Kemençe de ağlarmış

Kemençenin sesi dinlendirir mi? Ya da ne kadar hüzünlendirir? Çayelili Selçuk Balcı'nın yaklaşık bir yıldır sosyal paylaşım sitelerinde fenomen olan şarkısı "Deniz üstünde fener"e kemençeyle getirdiği yorum aynen böyle.

Kemençe de ağlarmış

İki hafta sonra Kalan Müzik'ten Patika adlı albümü çıkacak olan Balcı, besteleri ve yorumuyla kendine özgü bir sanatçı. Yaklaşık bir yıldır, sosyal medya ve paylaşım sitelerinde Karadenizli bir gencin amatör olarak kaydettiği videosu dolaşıyor. Şarkının sözleri herkesin dilinde: "Deniz üstünde fener/Bir yanar bir de söner/Bu kaybana sevdaluk/Ne yana olsa döner". Bu sözler anonim değil. 23 yaşındaki Çayelili Selçuk Balcı'ya ait. Bestesini de kendi yapmış. Oysa mahalli sanatçıların sözlerini, bestelerini ve tavırlarını hatırlatıyor. Onu önce 8-9 ay önce Endipol'ün Habertürk'te yayınlanan Müzik ve Yol programında tanıdık. Kemençesinden çıkan sesini duyan herkes önce kulak kesiliyor, sonra "Bu kim?" diye soruyor. Kemençenin insanı yerinden zıplatan bir enstrüman olduğu düşünülür. Temel karikatürlerinde 'gıy gıy gıy' diye ses çıkarmaktan da öteye gitmez. Sürekli komiklik, hamsi tava, Temel, Fadime! Oysa Karadeniz'de acılar da yaşanmış. Bu acılar üzerine ağıtlar yazılmış. Selçuk Balcı'nın kemençeye getirdiği yorum dinlendiren, kimi zaman hüzünlendiren bir özelliğe sahip. İranlı sanatçı Farid Farjad'a yapılan 'kemanı ağlatan sanatçı' yakıştırması ona da kendi enstrümanı ile ilgili söyleniyor. Kemençeyle ağlamak ya da kemençe ve dinlendiren müzik! Ne kadar tezat değil mi? Ama onu saatlerce dinleyebilirsiniz. Bu yorumlar sadece bizim düşüncemiz değil, Karadenizli olsun olmasın pek çok insanın ortak görüşü. Karadeniz horonunu, dolayısıyla kemençeyi sevmeyen, hatta sesine tahammül edemeyen bir Egeli ya da İç Anadolulu bile onu dinleyince fikrini değiştirdiğini söylüyor. İlk kayıtları Pol'ün stüdyosunda yaptık İki hafta sonra Kalan Müzik'ten albümü çıkacak olan Balcı, 1988 Çayeli doğumlu. Aslında 10 yaşına kadar memleketinde yaşayan sanatçı, 1997'de babası vefat edince annesi ve kardeşleriyle birlikte Ankara'ya yerleşmişler. Küçük yaşından beri müzikle ilgili. Yöresinden uzak kalınca kendini Karadeniz müziğine daha yakın hissetmeye başlamış. Albümünün ilk kayıtlarını Pol'ün Fulya'daki stüdyosunda yapmışlar. "Pol'le bir araya geldiğimizde albüm projemden bahsettim ve beni İstanbul'daki kayıt stüdyosuna davet etti. Eylülden beri stüdyodayız. Kayıtları Ankara'da İhsan Eş abimin evinin altındaki stüdyoda tamamladık." diyor. Albümde Sürmeneli kemençe ustası Bahattin Çamurali'nin kaynak kişisi olduğu anonim eserlerin yanı sıra Hemşin ve Trabzon yöresinden parçalar var. Balcı ayrıca arkadaşlarının bestelerine ve Karadeniz dışı özgün iki şarkıya da yer vermiş. Bestesini Cengiz Alkan'ın yaptığı Mezar taşı adlı eserde dizi müziklerinin bilinen sesi Eylem Aktaş ile düet yapıyor. Selçuk Balcı, internetteki videoları nedeniyle sevildi ama hem Karadeniz illerinde hem de İstanbul'da konserler veriyor. Geçen hafta Kuruçeşme Arena'da düzenlenen Karadeniz Gecesi'nde de sahneye çıktı. İnternet popülerliğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? "İnternetle gelen başarının tesadüfmüş gibi algılanması beni rahatsız ediyor." diyor. Başka riskleri olduğunu da düşünüyor: "Amatör kayıtları sevenler, albüm çıktığında aynı duyguyu yakalayamadığından yakınıyor. İnsan kulağı neyi sevdiyse hep onu duymak istiyor. Albüm sürecinde o doğallığı kaybetmemeye çalıştık. Farklı renkler taşıması adına birçok enstrümanı albümde kullandık." Bir sanatçı için en kötü şeylerden biri, aynı kulvardaki diğer sanatçıyla karşılaştırılmak olsa gerek. Balcı'nın müziği, bestesi, yorumu ve kendine has kemençe çalım tarzıyla farklı bir duruşu var. Son yıllarda Karadeniz'de müzikle ilgilenen gençlerin sayısında artış olduğu biliniyor. Bazıları giyim kuşamlarıyla bile özentili hallere bürünebiliyorlar. Balcı onların arasından sıyrılıyor, ne yapmak istediğinin farkında Kent ozanları' kavramı ortaya çıktı Selçuk Balcı, çok genç olmasına rağmen 40'lı, 50'li yaşlarındaki Karadenizli diğer sanatçılar arasında çok seviliyor. Bütün ağabeylerinin desteği arkasında. Trabzon Çaykaralı sanatçı İhsan Eş bu isimlerden biri. 2009 yılında Rum türkülerinden derlediği Espira adlı albümü var. Eş, "Son yıllarda kent ozanları diye bir kavram oluştu. Selçuk hem kentte hem köyde yaşamış biri olarak o kültürü unutmamış ve otantikliği çok başarılı bir şekilde yorumlayan biri. Bu yaşlarda her şeyin farkında. Gençler arasında öne çıkıyor. Arkamıza bakmadan gideceğiz. Kemençe bizim kültürümüzün ana enstrümanı. Türkiye'de çok iyi tanıtıldığına inanmıyorum. Karadeniz'de 15-20 yıl önce gazetenin arasına sıkıştırılıp sanki kaçak silah taşır gibi gizli gizli çalmaya giderdik. Bir adam kemençeci diye aşağılanırdı. Boş iş diye bakılırdı müziğe. Artık öyle değil." diyor. Karadeniz'de müzikal bir yağmalama var Selçuk Balcı: "Şu anda Karadeniz'de ciddi anlamda müzikal bir yağmalama söz konusu. Eskiler ne yapmış, ortaya çıkartılıyor ve çok kötü bir şekilde tüketiliyor. Anonim eserler, rock formatında yağmalanıyor. Dinlenemeyecek hale getiriyorlar. Bu eleştiriyi yaparken tabiî ki doğru bir şekilde yapan arkadaşlarımızı es geçmememiz gerekiyor. Peki bu kaynaklar bittiği zaman ne olacak? Tekrar birilerinin üretmesi gerekiyor."
<< Önceki Haber Kemençe de ağlarmış Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER