Yerli otomobil: Neden, nasıl, kaça?


Neden? Türkiye'de 1960'lardan beri otomobil üretiliyor. Otomobil üretimi zor ve yeni bir teknoloji ve üretim bilgisi gerektirmiyor. Hele Türkiye gibi senelerdir öyle veya böyle otomobil üreten bir ülke için. O halde Türkiye neden "yerli" otomobil üretmeye çalışsın? Önce bu soruya cevap verilmesi gerekiyor. Bu soruya cevap arandığını ben pek fark edemiyorum. Yerli otomobil üretiminin seneler sonra siyasî bir iradeye dönüşmüş olması ne kadar sevindirici bir şeyse arkasında analitik bir fikir olması da o kadar gerekli. Benim aklıma gelebilen cevaplar şunlar. Bunlar birilerinin öne sürebileceği ancak ille de doğru olmayabilecek fikirler: Türkiye kendi otomobilini üretirse prestiji artar. Bu muhtemelen doğru bir argüman. Ancak prestij kazanacak başka alanlar da olabilir. Eğer amaç prestij ise acaba başka alanlarda daha kolay ve risksiz basketler atılabilir mi diye düşünmemek de elde değil. Katma değer artışı. Şu anda mevcut yabancı şirketler tarafından domine edilen Türk otomobil sektörünün Türkiye'ye sağladığı katma değerin (net döviz girişi dahil) pek dişe dokunur olmadığını biliyoruz. Yerli otomobil üretimi başlarsa otomobil sektörünün Türkiye'ye sağladığı katma değer artacak. Bu da önemli bir sebep olabilir. Ancak, bu hedef de Türkiye'de üretim yapan yabancı ortaklı firmalara bazı düzenlemeler getirerek de sağlanabilir. En azından bir ölçüye kadar. "Taşmalar." İktisattan ödünç aldığımız bu kavram bence Türkiye'de yerli otomobil üretimi yapmanın en önemli ve faydalı sebebini oluşturuyor. Türkiye kendi otomobilini üretirse tasarımından fiilî üretim organizasyonuna kadar önemli bir "öğrenme" sürecinden geçecek. İktisat bilimi "öğrenme'nin" bir ekonomiye çok sayıda fayda sağladığını söylüyor. "Öğrendikçe" daha verimli hale geliyorsunuz. Daha yeni şeyler üretme potansiyeliniz artıyor. İktisat dilinde "artan getiriler" alanına giriyorsunuz. Nasıl? 'Nasıl'dan kasıt stratejik hedefler. Yerli otomobilin yerli pazar için üretilmesi hata olur. Gerekirse çevre ülkelerden uygun ortakları da alarak ilk baştan itibaren ihracat hedefi konulmalı; stratejik hedefler ona göre belirlenmeli. Ayrıca, yerli sanayinin serpilmesini sağlayacak ancak rekabetçi gücünü azaltmayacak düzenlemeler şimdiden düşünülmeli. Tasarım kapasitesi şimdiden oluşturulmalı. En önemlisi, tüm stratejiler sistemin tedarikçileri olacak olan yan sanayi temsilcileri ile birlikte geliştirilmeli. Diğer birçok sanayide olduğu gibi otomobil üretimi de bir "organizasyon" ya da büyük ölçüde bir "tedarik zinciri" süreci. Otomobil üreticileri şu işleri yapıyor: Strateji belirliyor; hangi segmentlerde hangi özellikleri öne çıkan otomobiller üreteceklerine karar veriyorlar. Tasarım yapıyorlar. Bu süreci taşere edenler de var. Üretimini büyük ölçüde dışarı taşere ettikleri büyük parçaları kendi tesislerinde monte ediyorlar. Ürettiklerini satacak bir satış kuruyor ve yönetiyorlar. Müşterilerine servis hizmeti veren formel (bazen ilave enformel ağlar da oluyor) ağlar kuruyor ve yönetiyorlar. Tüm bunları yaparken büyük çaplı bir tedarik zinciri ağını yönetiyorlar. Türkiye kendi otomobilini yapacaksa bu fonksiyonların hepsini bir çatı altında yapmak yerine bu "organizasyonu" kurmalı. Türkiye'de otomobilin tüm parçalarını yapabilecek güçte çok sayıda yan sanayi kuruluşu bulunuyor. Daha önemlisi bu organizasyon iç ve dış piyasada "rekabetçi" olabilmeli. Kaça? Basındaki haberlere bakılırsa milyarlarca dolar havalarda uçuşuyor. İlk başlarda bazı "babayiğitler" mezatı dört milyar dolardan açtı. Sonra rakamlar iki ila üç milyar dolar seviyelerine indi. Bu rakamların oldukça mübalağalı olduğu belli. Öncelikle, otomobil fabrikası dökümhanesinden yassı çelik tesisine kadar aynı çatı altında olmayacak. Yapılması düşünülen yatırımın önemli unsurları tasarım dahil olmak üzere yukarıda özetlendi. Kurulacak fabrika tedarik zincirinin merkezinde yer alan bir seri montaj merkezi olacak. İyi bir stratejiyle basında uçuşan rakamların çok daha altına ilk yerli otomobil tesisi kurulabilir. Unutmayalım; gerekli yatırımı otomobil üreticisi kuruluş ile birlikte yan sanayi kuruluşları omuzlayacak. Burada Tata'nın Jaguar/Land Rover'ı 2,5 milyar dolara, Geely'nin ise Volvo'nun otomobil kısmını 1,8 milyar dolara satın aldığını hatırlamakta fayda var.
<< Önceki Haber Yerli otomobil: Neden, nasıl, kaça? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER