Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur...


Müteveffa Amerikan Başkanı ve aktör Ronald Reagan (1911-2004) kendisinden hiç beklenilmeyen başarılı bir siyasi kariyere sahipti. Amerikan tarihindeki en yüksek halk desteğini alması kadar, İngiliz Başbakanı Thatcher ile işbirliği yaparak Sovyetler'i çökertmesi de, siyasi tarihin hikâye edildiği kitaplarda yer alacaktır. Reagan'ın hiç unutamadığım bir öz deyişi vardır siyaset hakkında... Şöyle der: -Siyasetçilik kötü bir meslek değildir. Başarılı olursan, iktidara sahip olmak dahil pek çok ödül alırsın. Başarısız olduğun veya kendini kötü duruma düşürdüğün zaman ise, oto-biyografi türü kitap yazıp başarısızlığını paraya çevirebilirsin. Türk siyasetinin bugünkü tablosuna baktığım zaman Reagan'ın bu tahlilini hatırlıyorum Bir genel seçimin üzerinden henüz bir hafta geçmedi. Bu seçimin kazananı da, kaybedenleri de belli. Ama sanki henüz seçim yapılmamış ve sonuç hâlâ bilinmiyormuş gibi bir hava var bazı kesimlerde. Seçimin galibi AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan "Balkon Konuşması" diye adlandırılan konuşmasında, kampanya dönemindeki ağır içerikli söylemlerin geride kalmasını ve "Helalleşme"yi önerirken, bu düşüncesini somutlaştırdı ve kampanya döneminde siyasi rakipleri ve gazeteciler hakkında açtığı davaları da geri çekti. Takılmış plak gibi Bu hoş ve doğru bir davranıştır. Buna karşı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün yaptığı basın açıklamasında "Erdoğan zaten o davaları kazanamazdı" doğrultusunda bir şeyler söylemiş. Şöyle konuşmuş: "-Balkon konuşmasının bir jest olduğuna inanmıyorum. Bunu daha önce de söyledim. Eğer bir insan yanlış yaptığını bilir ve o ifadesini kullandıktan hemen sonra bunu düzeltirse onun iyi niyetinden kimsenin kuşkusu olmaz. Ama 'Ben her türlü hakareti, her türlü kötülüğü yapayım, nasıl olsa ben seçimden sonra gider balkonda bir konuşma yaparım, herkesin gönlünü alırım' diye düşünüyorsa, bunun adı ikiyüzlülüktür, samimiyet değildir. Helalleşme hiç değildir. Siz hatanızı seçimden sonra mı gördünüz? Daha önce niye görmediniz?'' Öncesi ve sonrası Bunun yanında Erdoğan'ın 2007 seçimleri sonrasında da balkondan konuştuğunu hatırlatırken şunları söylemiş: "-Ne oldu? O açıdan bizim tavrımız ve tutumumuz belli. Biz seçim öncesi ne söylediysek, sonra da aynı şeyleri söylüyoruz. Ama onlar seçim öncesi söyledikleri ile sonrasında söyledikleriyle fark yaratıyorlar. Bu farka da herkesin inanmasını istiyorlar. Kusura bakmasınlar ama biz inanmıyoruz'' Ne dersiniz bu açıklamalara? Kılıçdaroğlu da Erdoğan gibi davransa ve artık seçimin geride kaldığını kabullenip, o da bir beyaz sayfa açmayı denese daha hoş ve daha zarif olmaz mıydı? Yani seçim öncesinde söylenilenleri seçimden sonra da aynen tekrarlamak doğru bir tutum mudur? Kılıçdaroğlu kendi partisinin içini bir hatırlasa... Seçim öncesinde dut yemiş bülbül gibi susan CHP'lilerin alınan sonuç üzerine nasıl seslerini yükselttiklerini ve "Kurultay istiyoruz" çağrılarının feryat haline dönüştüğünü bir düşünse... Dün dündür ama... Ya Tayyip Erdoğan da kazandığı seçim zaferini, Kılıçdaroğlu'nun yenilgisi üzerinden değerlendirmeye kalksaydı... Kampanya sırasında Kılıçdaroğlu hakkında kullandığı ifadeleri seçimden sonra da tekrarlasaydı doğru mu yapmış olurdu? Zeminin ve zamanın eskisinden farklı olup olmadığına bakmadan hep aynı sözleri tekrarlamak "İlkelilik" değildir. Kılıçdaroğlu "Biz seçim öncesi ne söylediysek, sonra da aynı şeyleri söylüyoruz" derken, seçim öncesinde açıkladığı alacağı sonuca dayalı ve yüzde 30'u asgari hat olarak vurguladığı başarı kriterlerini, seçim sonrasında nasıl değiştirmek zorunda kaldığını acaba hiç düşünmüyor mu? Ya da parti içi demokrasi gereği üzerinde çeşitlemeler yaparken, Süleyman Demirel'in "Mehmet Haberal'ı CHP'ye ben önerdim" şeklindeki açıklamasını yok mu sayıyor? Kılıçdaroğlu'nun Reagan'ın söylediğine kulak verip, Genel Başkan olmasından seçimde yenik çıkmasına uzanan ve CHP'yi DYP'lileştiren sürecin hikâye edildiği bir oto-biyografi çalışması yapması galiba en doğru davranış olacaktır. Bu çalışmada eskiden söylediklerini istediği kadar tekrar edebilir. Hatta kaset skandalı ertesindeki "Ben asla Baykal'ın yerine aday olmayacağım" cümlesini de tekrarlayabilir.
<< Önceki Haber Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER