Kılıçdaroğlu: Kulağından tutup atarım

Başbakan Erdoğan, Alman vakıfları aracılığıyla CHP'li bazı belediyelerin PKK'ya para aktardığını iddiasına cevap veren Kılıçdaroğlu 'Bu iddia belgelenirse o başkanları kulağından tutup kapının önüne atarım' diyerek sert çıktı

Kılıçdaroğlu: Kulağından tutup atarım

Kılıçdaroğlu ile dün, geçen hafta tamamını soramadığımız “okur soruları”nın kalan bölümünü yanıtlaması için yeniden bir araya geldik. Üç bine yakın okur mektubundan benim seçtiklerimi kendisine okudum ve detaylı yanıtlar aldım. Ancak bu sorulara geçmeden önce son günlerde Türkiye'nin gündemine oturmuş bazı konulara da değindik... Lafı hiç uzatmadan Kılıçdaroğlu'na benim ve VATAN okurlarının sorduğu sorulara geçelim. Başbakan Erdoğan, Alman vakıfları aracılığıyla CHP'li ve BDP'li bazı belediyelerin PKK'ya para aktardığını iddia etti. İddiaya göre bu Alman vakıfları, bazı belediyelere proje kredisi veriyor; ancak bu projeleri üstlenecek firmaları da işaret ederek, PKK'ya para aktarılmasını sağlıyor... Bu iddiaya ne diyeceksiniz? Başbakan iddiasını ispatla mükelleftir. Bu hangi belediye başkanıdır? Söz veriyorum; ben kulağından tutup kapının önüne koyacağım. Milli İstihbarat Teşkilatı da emniyet de Başbakan'ın emrinde... Suçluyu ortaya çıkarsın. Hani ben sık sık, “Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir” diyorum ya... Yan gelip yatmasın, belgelerini ortaya koysun! Bu çok ağır bir iftiradır. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Gökhan Günaydın, bin küsur belediye başkanımız ile tek tek görüşüyor ve böyle bir kredi işbirliğinin olup olmadığını araştırıyor. Tüm CHP'li belediye başkanlarımız, kendilerine yönelik bu iftiraya karşılık tek tek dava açacak... Başbakanlar sadece iddiada bulunmaz, belgelerini de ortaya koyar. Hangi CHP'li başkan, PKK'ya nasıl para aktarmıştır; bunu açıklasın. Geçen hafta Maltepe Belediye Başkanınızın da adının geçtiği bir yolsuzluk operasyonu yansıdı kamuoyuna... - CHP'li belediyeler iş yapmasınlar diye üzerlerinde olağanüstü bir baskı var. Bu baskıyı yapan da bizzat hükümet... Savcı, Maltepe Belediye Başkanı'nın bilgisine başvurmak istiyor; hepsi bu kadar... Ama bunun için insan haklarına ve yasalara aykırı bir şekilde gözaltı kararı çıkarıyor. Bakalım Adalet Bakanlığı ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Deniz Feneri'nde gösterdikleri hassasiyeti bu sefer de gösterecekler mi? GÜL'ÜN KONUŞMASI Hükümet programının özeti gibiydi.. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önceki gün Meclis'in açılışında yaptığı konuşma sizi tatmin etti mi? Eğer yargıyla ilgili uygulamalar bir ülkenin cumhurbaşkanı tarafından, parlamentoda dile getiriliyorsa... Demek ki yargıda bir sorun vardır! Bu, hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının büyük ölçüde yitirilmiş olduğunu gösterir. Sayın Cumhurbaşkanı geçen yıl parlamentonun açılışında da uzun tutukluluk sürelerinden yakınmıştı; bu yıl aynı şeyleri yine dile getirdi. Demek ki bu bir yıl içinde hükümet bu konuda hiçbir şey yapmamış... Cumhurbaşkanı, “Yargıç karar verirken siyasi görüşüne göre değil, hukuka göre vermelidir” diyorsa; bu, bugün siyasi görüşlerine göre karar veren bazı yargıçlar olduğunun itirafı anlamına gelir. Bana göre Sayın Gül'ün konuşmasının tümü, bir AKP hükümeti programının özeti gibiydi. Erdoğan'a geçmiş olsun telefonu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ı arayarak safra kesesi rahatsızlığı nedeniyle İstanbul'da tedavi altına alınan Tenzile Erdoğan için geçmiş olsun dileklerini iletti. Erdoğan, dün İstanbul Koşuyolu Medipol Hastanesi'nde tedavi altındaki annesi Tenzile Erdoğan'ı ziyarete gittiği saatlerde CHP liderinden geçmiş olsun telefonu geldi. Kılıçdaroğlu, telefonla aradığı Erdoğan'a geçmiş olsun dileklerini iletti. Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na safra kesesi ameliyatı geçiren annesi Tenzile Erdoğan'ın durumunun iyi olduğunu ifade ettiği kaydedildi. DENİZ FENERİ Köstebeği biliyorum Geçen hafta yaptığımız söyleşide, bazı çok üst düzey devlet ya da hükümet adamlarının Deniz Feneri davasında köstebeklik yaptığını söylemiş ve “Köstebeği bekliyorum” demiştiniz... Herkes o köstebeğin kim olduğunu sorar oldu. O köstebeği biliyorum. Zaten Başbakan da biliyor! Önemli olan bu konuda ne yapacağı... Ortaya belgeleri koyduğumuz zaman, o köstebek cezalandırılacak mı? Başbakan nedense bu konusunda konuşmuyor; uçağına binen gazeteciler de bu konuda kendisine tek soru bile sormuyor. ŞENER İDDİANAMESİ Özel hayatı ayıramayan savcı İsminiz Nedim Şener hakkındaki iddianameyle ilgili olarak da sıkça anıldı. Davayla ilgisi olmayan, özel hayatla ilgili konuşmalar, anayasaya ve insan haklarına aykırı bir şekilde kamuoyuna açıklandı. Gelin görün ki, Adalet Bakanlığı, HSYK bununla da ilgilenmiyor. Özel hayatı, davayla ilgili diğer tutanaklardan ayırmayan bir savcı, bu ülkede savcılık yapmaya nasıl devam edecek? YENİ ANAYASA İlk 3 maddeden asla ödün vermeyiz Geçen haftanın önemli gelişmelerinden biri de yeni anayasa konusunda, partilerin yetkililerinin ilk kez bir araya gelmeleriydi. Nasıl bir yeni anayasadan yanasınız? Türkiye'de yargı bağımsız değil. Güçler ayrılığı ilkesi oturmadı. Mevcut anayasanın üzerindeki “darbe anayasası” gölgesi kaldırılamadı. Bütün bunlar ortadayken; daha özgür, daha demokrat, daha insandan yana, güçler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, hukukun üstünlüğünün sağlandığı bir anayasa için masaya oturmamızdan daha doğal ne olabilir ki? Var olan anayasa, AKP'nin ekmeğine yağ sürüyor. Biz; bireyin özgürlüğünü sağlamak için o masaya oturacağız. O komisyonda her parti, eşit sayıda temsil edilecek... Ancak Başbakan'ın “2012'nin ilk yarısına kadar bu işi çözeriz” diyerek tarih vermesi, anayasa çalışmalarının baltalanması demektir ve samimi olmadıklarını gösterir. Yeni anayasa konusundaki kırmızı çizgilerimiz; ilk üç madde ve Atatürk ilke ve devrimleridir. Bunlardan asla ödün vermeyiz. CHP anayasa çalışmaları için neden akademisyenlerden görüş almadı, neden bu konuda bir çalışma yapmıyor? (Soru, VATAN okuru Serkan Özdemir'den.) Bu konuda sanırım yanlış bir bilgilenme söz konusu... Anayasa değişiklikleri ile ilgili olarak, Türkiye'deki bütün sivil toplum örgütlerinden görüş aldık. Aylar önceden Süheyl Batum'un başkanlığında bir komisyon oluşturduk ve seçimlerden önce yeni anayasanın temel ilkelerini belirleyerek, halka açıkladık. Çağdaş, insan haklarına saygılı, demokrasisi güçlendirilmiş, evrensel hukukla uyumlu bir anayasa için biz çoktan hazırız. Fakat unutmamak gerekir ki; anayasa, her şey demek değildir. Örneğin bugünkü Anayasa'nın bir 90'ıncı maddesi var: Uluslararası anlaşmaların, iç hukukun üzerinde olmasını öngörüyor. Peki; bu madde uygulanıyor mu? Hayır! Uygulansaydı; bugün Türkiye'nin tutuklu milletvekilleri gibi bir sorunu olur muydu? Biz anayasanın uygulandığı bir ülke istiyoruz. Hükümeti bu konuda zorlayacağız. Sonuç alıp alamayacağımızı zaman gösterecek. Bir örnek daha vereyim: Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, 12 Eylül darbesiyle birer devlet dairesine dönüştürüldü, özerklikleri ellerinden alındı. Bu iki kurumun, Atatürk'ün vasiyetine uygun olarak eski konumlarına getirilmesi için son gücümüze kadar bastıracağız. Siyasi iktidarların müdahale edemeyeceği eski yapılarına kavuşturacağız bu kurumları. Erdoğan'a geçmiş olsun telefonu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ı arayarak safra kesesi rahatsızlığı nedeniyle İstanbul'da tedavi altına alınan Tenzile Erdoğan için geçmiş olsun dileklerini iletti. Erdoğan, dün İstanbul Koşuyolu Medipol Hastanesi'nde tedavi altındaki annesi Tenzile Erdoğan'ı ziyarete gittiği saatlerde CHP liderinden geçmiş olsun telefonu geldi. Kılıçdaroğlu, telefonla aradığı Erdoğan'a geçmiş olsun dileklerini iletti. Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na safra kesesi ameliyatı geçiren annesi Tenzile Erdoğan'ın durumunun iyi olduğunu ifade ettiği kaydedildi. VATAN
<< Önceki Haber Kılıçdaroğlu: Kulağından tutup atarım Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER