Erdoğan için Gazze’ye yol açık mı?


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12-13 Eylül tarihlerinde yapacağı Mısır ziyareti sırasında Refah sınır kapısından Gazze’ye geçmek istiyor. Başbakan o kapıdan geçerse, 2007’de Hamas Gazze’yi ele geçirdiğinden beri bölgeyi ziyaret eden ilk hükümet başkanı olacak. Bu unvana sahip olmayı istemek ve elde etmek için girişimlerde bulunmak, Erdoğan hükümetinin dış politikasındaki Ortadoğu aktivizmiyle uyumlu. Gerçekleşirse, Başbakan Erdoğan ve maiyetindekilerin Gazze ziyaretleri bol kazanımlı bir adım olarak kayda geçecek. En başta, Gazze halkı ve Hamas’la olağanüstü bir dayanışma sergilenecek. İsrail’e ve onun Gazze halkı üzerindeki ambargosuna Gazze’nin içinden de meydan okunacak. AKP Türkiye’sinin, onun Başbakanı Erdoğan’ın şahsında cismanileşen Ortadoğu liderliği ülküsü, paha biçilmez bir politik eylemle taçlandırılacak. Tüm dünya medyası günlerce Türkiye’den ve “Gazze fatihi” Başbakan Erdoğan’dan bahsedecek. Filistin ve Arap halklarının gözünde Türkiye ve onun Başbakanı büyüyecek, büyüyecek... Ortadoğu’daki büyük değişimin en haşmetli sembollerinden biri olacak bu ziyaret. İyi hoş da, bütün bunlar nasıl olacak? Evet, mesele de bu zaten... Bütün bunların olabilmesi için Başbakan Erdoğan’ın Mısır’a ait Sina Yarımadası ile Gazze arasındaki Refah sınır kapısından geçmesi lazım. Bir kez daha aynı soru: Bu nasıl olacak? Başbakan Erdoğan Refah kapısından Gazze’ye ancak bir şartla geçebilir: Mısır’ı, ileride sivil idareye devretmek üzere şu an yönetmekte olan “Askeri Konsey”in başkanı, Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi bunu uygun görürse... Başbakan Erdoğan’ın Gazze’ye yolu Tantavi’nin icazetiyle açılır. Bu kadar basittir... Maalesef. Önceki yazılara atıfta bulunmaktan ben de hazzetmiyorum. Mamafih, geçen 27 Haziran’da bu köşede yayımlanmış, “İsrail’in sempati atağı: Neden şimdi?” başlıklı yazıdan kısa bir alıntı yapmak şart oluyor. Şöyle: “AKP Türkiye’si, meşruiyet ve etkin politika açığıyla malul otoriter Arap rejimlerinin özellikle Filistin sorununda boşalttıkları alanı, ‘İsrail’e çakarak’ doldurmaya oynuyordu. ‘Arap Baharı’ Mübarek rejimini süpürünce Mısır Filistin sorununa etkili biçimde döndü ve AKP Türkiye’sinin alanını önemli ölçüde daralttı. Düşman Filistin fraksiyonlarını birleşik hükümet kurmaya ikna eden ve Gazze’deki Refah sınır kapısını açan yeni Mısır’dır. Bundan böyle Hamas, Kahire’nin onaylamadığı önemli bir tasarrufta bulunamaz. Yani AKP’nin Hamasçılığı Kahire’nin vesayeti altına girmiştir.” Evet; eskisi ve yenisiyle Türk İslamcılığının yeni “milli davası” Gazze, geçen bahardan bu yana Kahire’nin vesayeti altındadır. Kahire’nin vesayetini de Başbakan Erdoğan’ın Gazze’yi Mısır başkentinden icazet almadan ziyaret edemeyecek olması kadar başka ne, bu denli kestirme yoldan ve bir karikatür sadeliğinde anlatabilir? Şimdi bakalım Mareşal Tantavi, anahtarını cebinde tuttuğu halde kendisinin henüz geçmediği Refah kapısından Gazze’ye ilk önce girenin Başbakan Erdoğan olmasına izin verecek mi? İzin verecekse, Gazze adlı bu son derece değerli siyaset arsasını birkaç saatliğine de olsa Erdoğan’a açmanın karşılığında ne alacak? Başbakan Erdoğan’ın Kahire ziyareti sırasında iki ülke arasında imzalanması beklenen stratejik işbirliği anlaşması, Doğu Akdeniz’de ve daha geniş anlamda Sünni coğrafyasında Türkiye ile Mısır arasında 19’uncu yüzyıldan beri iniş-çıkışlarla sürmekte olan stratejik rekabeti Türkiye lehine sona mı erdirecek acaba diye merak ediyoruz. Merakımız da Mısır-Türkiye tarihsel rekabetindeki ana parametrelerde Mübarek gitti diye köklü bir değişiklik beklemenin aşırı iyimserlik olduğunu düşünmemizden kaynaklanıyor. Üstelik Başbakan Erdoğan’ın Gazze’yi ziyaret talebi, Mısır üzerinde direkt rekabetçi baskı kuran bir siyasi girişimdir aynı zamanda. Diğer taraftan, kendileri Gazze’ye geçebileceklerine gerçekten inandıkları izlenimini vermiyorlar. Öyle olsaydı kendi can güvenliklerini doğrudan ilgilendiren bu son derece hassas konuyu Mısır ziyaretinin günler öncesinden dünya kamuoyuyla paylaşmazlardı. Mısır’la gizli diplomasi yürütürler, hazırlıklarını saklı tutarlar ve onay alındığı takdirde ziyareti son dakikada açıklarlardı. Sonuç ne olursa olsun ustalıklı bir siyasi taktiktir. Çünkü Gazze’ye geçebilmekten önce geçmeyi istemek de bir siyasi eylemdir. Ve şimdiden öğretici olmuştur. Arap Baharı fırtınasında AKP dış politikasının Ortadoğu’da tutunacak mevziler bulmak için kendisini sabitlediği, “Gazze odaklı çatışmacı İsrail karşıtlığı stratejisi”nde Mısır olmadan oyun kurulamayacağını öğrendik en azından.
<< Önceki Haber Erdoğan için Gazze’ye yol açık mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER