Erdoğan öyle bir öneride bulundu ki... - Video

"CHP madem değişiyor ismini de değiştirsin" diyen Erdoğan bakın nasıl bir teklif yaptı...

Erdoğan öyle bir öneride bulundu ki... - Video

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Wikileaks iddialarıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Erdoğan, belgelerde son derece seviyesiz bir üslup kullanıldığını belirterek, kendisinin belgelerin açıklanmasının ilk gününde "Wikileaks'ın eteğindeki taşları bir döksün" dediğini hatırlattı. CHP'nin belgelerdeki iddiaları iç siyaset malzemesi yaptığını anlatan Erdoğan, bu durumun CHP kitlesinde bile rahatsızlık oluşturduğunu bildiğini kaydetti. CHP'nın politika üretemediği için ABD'li diplomatların yazışmalarından medet umar haline geldiğini ifade eden Erdoğan, "Kendi ülkelerinden o kadar kopuklar ki iç politikayı bile yabancı diplomatlara emanet etmiş durumdalar" ifadesini kullandı. CHP'lilerin daha önce kendisini Wikipedia'da yazılanlara inanıp kendisinin dünyanın en zengin 8. Başbakanı olduğunu iddia ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "CHP madem değişiyor ismini de değiştirip WikiCHP yapsın" diye konuştu. "Ergenekon'dan sonra şimdi Wikileaks'ın avukatlığına mı soyundun?" Erdoğan, ABD'li diplomatlara ait iddiaları CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sahiplenmesini eleştirerek, "Sen küresel yalanların sözcüsü müsün? Ergenekon'dan sonra şimdi Wikileaks'ın avukatlığına mı soyundun?" dedi. Erdoğan, ABD hariciyesinin gizli yazışmalarının bir internet sitesi aracılığıyla yayınlandığına işaret ederek, bu yazışmalardan önemli bir kısmının Ankara'dan gönderildiğini belirtti. Erdoğan, ABD'li diplomatların buradaki bazı medya kurumlarını takip ederek ve bazı çevrelerle görüşerek, diplomatların kendi görüşleri doğrultusunda hazırlandığına işaret etti. Yazışmaların yayınlanması, yayınlanma tarzı, sansürlenmesi, sadece belli ülkelere, belli merkezlere yönelik yazışmaların yayınlanmasının niyet hakkındaki şüpheleri artırdığını ifade eden Erdoğan, "Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz." ifadesini kullandı. ABD'nin kendi diplomasi ve diplomatlarıyla ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, dünyanın bir numarası ülkenin böyle bir noktaya gelmesinin düşündürücü olduğunu kaydetti. Erdoğan, bu çapta, sıradan, önemsiz, kendi halinde, münferit hadise gibi takdim edilmesinin mümkün olmadığına işaret ederek, "Yalan yanlış bilgilere, nezaketsiz yorumlara dayanan yorumların sızdırılmasını, yayınlanmasını, bir erdem veya şeffaflaşmayı sağlayan olumlu gibi göstermek isteyenler resmin tamamını gözden kaçırmış olurlar" diye konuştu. Şeffaflık kavramının sınırsız olmayacağını vurgulayan Erdoğan, süreci sürekli takip ettiklerini, gelişmeleri izlediklerini belirtti. "12 EYLÜL REFERANDUMUNU SBS ZANNETİ" Yalan üzerine diplomasi ve siyasetin inşa edilmeyeceğini söyleyen Erdoğan, "Önceki genel başkanlarına da söyledim. 'Gelin siz kendinize başka kılavuz bulun' diye. ABD'li diplomatların iftira üzerine kurulu kılavuzlukları sizi millete götürmez. CHP Genel Başkanı iftirayı, ardından çamur atmayı ve pişkinliği bir siyaset haline getirmiş durumda. Bir konuda iftira atıyor, çamur atıyor, görüş söylüyor ardından cevabını alınca mahcup olmak bir yana, yüzü kızarmak bir yana, işi pişkinliğe vurup sıyrılmaya çalışıyor" şeklinde konuştu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 12 Eylül halk oylamasını SBS zannettiğini belirterek, "Sabah akşam bir havuz problemidir tutturdu, havuz aşağı, havuz yukarı derken kendi havuzlu villası ortaya çıktı. Aynı tavrı İsviçre bankaları konusunda da sergiledi." diye konuştu. ABD'li diplomatlara ait olan iddialar için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sahiplenerek topa niçin girdiğini soran Erdoğan, "Burada senin rolün ne? Sen küresel yalanların sözcüsü müsün? Biz bunları iyi biliriz. Ergenekon'a avukatlıktan sonra şimdi Wikileaks'ın avukatlığına mı soyundun?" sorularını yöneltti. Erdoğan, birilerinin CHP Genel Başkanı'na siyasetin ciddiyet ve seviye işi olduğunu hatırlatmak zorunda olduğunu belirtti. "Dış politikada kimse bize rota çizemez" Erdoğan, Türkiye'nin tarihi geçmişi olan komşu ve dost ülkelere yönelik ilgisizliğin, kopukluğun makul bir gerekçesi olamayacağını belirterek, "Türkiye gibi bir devlet bölgesindeki gelişmelere kayıtsız kalamaz. Komşularıyla bölge ülkeleriyle ilişkilerini ihmal edemez. Bölgesiyle ilgilenmek bir ülke için eksen kaymasına işaret etmez. Bölgesine bigane kalmak eksenini yitirmekle izah edilebilir. Büyük devlet olmak büyük düşünmekle mümkündür." diye konuştu. Erdoğan, kendi ülkesinde Sivas'ın ötesine geçemeyenlerin, uçağa binip yurt dışına gidemeyenlerin Balkanlar'a, Ortadoğu'ya Orta Asya'ya bigane kalanların Türkiye'nin uluslararası çıkarlarını, milli menfaatlerini koruyamayacaklarını söyledi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'yi iddialarından, çıkarlarından, tarihin yolundan uzaklaştıran bir dış politika anlayışını hakim kılmak isteyenler sadece bu ülkeye ve bu millete değil bölge halklarına da büyük bir haksızlık yapmış olurlar. Kimse kendi çapsızlığını, kendi vizyonsuzluğunu, kendi yetersizliğini bölgesel ve küresel bir güç olma gayretlerinin önüne bir engel olarak koyamaz. Sanal korkularla, ideolojik takıntılarla Türkiye'nin uluslararası vizyonu daraltılamaz.'' "Taşla, sopayla, molotof kokteyli ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, rektörler toplantısına girmek isteyen gençlere polisin müdahale etmesini değerlendirdi. Erdoğan, ögrencilerin toplantıya girmek istediklerini belirterek, "Ama kusura bakmayın biz, elinde sopayla, molotof kokteyli ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız." dedi. Erdoğan, AK Parti grup toplantısında, rektörlerle İstanbul'da yaptığı toplantı esnasında eylem yapan öğrencilere polisin müdahalesini değerlendirdi. Erdoğan, üniversitelerin daha çok toplumla kucaklaştığını ve toplumsal meselere yoğunlaştığını söyledi. Erdoğan, bir kaç gündür gazete ve televizyonların sürekli olarak oradaki bazı gençlerin provokatif eylemlerine ağırlıklı yer verdiğini belirterek, "Protesto şüphesiz demokratik bir haktır. Emniyet tabii ki bu tür bir organizasyonun güvenliğini tesis etmekle mükelleftir. Buraya gelen öğrenciler, bir siyasi partinin çatısı altında toplanıp, değişik siyasi partilerden, belli ideolojinin mensubu olarak orda toplanmak suretiyle kalkıp da protesto değil, söyledikleri anlamlı, 'Biz de bu toplantıya girmek istedik.' Davetli toplantılar vardır, tamamiyle halka açık toplantılar vardır. Sizi böyle bir toplantıya davet ettik mi geliyorsunuz. Bizim şimdi gençlerle de toplantımız olacak. Ama biz, kusura bakmayın elinde sopayla, molotof kokteyli ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız. Bunu da çok açık söylüyorum. Biz düşüncesiyle, fikriyle, entelektüel zemini oluşturmaya, güçlendirmek isteyen gençlerle ülkenin sorunlarını konuşuruz. Diğerleri bu konuyu görüşemezsiniz ki. Karşı düşünceye saygısı olmayan, herhangi sabır göstermeyen gençlerle neyi konuşacaksınız? Orada ön yargılar var, ön kabuller var. Bunlarla birlikte neyi konuşacaksınız. Demokrasi farklıdır. Özgürlükler bu değil. Özgürlükler düşünceyi özgürce ifade etmektir. Taşla, sopayla, kasaturayla, bıçakla şunla bunla değil. Şimdi önümüzde yine Dolmabahçe toplantımızda gençlerimizle bir araya geleceğiz."
<< Önceki Haber Erdoğan öyle bir öneride bulundu ki... - Video Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER