Nöbet devri


MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, dün görevini Erdem Başçı’ya devretti. Hiç şüphesiz Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası başkanlığında başarı çıtasını çok yükseltti. Küresel 2009’da Euromoney tarafından “Yılın en iyi Merkez Bankası Başkanı” seçildi. Euromoney‘nin gerekçesi, Yılmaz’ın “küresel krizde ülkesinin mali sistemini başarıyla yöneten ideal yönetici” olmasıydı. Bu ödülü alan ilk Türk’tür Yılmaz... 2010 yılında da Türkiye’de üç bin işadamı tarafından “yılın en başarılı bürokratı” seçildi. Başarısının sebeplerinden biri, Yılmaz’ın eğitimi, bilgi ve tecrübe birikimidir... Öbürü Merkez Bankası’nın bağımsızlığına olan inancıdır: Siyasi rüzgârlardan, kamuoyunda esen fırtınalardan etkilenmeden para politikalarını iktisat biliminin gereklerine göre yönetmiştir. Merkez Bankaları bunun için bağımsızdır zaten. Liberal iktisat Liberal iktisatta MB’lerin bağımsızlığı felsefi bir ilkeye dayanır: Friedrich von Hayek’in deyimiyle, “Bir gücü sınırlayamazsak o gücün kötüye kullanımını da önleyemeyiz.” İktisat profesörü Vural Savaş Anayasal İktisat adlı eserinde bu konuyu çok iyi anlatır: Hayek’in belirttiği gibi, demokrasilerde seçilmiş iktidarları anayasa ve kanunlarla nasıl sınırlıyorsak, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile de sınırlamak gerekir; siyasi sıkıntılardan, beklenti ve çalkantılardan etkilenmeksizin kararlar alabilmesi için... Durmuş Yılmaz, Merkez Bankacılığının ‘tekniğini’ çok iyi bildiği gibi, bu felsefeye de inanmıştı. Başarısı hem bilgisinden hem bu felsefeye inancından gelir. Kendisiyle CNN Türk’te iki defa program yaptım. Sohbetimizde Londra’daki öğrenimi sırasında Karl Popper’in öğrencisi olduğunu anlattı, haklı bir kıvançla... Popper çağımızın en büyük bilim felsefecisidir ve liberaldir. Sonra Hayek’ten konuştuk. Elbette bir ekonomist olarak Hayek’i benden iyi biliyordu. Onun için günün fırtınalarından etkilenmedi, hükümet kanadından gelen eleştirilere rağmen bildiğinden şaşmadı. Kendisine saygılarımı ve mutluluk dileklerimi sunuyorum. Erdem Başçı dönemi Yerine gelen Erdem Başçı aynı ‘mektep’ten yetişmiştir. Eğitimi de Merkez Bankacılığı alanındaki tecrübe birikimi de Durmuş’tan az değildir. Bir uçak yolculuğunda kısa bir sohbetimiz olmuştu. Aynı felsefe derinliğini onda da görmüştüm. Financial Times‘ın yazdığı gibi, Sayın Başçı’nın önünde iç ve dış ekonomik şartlar bakımından çok zor kararlar var... Başçı’nın tam bir liyakate sahip olduğundan şüphem yok, çıtayı daha da yükselterek başarılı olmasını diliyorum. Şunu da belirtmeliyim: Finans dünyasını hiç tanımayan, hiç teması da olmayan 9. Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer, sırf eşi tesettürlü diye Erdem Başçı’yı veto etmişti. Durmuş Yılmaz da eşinin başı örtülü ve evine ayakkabı çıkarılarak giriliyor diye bazı “Beyaz Türkler”in haksız aşağılamalarına maruz kalmıştı. Ertuğrul Özkök özür dileme meziyetini gösterdi, köşesinde yazdı bunu. Erdem Başçı’nın göreve gelmesini şimdi bütün iş dünyası sevinç ve güvenle karşılıyor. Ülke adına buna sevinmemek mümkün mü? Artık kafamızı gardırop devrimciliğinin tortularından arındırıp insanların hayat tarzlarına takılmadan liyakatlerine bakma akıllılığına ulaşıyoruz diye de seviniyorum.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER