Suriye iç savaşa doğru


Çanlar Beşar Esed ve babasından miras kalan kanlı azınlık rejimi için çalıyor. Esed de biliyor, bu böyle devam edemez. Fakat çember her geçen gün daralıyor, Esed de doğru bildiklerini uygulamaktan çok adeta sürükleniyor. Şehirlerdeki kıpırdanma büyük bir ayaklanmaya doğru evriliyor. Bu durumda Esed’in en büyük korkusu Suriye ordusunun da bölünmesi ve muhaliflere katılması. Böyle bir riske karşı orduda en kritik görevlerde Esed ailesinin mezhebinden gelenler, yani Nusayri Aleviler bulunuyor. Fakat Nusayriler ülke nüfusunun çok az bir kısmını (%10-12) oluşturduğundan ordunun insan kaynakları oldukça sınırlı. Esed rejimi çoğunluğu oluşturan Sünnilere ise asla güvenmiyor. Ordu yetersiz kalabilir Ordu içinden bir darbe olması ihtimaline karşılık Suriye ordusu katmanlar şeklinde yapılanmış durumda. Her bir katman kendi içinde bir anlam ifade ediyor ve her birinin başında mutlaka bir Nusayri var. Bazı durumlarda komuta hattı bir Nusayri bir Sünni, bir Nusayri bir Sünni şeklinde sıralanıyor. Böylece Sünnilerin hiyerarşik bir cunta oluşturmalarına engel olunuyor. Kilit noktalarda da yine Esed’e yakın Nusayriler var. Buna rağmen Nusayri asker sayısı yetersiz kalıyor. Eğer Hama, Şam, Halep, Humus ve Kamışlı gibi yerlerde eş zamanlı bir ayaklanma dalgası başlar ise Şam Yönetimi’nin bunların hepsine birden ‘sadık askerleri’ ile çıkarma yapması kolay değil. En son Hama ve Der el Zur kentlerinde yaşanan katliamlar ordunun bu konudaki zaaflarını da gün yüzüne çıkardı. Beşar Esed’in şansı Suriyeli muhaliflerin şu ana kadar eş zamanlı ve geniş kapsamlı bir ayaklanmayı gerçekleştirememiş olması. Fakat bu demek değil ki bunu hiçbir zaman gerçekleştiremeyecekler. İşte Şam’ı korkutan da bu. Eğer tüm Suriye şehirlerinde ayaklanmalar başlarsa askerler bunu durduramaz... İşte o zaman gerçek bir iç savaş da başlamış demektir. Muhalifler en son katliamlarda Sünni askerlerin en öne dizildiğini, arkaya yerleşen Nusayri askerlerin Sünni askerleri göstericilere ateş açmaya zorladığını öne sürüyor. Buna göre Sünni askerler göstericilere ateş açmazlarsa arkada konuşlanan askerlerce öldürülüyorlar. Bu iddia doğru ise Suriye ordusu bitmiş demektir. Çünkü kendi askerini dahi tehdit eden bir ordudan hayır gelmez. Bu durumda daha fazla dayanmaları kolay değildir. Batı darbe peşinde Ordu’daki en sadık birlikleri Beşer Esed’in kardeşi Mahir’e bağlı Cumhuriyet Muhafızları ile 4. Zırhlı Birlik oluşturuyor. Her ikisinde toplam 20.000 kadar asker olduğu sanılıyor ve tahmin edebileceğiniz üzere bunların tamamına yakınını Nusayri Araplar oluşturuyor. Bu iki birim ağır silahlar ve tanklarla destekleniyor. Bunlara bir de sivil polisler ve Esed yanlısı, silahlı ama sivil görünümlü Şabiha milislerini eklemek gerekiyor. Söz konusu bu 4 grubun rejimin en sadık muhafızları olduğu düşünülüyor. Suriye’de bugüne kadar yaşanmış ve gelecekte yaşanması muhtemel katliamların mimarları da rejime sadık, millete hain bu gruplar. Batı ise şu sıralar Suriye ordusu içinde olası bir darbe için zemin yokluyor. Sünni ve/veya Alevi cuntalar oluşturulmaya çalışılıyor. Fakat darbe ihtimali mevcut bilgiler dikkate alındığında en azından şimdilik zayıf bir seçenek olarak görülüyor. Rejimi devirmek için bundan çok daha etkili olabilecek yöntem birçok şehirde eş zamanlı ayaklanmalar çıkarmak ve Suriye ordusunu çok geniş bir alana yayılmaya zorlayarak çökertmek. İşte, görüyorsunuz... Millete değil de silahlara dayanmanın sonu bu. Hem kendiniz hem de insanlarınızı rezil ediyorsunuz, hatalarınızla dış müdahalelere de davetiye çıkartıyorsunuz...
<< Önceki Haber Suriye iç savaşa doğru Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER