Müzik Ruhun Gıdası, Bedenin Şifası Mıdır?

Samanyoluhaber.com yazarı Akademisyen Esra Büyükcombak bu haftaki yazısında 'Müzik Ruhun Gıdası, Bedenin Şifası Mıdır?' sorusunu cevapladı

SHABER3.COM

ESRA BÜYÜKCOMBAK
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)


Zor zamanlardan geçiyoruz. Mevcut siyasi problemler, savaşlar, fiziksel ve zihinsel sağlık sorunları, güvenlik duygularımızı ve yaşam kalitemizi olumsuz etkiliyor. Peki bu sıkıntılı durumlardan müzik yardımıyla uzaklaşabilmek mümkün müdür? Veya müzik tedavi aracı olarak kullanılabilir mi? Elbette mümkündür ve kullanılabilir. Kâinatın tamamında yaratılmış olan seslerin melodisini duyabilenler, seslerin iyileştirici gücünü daha kolay anlayabilirler.

Kuş cıvıltıları, yağmur sesi gibi doğadan sesler veya sevdiğiniz bir melodi… Her ses ve her müzik herkese farklı duygular hissettirir. Çünkü müzik hafızası beynin merkezinde yer alan hipokampusta depolanır. Bu nedenle ses ve müzik hafızası, yaş veya hastalık gibi durumlardan kolay kolay etkilenmez. 


Müzik yaşam kalitemizi nasıl etkileyebilir?


Beynimize ulaşan uyaranların % 80'i kulaklarımız aracılığıyla gelir. Biz doğmadan önce bile müzik farkını gösterir. Çünkü fetüs henüz 18 haftalıkken gelişen ilk duyu, işitme duyusudur. Bu nedenle beynimizi, müzik gibi uyaran çok az şey vardır. 

Sevdiğimiz müziği duyduğumuzda salgılanan endorfin hormonu moralimizi yükseltebilir ve mutluluk duygusuna katkıda bulunabilir. Aynı zamanda mutluluk hormonu olan dopamin üretimini de uyarır. Müziğin iyi hissettiren doğası nedeniyle, stres ve kaygı duygularını hafifletmeye yardımcı olması şaşırtıcı değildir; dopamin salgılamanın yanı sıra, güçlü stres hormonlarından biri olan kortizol üretimini de azaltır. Sevdiğimiz müziği, neşeli olsun ya da olmasın, dinlediğimizde, tanıdık bir şeyle bağ kurduğumuz için güvende hissettirir ve özellikle zor zamanlarımızda bize iyi gelir.

Müzik dinlemek beynimizin belirli bölgelerini, özellikle de hareket, planlama, dikkat ve hafızayla ilgili sinir yollarını harekete geçirir. Müzik duyduğumuzda, hem sol hem de sağ beyni aynı anda aktive olur; bunun aktivasyonu, öğrenmeyi en üst düzeye çıkarmaya ve hatırlamamıza yardımcı olabilir. Pek çok kişi klasik müzik dinlemeyi çalışmak için yararlı bulur, bunun nedeni muhtemelen dikkati dağıtacak şarkı sözlerinin olmamasıdır.

Ne dinlediğimize bağlı olarak, müzik rahatlamak için uygun olabilir ve uykuya dalmadan önce sakinlik hissi verebilir. Müzik beyinde daha sakin ve rahat hissetmemize yardımcı olan alfa dalgaları oluşturabilir. Fiziksel aktiviteyi de arttıran müzik, motive ederek, odaklanmayı artırabilir. Bu sayede performans da   geliştirilebilir.

Müzik nasıl tedavi eder?


Osmanlı döneminde ve bazı eski kültürlerde, müziğin tedavi edici gücü kullanılıyordu. Çeşitli hastalıkların tedavisinde uygulanan müzik türlerine örnek olarak Mevlevi müziği (Sema ayini) verilebilir. Zihinsel ve ruhsal rahatlama sağlamak için kullanılan bu müzik dışında Tıbbi Mûsiki denilen ve belirli frekans aralığında oluşturulan ilahiler de belirli hastalıkları iyileştirmek veya semptomları hafifletmek için kullanılırdı. 
Günümüzde de müzik terapisi olarak, terapötik sağlık hizmetlerinde yerini alan ve bilimsel kanıtlara dayalı müzik müdahaleleri tedavi metotları arasında yer alıyor. Hatta bu terapi çeşidi için, akredite bir lisans veya yüksek lisans eğitimi programının tamamlanmış olması gerekiyor. Müzik terapistleri hem aktif (şarkı söyleme, enstrüman öğrenme, şarkı yazma, dijital müzik yapma vb.) hem de pasif (müzik dinleme, müzikle birlikte yönlendirilmiş görselleştirme, müzikle ilgili konuşma ve anıları hatırlama) müdahaleleri kullanır ve sağlığı iyileştirmek için hedefler oluşturur. Bu hedeflerden bazıları kaygıyı azaltmak, ruh halini iyileştirmek, kanser veya diğer tıbbi tedavi sırasında ağrı algısını azaltmak, motivasyon arttırmak ve benzerlerini içerebilir. 

Müzik seslerden oluşur ve ses titreşimlerden kaynaklanır. Bu titreşimler sayesinde, Parkinson hastalığı, fibromiyalji veya depresyon gibi rahatsızlıkların etkilerinin hafifleyebileceğine dair çalışmalar mevcuttur. 


Müziğin Zihinsel ve Fiziksel Faydaları

Michigan Üniversitesi'nin sağlıklı yaşlanmaya ilişkin en son ulusal anketinden elde edilen yeni bulgular, özellikle yaşlıların yaşam kalitesi için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 2.600'den fazla yaşlı (50-80 yaş arası) arasında, yüzde 75'i müziğin stresi azalttığını ve rahatlatığını söylerken, yüzde 73'ü müziğin kendilerine neşe getirdiğine inanıyor ve yüzde 65'i müziği gelişmiş zihinsel uyanıklık ve daha iyi bir ruh hali kaynağı olarak görüyor.

Yapılan çalışmalar müziğin bağışıklık fonksiyonunu güçlendirdiğini, kalp atış hızını düşürdüğünü, kan basıncımızı yükselten ve bağışıklık sistemimizi baskılayan kortizol gibi stresle ilişkili hormonları düşürdüğünü gösteriyor. Aynı zamanda kalp krizinden sonraki komplikasyonları da azalttığı, solunumu düzenlediği ve vücudun doğal ağrı kesicilerinden olan endorfin hormonu üretimini arttırdığı da biliniyor.
 
Arapçada müzik, kelime anlamı olarak sadece melodilerden ibaret değildir; aynı zamanda Kur'an'ın manevi gücünü taşıyan okumaları ve ruhu meditatif bir huzura kavuşturan ezan gibi güzel sesleri de içerir. Bu nedenle, müzik sadece duyusal bir deneyim değil, ruhsal bir serüvenin de anahtarıdır. Aynı zamanda kalbi dokunaklı bir şekilde etkileyen, ruhu huzura kavuşturan sesleri de kapsar. Umarım her birimiz rahatlayabildiğimiz doğru müziği bulabilir, zihnimizi zor ve sıkıntılı durumlardan uzaklaştırabiliriz. 

[email protected]                                    X:@esrabc
<< Önceki Haber Müzik Ruhun Gıdası, Bedenin Şifası Mıdır? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER