu sevdiği; Müminlere karşı alçak gönüllü, Kafirlere karşı izzetli, Allah yolunda cihat eden, kınayıcının kınamasından korkmayan bir halk getirir. İşte bu Allah'ın fazlıdır ki o fazlı dilediğine verir. Ve Allah, Yardımı Çok Kapsamlı Olan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.” (Maide, 54)
Bu ayette eskimemek veya eskiyenlerin yerine gelebilmek için 3 özellikten, şarttan bahsedilir.
1. Allah tarafından sevilmek ve Allah'ı çok sevmek. Allah kimleri sever? Meryem Suresi’nin sonlarında Allah “İman edip salih amel yapanları seveceğini, onlar adına sevgi yaratacağını” söylüyor (Meryem, 96). Bozmaya karşı salih amel yapan ve fesada karşı ıslah eden salih kulları Allah çok sever ve onlarla alakalı sevgi vazeder. “Biz Zebur'da ve Tevrat'a yazdık ki yer yüzüne abitler salihler varis olacaktır (Enbiya 105). Bu bakımdan salih amel deyip geçemeyiz. Dünyadaki fesadı ifsadı ortadan kaldırıp yenilenmek ıslah ve düzelmekle ancak mümkündür. Yoksa salih ameli evin bir köşesine çekilip etliye sütlüye karışmadan ibadet yapmak olarak anlayamayız. Yani Allah daima salihat peşinde koşan ıslahçı, eksiği gediği tamir eden kullarını sever.  
2. “Müminlere karşı alçak gönüllü olanlar.” Müminlerin dertleriyle dertlenenler. Onlara şefkat ve merhamet elini uzatanlar. Yenilenen veya nesl-i cedit bunlar olacaklardır. Ebu Zer’den rivayet edilen “Müminlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir.” hadisinde ifade dildiği üzere ister bir yerde çalışan amele olalım isterse Bill Geits gibi zengin olalım müminlerin dertleriyle dertlenme ortak paydasında kalbimizin solukları aynı çerçevede atmalıdır. Gözle ayak parmakları aynı ruha bağlı bir vahidin eczaları hükmünde olduklarını unutmaması gerekir. Gözün bakışı ile ayağın yürüyüşü arasındaki vahdetin bozulmaması gerekir. 
3. “Kafirlere karşı izzetlidir.”  Mümindeki izzet ve zilletin yönü çok önemlidir. Bediüzzaman'ın anlayışına göre bir Mümin bir Mümine karşı şecaat (cesaret) izhar etmemelidir: “Hem bir adam, kendi başına cesareti güzel de olsa, bir cemaat-i mütesanideye girdikten sonra, onların istirahatini ve sarsılmamalarını muhafaza etmek için, o şahsî cesareti istimal edemez" (Kastamonu Lahikası, 160. Mektup). İzzet ve onurumuz, eski tarihlerdeki küfür ve düşmanlara bedel bizim için daha tehlikeli olan cehalete, iftiraka ve fakirliğe karşı olmalıdır. Yani cehaleti ve fakirliği ortadan kaldıran cesarete daha çok muhtacız; arttıran değil. 
4. “Kınayıcının kınamasından korkmayanlar.” Bu ne hikmetse tarihte hep peygamberler ve onun yolunu sıdk ve sadakatle takip edenler, genellikle alaya alınmış, karalanmış, horlanmış ve ayrımcılığa maruz kalmışlardır. Bugün Hizmet hareketinin içinde olanlar da her yerde kınanıyor, karalanıyor ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Biraz da hizmetin devamı bu bed muamelelere karşı aldırış etmeyişimize bağlıdır. Çünkü bu ağır laf ve iftiraları her fıtrat kaldıramayabilir.  
Bu dört özelliği üzerinde barındıran bir cemiyetin hikayesi kıyamete kadar devam eder Allah’ın izniyle. Yoksa Allah'ı sevmeyenler ve Onun tarafından sevilmeyenler, kafirler karşısında zillete maruz kaldığı halde kardeşlerine karşı yersiz bir kibirle davrananlar ve en ufak bir kınama, karalama karşısında sarsılanlar yenilenemez ve geleceğe yürüyemezler. 

Hizmet Hareketi dini bir hareket olduğundan dinimizin yenilenme ve yenilmez gücü onun için de geçerlidir. Kim ne derse desin Hizmet Hareketi çağımıza uyum sağlamış bir irşat ve tebliğ hareketidir. Dinden koptuğu ve sadece toplumsal ihtiyaçlara göre şekillenen bir yardım kuruluşuna veya sivil bir teşkilata indirgendiğinde esrarını da hikayesini de kaybeder. Evet, bu hareketin mensupları zekât ve sadaka vererek miskine, düşküne, mağdura yardım eder. Yardım eder ancak bu yardımı Allah emrettiği için Onun hoşnutluğunu kazanmak için yapar. Mesela kurban kesip etlerini fakir fukaraya veya talebeye dağıtır. Evet dağıtır ancak bu kurbanların kesilmesinin ana sebebi veya illeti Allah’ın bu kurban kesimini bize emretmiş olmasıdır. Bu hareketin mensupları insanlık ortak paydasında moral değerlerini yeni yetişen nesillere benimseterek ahlaklı bireylerin oluşmasına katkı sağlar. Ama bu katkıyı ahlaklı nesillerin yetişmesinde Allah ve Resulü’nün (sav) hoşnut olacağını düşünerek yapar. Zira Hizmet insanının ideal dünyasında “bugün Allah için ne yaptın sözü” “bugün insanlık için ne yaptın” sözünü de kapsar, karşılar.  Allah günahlarımızı affetsin ve rıza yolundan ayırmasın. Âmin!
<< Önceki Haber Hikayemiz Bitti mi? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER