IMF dünyayı nasıl batıracak?


IMF'nin paraya ihtiyacı var. Çünkü Avrupa ülkelerini kurtarmak için elindeki para yetersiz. Üç yıl önce çıkan mali krizde elinde 750 milyar dolar vardı. Bu paranın 350 milyar dolarını kullandı, şimdi 400 milyar dolar kullanabileceği fon hattı kaldı. İşte bu kadar para Avrupa'yı kurtarmaya yetmiyor. Zira Yunanistan, Portekiz, İrlanda, Macaristan, Romanya ve Polonya'nın ardından İspanya ve İtalya sıraya girmiş, kurtarılmak için bekliyorlar. Hepsinin düze çıkarılabilmesi için IMF'ye yaklaşık 840 milyar dolarlık ek fon gerekiyor. Peki bu parayı IMF nereden bulacak? İşte bu parayı bulmak için yepyeni bir yol deneyecek ve piyasalardan borçlanacak. IMF'nin kardeş kuruluşu, Dünya Bankası bu yolu 1947'den beri kullanıyor. Özel sektörden borçlanıp ülkelere proje kredisi veriyor. Bu yıl piyasalardan 50 milyar dolar borçlandı. Dünya Bankası'nın ihraç ettiği borçlanma senetlerini sigorta şirketleri, emeklilik fonları, merkez bankaları ve varlık yönetimi şirketleri alıyor. Peki IMF'nin piyasalardan borçlanması doğru mu? Doğru değil, çünkü içinde bulunduğumuz kriz döneminde IMF'nin piyasalardan borçlanması küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir. Biliyorsunuz 1947'den beri IMF hep merkez bankalarından borç alıp kullandı, piyasalara hiç dokunmadı. Peki merkez bankasından borçlanmayla piyasadan borçlanma arasında ne fark var? Merkez bankasından borçlandığınızda yeni para basılır. Oysa piyasadan borçlandığınızda bankaların, şirketlerin, fonların ya da vatandaşın elindeki parayı toplarsınız ve dolayısıyla piyasadan para çekmiş olursunuz. İşte bu nedenle yaşayacağımız olası durgunluk döneminde piyasalardan borçlanmak, faiz oranlarını yukarı çekeceğinden paranın maliyeti artar. Paranın maliyeti çoğaldığı için de yatırımcı yatırımdan, tüketici de tüketmekten vazgeçer ve böylece ekonomilerin daralmasına neden olur. Dolayısıyla IMF'nin mevcut koşullarda piyasalardan borçlanması Avrupa ekonomilerinin krizden çıkışını zorlaştıran bir etki yapabilir. Yani IMF, Avrupa'yı kurtaracağım derken küresel piyasaları yeni bir bunalıma sokabilir. Çünkü borçlanacağı miktar Dünya Bankası gibi 50 milyar dolar değil, tam 840 milyar dolar. Peki IMF neden bu alternatifi kullanmak istiyor? İşin püf noktası da zaten bu soruda yatıyor. IMF'ye üye olan ülkelerin kotaları daha fazla artırıldığında, zengin ülkelerin IMF yönetimindeki payı azalacak. IMF yönetiminde gelişmekte olan ülkeler ağırlıklı olacak. Bu arada unutmamak lazım, zengin ülke merkez bankaları Avrupa Finansal İstikrar Fonu 'na para yatıracak. Bu yüzden zenginlerin, IMF'ye ikinci bir para basma operasyonunda bulunmaları zor. Dolayısıyla üye ülke kotası arttığında, IMF'nin yönetimi Çin, Hindistan, Rusya gibi yüksek döviz rezervi olan gelişmekte olan ülkelere geçebilecek. İşte bu olası gelişmeyi engellemek için IMF, piyasalardan borçlanarak talep ettiği kaynağı almak istiyor. Aslında istediği şu! "IMF'nin yönetimi zengin ülkelerde kalsın ama parayı gelişmekte olan ülkeler ödesin!" Zengin ülkelerin krizde olduğu bugünkü dünya ekonomisinde şu çok açık ki, IMF'nin çıkaracağı borçlanma araçlarını ancak elinde parası olan gelişmekte olan ülke bankaları ve fonları alabilir. Anlayacağınız IMF hile yapıyor. Ama bu hilesi küresel ekonomiyi derin bir bunalıma sokabilir. Türkiye'nin de IMF'nin bu tehlikeli oyununa itiraz etmesinde büyük fayda var.
<< Önceki Haber IMF dünyayı nasıl batıracak? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER