3 Temmuz'da
Türkiye gündemine giren
şike soruşturması sonrası 'Sporda
Şiddet Yasası'nın yaptırımlarının ağırlığı tartışılmaya başlandı. Metris
Cezaevi'ndeki
tutuklularla da görüşmeler yapılarak yeni formüller hazırlanıyor.
Radikal gazetesinin haberine göre 3 Temmuz'da başlayan ve o günden beri kamuoyunun yakından takip ettiği şike soruşturmasıyla ilgili herkesi memnun edecek bir formül için arayışlar sürüyor. Başta
Fenerbahçe,
Beşiktaş,
Trabzon,
Eskişehir,
Sivas ve
İstanbul BB olmak üzere birçok takımı ilgilendiren şike iddialarıyla ilgili iddianamenin hazırlanmasında son aşamaya gelinirken, 6222 sayılı
Sporda Şiddet Yasası'nda değişiklik yapılması için de yoğun çaba var.
Bu kapsamda en önemli hareketin ise hükümet kanadından geldiği iddia ediliyor. İddiaya göre
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Ömer Çelik, Metris
Cezaevi'nde tutuklu bulunan Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım'ı eylül ayının ilk haftası ziyaret etti. Yıldırım ile Çelik arasındaki görüşmenin cezaevi savcısının odasında gerçekleştiği ve bu geçmiş olsun ziyaretinde şike soruşturması kapsamında tutuklu bulunan bazı isimlerin durumu ile Sporda Şiddet Yasası'nda yapılacak değişiklikler konuşuldu.
Yanlış anlaşılma kaygısı
Ömer Çelik'in basına yansımayan bu ziyaretinin bir hafta sonrasında da anamuhalefet kanadından
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Gürsel Tekin, Metris Cezaevi'ne gidip
Aziz Yıldırım ile baş başa görüştü.
Başta Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım olmak üzere, tutuklu bulunan
futbol camiasının önemli isimleri kendilerini ziyarete gelen hem hükümet hem de muhalefet temsilcilerine talimatnamenin ve 6222 sayılı yasanın değiştirilmesi konusunda ısrar ettikleri belirtiliyor.
Hükümetin de CHP'nin de bu taleplere sıcak baktığı, ancak bunun Aziz Yıldırım'ı serbest bırakılma ve Fenerbahçe'yi de kümeden düşürmeme çabaları olarak algılanabileceğinden endişe ettiklerini ifade ettikleri söyleniyor. Bu arada son iki haftada Asbaşkan Nihat
Özdemir dahil, Fenerbahçe yöneticilerinin önceki sert tavırlarından vazgeçip daha sağduyulu açıklamalar yapması da bu çabaların bir sonucu olarak görülüyor.
‘Spor camiası üstlensin'
Her ne kadar CHP yasa değişikliğini desteklese de AK Parti, kamuoyunda oluşabilecek Yıldırım'ı ve Fenerbahçe'yi
kurtarma algısından dolayı çalışmayı kendilerinin değil de spor camiasının yapmasından yana. Zaten tutuklanmasının ardından
Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan
istifa eden Aziz Yıldırım'ın yerine seçilen Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in ilk demecinde “İlk icraatım şikeden düşmeyi kaldırmak olacak” demesi de bunu doğrular nitelikte.
Kulüpler Birliği'nin yeni yasayla ilgili çalışmaları son aşamaya gelirken hükümet kanadının da kurumlardan ve Türkiye'nin önde gelen ceza hukukçularından yeni yasayla ilgili görüş istediği ifade ediliyor.
Fakat yeni yasayla ilgili Adalet Bakanlığı'nın şu anda herhangi bir çalışması bulunmuyor. 6222 sayılı yasa, TBMM'de yasalaşmadan önce endişelerini dile getiren
bakanlık, spor camiasına biraz kırgın. Çünkü bakanlık bürokratları yasanın bugün tartışılan ve ağır bulunan birçok maddesiyle ilgili düşüncelerini yasa Meclis'e gitmeden önce söylemiş; ancak başta Aziz Yıldırım olmak üzere külüp yöneticileri bürokratların bu görüşlerini önemsememişti.
Suç örgütü lideri suçlaması
Özel yetkili İstanbul
Cumhuriyet Savcısı
Mehmet Berk tarafından, 3 Temmuz 2011'de başlatılan ve kamuoyunda ‘Temiz Kramponlar Operasyonu' olarak adlandırılan futbolda şike ve
teşvik soruşturması çerçevesinde tutuklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, ‘Çıkar amaçlı
suç örgütü kurmak, yönetmek ve suçu işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak'la suçlanıyor. Tutuklanmak üzere sevk edildiği mahkemede kendisine yönelik suçlamaları reddeden Yıldırım, yargılama sonunda suçlu bulunursa 18 yıla varan
hapis cezası alabilir.
Parti
kapatmaya benzetildi
Ankara kulislerinde dolaşan bir bilgiye göre futbol camiasının önde gelen isimleri yasa değişikliği için geçen ay
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da ziyaret etti. Erdoğan'a Sporda Şiddet Yasası'nın değiştirilmesine dair görüşlerini ileten yöneticiler, suç işleyen, şike yapan ya da şiddet olaylarına bulaşan yöneticilerden dolayı kulüplerin cezalandırılmasının yanlış olduğunu savundu.
Yöneticiler konuyu, Başbakan'ın mustarip olduğu
parti kapatma cezalarıyla ilişkilendirerek çözümün de yine buradan hareketle bulunmasını isteyerek şu görüşleri dile getirdi: “Tıpkı parti kapatmada olduğu gibi bir
düzenleme istiyoruz. Eskiden partinin suç işleyen ya da söylemleri suç teşkil eden yöneticilerinden dolayı partiler kapatılıyordu. Böylece seçmenler, ona gönül ve oy vermiş vatandaşlar cezalandırılmış oluyordu. Bu partilere büyük bir haksızlıktı. Yasa değişti, şimdi suçluysa sadece yöneticiler cezalandırılıyor, partiden
ihraç ediliyor. Kulüpler için de benzer bir yasa çalışması yapılabilir. Bir yöneticinin suçu yüzünden koca bir kulüp küme düşürülmemeli; milyonlarca insan cezalandırılmamalı.” Bu talebe Başbakan'ın nasıl bir
cevap verdiği bilinmiyor ama 1 Ekim'de açılacak TBMM'nin ilk gündemlerinden birinin şike soruşturması olacağı kesin gibi.
UEFA şerh koyabilir
Bütün bunlara rağmen UEFA'nın sıfır tolerans politikası neticesinde, yapılacak bu değişiklikler de futbolumuz için sıkıntı yaratabilir. UEFA'ya göre şike yaptığı tespit edilen takımların küme düşürülmesi gerekiyor. Buna uyulmazsa o ülkenin Milli Takımı dahil olmak üzere 1-5 yıl arası organizasyonlardan men cezasına çarptırılabiliyor. UEFA, TFF'nin vereceği cezaları eğer yeterli bulmazsa, kendi kararını verebiliyor.
TFF'nin talimatnamesinde değişiklik talebinde bulunacak olan Kulüpler Birliği'nin bu isteğinin nasıl karşılanacağı ve UEFA'nın tavrı merakla bekleniyor. Hatırlanacağı gibi UEFA, şike soruşturmasında adı geçen Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden ihracını istemiş ve aksi takdirde ağır cezalar geleceği konusunda görüş bildirmişti.
Federasyon da bu isteğe
boyun eğerek Sarı-Lacivertlilerin yerini Trabzonspor'u Devler Ligi'ne yollamıştı.