TV8’de Ankara Temsilcisi Erkan Tan’ın konuğu bugün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan idi. Türkiye ekonomisi ve gündeme yönelik önemli açıklamlarda bulundu. “İntibakın kaynağı ve yıllık maliyeti nedir, CHP’nin bunları cevaplaması lazım. Biz yapacağız demiyoruz. Bütçe açığımızı düşürmüşüz, borç stokunu düşürmüşüz, kendi iktidar dönemimizde asla karşılıksız para basmamışız. Ama onlar sözü verelim de olmazsa merkez bankasında para basarız diye düşünüyorlar. Ya bütçe açığını arttıracağım ya da para basacağım diyecek; ama diyemiyorlar. Açıkça söylüyorum karşılıksız para basmak modern bir hırsızlık örneğidir!” “ Muhalefet yerini seviyor, profesyonel olmuş!” “CHP’nin geçmişine baktığımızda çok sayıda birbiri ile örtüşmeyen uygulamalar var. Söylüyorlar, geri adım atıp, u dönüşü yapıyorlar. CHP’nin gen şifrelerinde maalesef bazı özellikleri değiştirmek çok zor. CHP’nin kodlarında değişiklik var. Her seçimde normal zamanda yapmayacaklarını söylüyorlar. Seçim sonrası ile ilgili vaat ortaya koyuyorlar. Hiçbir muhalefet partisi geçmişinden bahsetmiyor. Bir tek biz bahsediyoruz. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. O dönemlerden hiçbir şey anlatmıyorlar. Keske Türkiye’de gerçek anlamda muhalefet yapan partiler olsa. Bizim muhalefet partilerimizin iktidara talip olma gibi bir düşüncelerinin olmadığını görüyoruz. Muhalefet profesyonel olmuş artık. Bu şekilde ortaya çıkmak iktidara talep olmayı göstermez. Biliyorlar ki muhalefet devam edecek, 3-5 puan daha bir başarı ortaya koyma dertleri var o kadar.” “Bizim milletimize karşı hazırlıksız olma gibi bir lüksümüz yok!” Muhelefet partilerinin hiçbir konuda kendilerini sıkıştıramayacağını söyleyen Babacan; “Bizim cevap veremeyeceğimiz, hazırlıklı olmadığımız hiçbir konu yok. 8,5 yıllık bir geçmiş var, 2023 hedefini geçmişteki güvenilirlikle ortaya koyduk biz. ABD 2012 yılı ile ilgili hedef açıklamış değil. Bu her konuda bizim hazırlıklı olduğumuzu gösterir. Bizim hazırlıksız olalım diyecek kadar lüksümüz yok.” “Türkiye’deki güven ve istikrar ile cari açık tedirginlik yaratmıyor!” “Döviz rakamlarına baktığınızda, ödediğiniz döviz aldığınızdan daha fazla ise cari açık oluşur. Cari açık veriyoruz; ama finansman kaleminde çok daha fazla artışımız var. En önemli konu, tasarruf oranının düşük olması; ama bunun bir gecede düzelmesini bekleyemeyiz. Türkiye’de güven ve istikrar olduğu için vatandaş bir tedirginlik duymuyor.” “ Borçlanmak geleceğe güvenle alakalıdır!” “Borçlanmak geleceğe olan güvenle alakalıdır. Bankalar geleceğe güvenmese kredi vermez, vatandaşlarımız da geleceğe güveniyor ki kredi çekip harcıyorlar. Avrupa’nın pek çok ülkesinde kredi kullandırmakta güçlük çekiyorlar. Çünkü geleceklerinde korkuyor insanlar.” “ Mart ayındaki cari açık artışını biz söylemiştik!” “Büyümek istiyorsak eğer bu yurtdışındaki tassarrufların Türkiye’de değerlendirilmesi ile olur. Bir miktar cari açık vereceğiz; ama mümkün olduğunca uzun vadeli türden sermaye akışlarıyla yapacağız bunu. Yapısal reformların olması gerekiyor. Enerji önemli bir konudur. Nükleer santrallerin kurulması gerekiyor. 2010’da 48 milyar cari açığın 37 milyarı enerjiye aitti. Şuan cari açık beklenen den yüksek çıktı. Biz yüksek olacak demiştik. Mart ayındaki sıçrama bir iki gelişme ile alakalı. Uluslararası şirketlerin kazançlarını dışarıya taşımaları cari açığı arttırdı. Dönem dönem tedbirler alınması gereken bir konu. Önemli olan istikrar ve güven ortamının olmasıdır.” “ Bugünün ithalatı yarının ihracatıdır!” Babacan; Şevket Kazan’ın ‘AK Parti ihracatı söylüyor, ithallattan söz etmiyor’ açıklamaları hakkında ‘Artık işler çok şeffaflaştı, ithallatta 2 önemli olay var’ diyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Kazan kendi aktif siyasette olduğu dönemini hatırlıyor olabilir. Artık işler çok şefafflaştı. İthalatta 2 önemli olay var. Petrol fiyatlarındaki 10 dolarlık artış cari açığımızı arttırıyor. Türkiye’deki yoğun yatırım ürünleri arttırıyor. Özel sektör makinalar alıyor. Bu yatırımın her ay ihracat getireceğini biliyorlar. Enerji kalemleri hızlı artış gösteriyor. Bugünün ithalatı yarının ihracatı demektir. Geleceğe güvenmeyen bir yatırımcı neden yatırım yapsın? İstikrar adına bizim alamayacağımız tedbir atamayacağımız adım yoktur. Yapacağımızdan daha fazlasını yapmamamızın nedeni gerek görmediğimiz içindir.” “Kılıçdaroğlu sosyal güvenlikte sorumlu olduğu dönemi yok saymak istiyor!” Kılıçdaroğlu’nun taşeron işçiliğin kaldırılması ve intibak yasasının çıkartılması hakkında söylediklerine cavp olarak Babacan; “Sayın Kılıçdaroğlu, sosyal güvenlikle ve politikalar ile ilgili kendi sorumlu olduğu dönemi bir hatırlasın o işin sorumluluğu kendisindeyken ne yapmış? SSK’nın nasıl kötü hizmet verdiğini ve açıklarını anlatsın. Biz yaptıklarımızı söyleyip, yaptıklarımızın güvencesi ile yapacaklarımızı anlatıyoruz. Kendi dönemini unutturmaya çalışıyor. Halkımızın zor şartlarda olduğu dönemi kapatmak istiyor. Kendisinin döneminde insanlar SSK hastanelerinden başka hastaneye gidemiyorlardı. Bu geçmişle mi sözlerini yerine getirecek?” diye konuştu. “ İntibakın ötesinde bir sistemi adım adım gerçekleştiriyoruz!” “Maaşı düşük olan emeklilere yüksek oranda zam verdik, yüksek olanlara da düşük oranda zam verdik. Burada önemli olan bir miktar destek verebilmek. İşçi emeklilerini memur emeklilerinin seviyesine ulaştırmak. SSK emeklilerinde en düşük emeklinin 1 aylık maaşı ile 90 litre ayçiçekyağı alınırken şimdi 16 3 litre ayçiçek yağı alınabiliyor. Bir emeklinin 92 aylık maaş bir araba parası ederken, şu anda bu süre 43 aya inmiş durumda. Biz sosyal güvenlik sistemi ile ilgili 2004 yılında reform yapmaya çalıştık. Anayasa mahkemesi önemli reformaları iptal etti. Herkesi eşitleyemezsiniz dedi. Hedefimiz intibakın ötesinde bir sistem kurmaktı. Arzu ettiğimizi değil; ama adım adım haksızlıkları önleyebileceğimiz şeyler yaptık. “ Vatandaşa 600 TL vereceğim demekle geliri 600 TL’ye tamamlayacağız demek başka!” “Sayın Kılıçdaroğlu, en az 600 TL vereceğim diyor. Bir de kendi partilerindeki web sitesine bakın, geliri 600 TL’nin altındaysa 600’e tamamlayacağız diyorlar. 100-150 lira ile başlayacağız diyorlar yani. Kimse kimseyi aldatmasın. Bunu yapmaya çalışan politikacıları görüyoruz. Ülkeye giremiyorlar. Söylenenlerin arkasında iyi bir analiz lazım. İstanbul’da Londra’da savunsunlar bunuda göreyim. İktidar isteyen bir parti bunları söyleyemez.”