Özal'ın başdanışmanı da AK Parti'den aday

Turgut Özal'ın başdanışmanı ve özel kalem müdürü Feyzi İşbaşaran, AK Parti Elazığ milletvekili aday adayı oldu.


1983 yılında Anavatan Partisi'nin kuruluşunda aktif görev aldıktan sonra Turgut Özal'ın başdanışmanlığı ve özel kalem müdürlüğünü yapan Feyzi İşbaşaran, AK Parti'den Elazığ milletvekili aday adayı için resmi başvuruda bulundu. Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı oluşundan sonra yine başdanışman olarak görev alan İşbaşaran, 1991 yılında yapılan genel seçimlerde ise İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. Anavatan Partisi MKYK üyeliği gibi görevlerde de bulunan İşbaşaran, 22 Temmuz'da yapılacak erken genel seçimlerde milletvekilliği için Elazığ'dan AK Parti milletvekili aday adayı oldu. Turgut Özal'la yurt dışında öğrencilik yıllarında tanıştığını anlatan İşbaşaran, onunla birlikte siyasete altıldığını belirterek ilk siyasi hocasının Turgut Özal olduğunu belirtti. Adnan Kahveci ile birlikte Anavatan Partisi'nde bir çok projeye imza attıklarını anlatan İşbaşaran, Türkiye'ye ve Özal'a yaptıkları hizmetler için "Helali hoş olsun" şeklinde konuştu. 2002 seçimlerinde görev Anavatan Partisi'nden Elazığ milletvekili adayı olması ve büyük oranda oy almasına rağmen partisinin barajı aşamamasından dolayı seçilemediğini hatırlatan İşbaşaran, "Tabi bunun bir çok sebebi vardı. O dönemde o zamanki ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz'ın 28 Şubat'ın başbakanlığına soyunması ve öyle bir görev üstlenmesi millet ile parti arasındaki bağı kopardı. Bunu da milletimiz kötü bir şekilde cezalandırdı ve barajın dışında kaldık." dedi. Barajın dışında kalmaları ile birlikte başta Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi olmak üzere diğer sağdaki partileride birleştirme çabalarının olduğunu aktaran Feyzi İşbaşaran, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu partileri bir araya getirmek için bir yıllık bir zaman harcadım. Ama maalesef koltuğa yapışan bir daha bırakmıyor. İkna etmek mümkün olmadı. Birleşmenin yürümeyeceğini anladım çünkü şahıslar kendi nefislerini aşamadılar nefisleri akıllarının önüne geçti." AK PARTİ MİLLİ İRADEYİ TEMSİL EDİYOR Ak Parti'ye geçişini ise fikir birliği ile açıklayan Feyzi İşbaşaran, İstanbul milletvekilliği yaptığı zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı belediye başkanlığı zamanından beri tanıdığını belirtti. Ak Parti'nin 4,5 yıllık süre zarfında milletin kendisine verdiği iradeyi hakkıyla temsil ettiğini vurgulayan Feyzi İşbaşaran, "Ben Ak Parti'nin milletin kendisine verdiği oyu ve iradeyi iyi temsil ettiklerini gördüm ve bu süre zarfındaki icraatından fevkalede memmun kaldım. Yaşanan bu iyi yöndeki gelişmelerinde siyasi istikrarden kaynaklandığını biliyordum Bu iktidarı bozmamak gerektiğine ve yapılan iyi hizmetlerin içinde ve arkasında olmam gerektiğini düşünerek Elazığ'dan Ak Parti saflarında siyasete başladım." diye konuştu. Ak Partiyi seçmesindeki diğer bir sebebinin de Turgut Özal'da gördüğü halkla diyaloğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da gördüyünü anlatan Feyzi İşbaşaran, "Sayın Başbakanın da halkla çok samimi bir diyalog kurduğunu ve bir hizmet insanı olduğunu gördüm. Recep Tayyip Erdoğan, halkın değerleri, örf ve adetleri ve inançlarıyla ortak şeyler yaşayarak otak noktalarda buluşuyor. Halk onda bir şey buluyor. Onun yolu ve önü kesildikçe halk arkasında daha sağlam duruyor. Özal'da da bu vardı. Aynı direnç Özal'a karşı da yapıldı benzer şeyler yaşanıyor." dedi. MUHALEFET PARTİLERİ İYİ BİR SINAV VEREMEDİ Yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde muhalefet partilerinin kötü bir sınav verdiğini anlatan Feyzi İşbaşaran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de gereksiz ve olmaması gereken bir tartışma çıkarıldı. Başta CHP bu iktidara karşı alternatif bir ekonomik ve siyasi program ortaya koyamadı. Bu durumda CHP laiklik ve cumhuriyet üzerine haksız ve gereksiz bir tartışma çıkarıp, gerginlik oluşturarak bu ortamdan kendine oy çıkarma hesabını yapıyor. Türkiye'de bu bir liderlik değildir. Türkiye'de kimsenin laiklik ve cumhuriyetle bir sorunu yoktur zaten olamaz. Cumhurbaşkanının nasıl seçildiğinin Anayasa'da açık şekilde belli olduğunu dile getiren Feyzi İşbaşaran, bütün hukukçuların meclisin 184 sayısıyla açılması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Bu dönemde yayınlanan askeri muhtıranın çok zamansız ve yanlış olduğunun altını çizen Feyzi İşbaşaran, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı seçim turlarının başladığı bir dönemde ordumuzun çok daha dikkatli davranması gerektiğini düşünüyorum." CHP'nin belli güç odaklarıyla iş birliği yaparak meclise cumhurbaşkanını seçtirmeme ve meclisi kilitleme siyaseti güttüğünü anlatan İşbaşaran, "CHP'nin rejim ve laiklik üzerine bunalım çıkararak oradan kendine pay çıkarma amacı bulunmakta. CHP Korkular fobiler üzerine siyaset yapıyor. Laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor, öcüler geliyor şeklinde korkutarak siyaset yapıyor bu hiç iyi bir yöntem değil CHP'nin eskiden beri kullandığı bir yöntemdir bu." dedi. DYP VE ANAVATAN SADECE BİNA OLARAK BİRLEŞEBİLİR Cumhurbaşkanlığı sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutumunun halkı fazla yanıltmadığının üzerinde duran Feyzi İşbaşaran, şöyle devam etti: "Bu süreçte en çok vicdanları kanatan Doğru Yol ve Anavatan Partileri'nin tutumları oldu. Bu partiler meclise girip CHP'nin bu oyunu bozabilirlerdi. CHP'nin gerginlik üzerinden meclisi kilikleyererek cumhurbaşkanını seçtirmemesine bu 2 parti alet olmamalıydı." Bu süreçte her 2 partininde bu liderlik gösteremediğinin üzerinde duran İşbaşaran, "Her iki partide belli odaklardan gelen korku ve sinyallere boyun eğdiler.Liderlik yapmaları gereken gün o gündü, lider öyle şartlarda ortaya çıkar. Ancak o gün her iki partininde genel başkanı liderlik sıfatını kaybetti. Eğer CHP'nin kuyruğuna takılıp meclisi kilitlemeselerdi bu gün onlarında halka söylececek şeyleri olabilirdi. Ancak bu gün onların halkta inandırıcılığı kalmadı." şeklinde değerlendirmede bulundu. DYP ve ANAVATAN'ın Demokrat Parti ismi altında birleşmesini de eleştiren Feyzi İşbaşaran, "2 partininde hiç bir program ve ve argümanı olmaksızın neyin etrafında birleştikleri anlaşılmadan alelacele birleşmesi bir şey getirmeyecektir. Millet bu iki partinin meclise girmek için işbirliği yaptığını iyi anlıyor." dedi. Bu 2 partinin barajı aşamayacaklarına işaret eden İşbaşaran, milletin bu tür siyasi manevralara prim vermeyeceğini belirten İşbaşaran, "Onlar sadece bina olarak birleşebilirler. 2 binadan belki bir binaya inerler. Bir binada belki daha az elektrik, daha az su parası ve daha az kira ödemiş olurlar bundan başka bir şeyde olmaz." diye konuştu.
<< Önceki Haber Özal'ın başdanışmanı da AK Parti'den aday Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER