AKP, 2014 yılı başında çıkardığı MİT yasası ve 2015 yılı başında çıkardığı İç güvenlik paketi ile MİT ve Emniyet'e olağanüstü yetkiler verdi. Ancak verilen yetkilere rağmen 17 katliamda 300'ün üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybetmesine engel olunamadı. Türkiye her patlamanın ardından istihbarat ve güvenlik zafiyetlerini konuştu. TBMM'de kurulan Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'nun muhalefet partili üyeleri Atatürk Havalimanı'nda yaşanan canlı bomba saldırısı üzerinden istihbarat zafiyetine tepki gösterdi. Sorunun liyakat sahibi olmayan kişilerin iş başında olmasından kaynaklandığına dikkat çekildi. 

Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyesi CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, MİT'e yasa ile sınırsız yetkiler verildiğini hatırlattı. Bu da yetmiyormuş gibi MİT'in yönetmelik ile denetim dışına çıkarıldığını belirtti. “MİT'in hangi yetkisi yoktu da terör eylemlerinin istihbaratını çıkaramadı. MİT görevini yapmamaktadır. MİT ya istihbarat toplamıyor ya da topluyorsa bile koordine olduğu diğer kurumlar bu istihbaratları hayata geçirmiyor. Burada ya bir ihmal ya da bir koruma kollama söz konusudur” dedi. 

Yarkadaş, kamuoyunda oluşan tüm soruların cevaplarını almak için MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'i, AKP ve MHP'nin de desteği ile komisyona davet ettiklerini ifade etti. Ancak bugüne kadar komisyona bilgi vermek için gelmediklerini dile getirdi. “28 Şubat sürecinde güvenlikle ilgili bürokratların Meclis'e gelmemesinden yakınan AKP'nin bugün kendi bürokratlarını Meclis'e getiremediği görülmektedir. Bu, bizim aklımıza IŞİD'in bir nevi korunup kollandığını getirmektedir. Zira AKP söz konusu IŞİD olduğunda dut yemiş bülbüle dönüyor. Meclis tarafından mercek altına alınmasından ısrarla kaçıyor” diye konuştu.

Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'nun MHP'li üyesi Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan da, MİT yasası ve iç güvenlik paketi ile verilen yetkilere dikkat çekti. Şu anda verilen bu yetkilerin doğru kullanılma sorunu yaşandığını belirtti. “İç güvenlik paketinde yapılan düzenleme ile emniyet teşkilatında ehliyet, liyakat bir kenara bırakıldı. Her kademede mülakat koymak suretiyle ‘Benden misin, değil misin?' ne bakıldı. Her kurumdaki kritik yerlere bizim adamlarımız gelsin denilmeye başlandı. Nizamülmülk Siyasetnamesi'nde üç önemli konuya dikkat çekilir. Bunlar bugün Türkiye'nin sorunlarıdır. Bunlar adalet, liyakat, rüşvet ve yolsuzluk” dedi.

Erdoğan şunları söyledi: “Bir günde 3 tane bombalı saldırının yaşandığı ülkede hâlâ MİT Müsteşarı yerinde duruyor, İçişleri Bakanı yerinde duruyor. Ya da bu bürokratik sorumlularla ilgili bir işlem yapılmıyor. Kendilerinden olmayana hayat hakkı tanımadıkları için kendilerinden olana da öyle bir sahip çıkıyorlar ki onun hiçbir yanlışını görmüyorlar. Bu bakımdan, bu yaşanan olayların sorumlularını ortaya koyma konusunda da hiçbir girişim yok.”

*Polise hâkim kararı olmaksızın ve yazılı emir olmadan durdurma ve arama yetkisi verildi. 

*Vatandaşların üzerini veya aracını arayabiliyor.  

*Koruma altına alma ve uzaklaştırma adı altında gözaltına alma yetkisi verildi.  

*Silah kullanma yetkisi genişletildi.  

*Polisin zor kullanma yetkisine boyalı su kullanma yetkisi eklendi.  

*Telefon dinleme kararlarının hakim onayına sunulma süresi 48 saate çıkarıldı.  

*Polisin müşteki, mağdur veya tanıkların ikamet ettikleri yerlere veya işyerlerine girerek ifade almalarının önü açıldı.

*MİT Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabiliyor. 

*Yalan makinesi uygulaması dahil, test teknik ve yöntemlerini kullanabiliyor. 

*Yurtdışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişimi tespit edilebiliyor, dinleyebiliyor, sinyal bilgilerini değerlendirip kayda alabiliyor. 

*Kamu kurumları, meslek kuruluşları, bankalar ile diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabiliyor. 

*Yerli, yabancı her türlü kurum, kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ve kişilerle doğrudan ilişki kurabiliyor. 

*Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı'na bildiriyor. MİT Müsteşarlığı'nın, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirtmesi veya belgelendirmesi halinde adli yönden başka bir işlem yapılamıyor. 

*MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliği gereği veya görevin ifası nedeniyle diğer kişilere verdiği zararlar,  idare tarafından tazmin ediliyor. 

*MİT Müsteşarı sadece Yargıtay'da yargılanabiliyor, bunun için de Cumhurbaşkanı'nın izni gerekiyor.