Uü 2011-2012 Akademik Yılı Açılış Töreni

Uü 2011-2012 Akademik Yılı Açılış Töreni

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, ''Tek dileğim, günlük siyasi ve anlamsız çekişmeleri bir tarafa bırakarak ülkemizin ve üniversitelerimizin ihtiyaç duyduğu, toplumumuzun barış ve huzuru için önemli bir fırsat olarak gördüğüm anayasa değişikliği ve yeni YÖK Yasası'nın ortak akılla oluşturulmasıdır'' dedi. Dilek, Görükle Yerleşkesi'ndeki Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde düzenlenen UÜ'nün 2011-2012 akademik yılı açılışında, yönetim anlayışının, adalet, ortak akıl, şeffaflık, hesap verme ve hoşgörü ilkelerine dayanacağını söyledi. Adalet duygusunun hissedilmediği bir kurumda huzur ve iç barışın sağlanamayacağına ve hiçbir hedefe ulaşılamayacağına inandığını belirten Dilek, 44 bin öğrenicisi ve binlerce çalışanı olan bir kurumu birkaç üst yöneticinin kararları ve uygulamalarıyla yönetmek yerine, öğrenciler de dahil olmak üzere tüm çalışanların ortak aklı ve katkısıyla yönetmenin kurumsallaşma adına son derece önemli olduğunu kaydetti. -''ULUSLARARASI ÖLÇEKTE REKABET EDEBİLME OLANAĞINI SAĞLAYAN BİR DİPLOMA''- Dilek, Avrupa Üniversiteler Birliği Kalite Kültürü Projesi'nde genç üniversitelere ''örnek model üniversite'' olarak gösterildiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: ''Bu ve benzeri çalışmalar mezunlarımızın, uluslararası zeminlerde rekabet gücünü artırmış ve tüm Avrupa'da geçerli bir diplomaya sahip olma imkanı vermiştir. Küreselleşmenin hızla yaşandığı dünyamızda öğrencilerimize uluslararası ölçekte rekabet edebilme olanağını sağlayan bir diploma ve diploma eki, kurumumuzun son on yıl içindeki en önemli kazanımlarından biridir. Bu süreçte elde edilen çift ana dal diploma programı, yan alan sertifika programı, İngilizce hazırlık sınıfı uygulaması, ölçme ve değerlendirme sistemi olarak uluslararası alanda geçerli olan bağıl değerlendirme sistemi son derece önemlidir. Ülkemizin de dahil olduğu ve bir Avrupa Yükseköğretim Alanı yaratmayı amaçlayan Bologna Süreci konusunda önemli çalışmalar yapılmış, halen de devam etmektedir. Görev sürem içinde bu kazanımların daha da geliştirilmesi adına tüm gayretimiz ile çalışacağız. Kurum içinde kaynakların dağıtımında, ulusal ve uluslararası ölçekte akreditasyon çalışmaları yürüten birimlerimize mutlaka öncelik vereceğiz.'' UÜ'nün, Güney Marmara Bölgesinde kurulan ilk üniversite olduğunu, Balıkesir ve Yalova Üniversitesi ile Bursa Teknik Üniversitesi ve Orhangazi Üniversitesinin kuruluş ve gelişiminde yoğun çaba harcadığını anlatan Dilek, ''Üniversitemiz 44 bin 71 öğrencisi ile Türkiye'nin onuncu büyük üniversitesidir. Üniversitemizde 5 bin civarında akademik ve idari personel çalışmaktadır. Öğrenci ve personel sayıları kurumun büyük bir yapıya dönüştüğünü göstermektedir. Bu büyük yapıyı sağlıklı işleyen, bilimsel üretkenliği yüksek, bilgi üreten ve ürettiği bilgiyi paydaşlarına ulaştırarak kamusal yarar sağlayan bir anlayış ile yönetmek zorundayız'' dedi. Dilek, üniversite yüksek lisans ve doktora programlarına kayıtlı öğrenci sayısının bin 826, bunların toplam öğrenciler içindeki payının ise yüzde 4 olduğunu ifade ederek, ''Bu oran, Türk üniversitelerinde ortalama yüzde 7'dir. Yüksek Öğretim Kurulu'nun 2025 yılı hedefi ise yüzde 10'dur'' diye konuştu. Üniversitede şu anda TÜBİTAK tarafından desteklenen 60 araştırma projesi ve 11 SAN-TEZ projesinin devam ettiğini anlatan Dilek, şöyle devam etti: ''Son altı ay içinde üniversitemizde AB tarafından desteklenen 8 proje yürütülmeye başlandı. Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan bir protokol kapsamında yürütülen 11 projemiz var. Araştırma projelerimizin büyük bir kısmının finansmanı, kendi öz kaynağımız olan Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından karşılanıyor. Bu birimde devam eden 439 projemiz mevcut. Kalkınma Ajansı destekli bir projemiz bulunuyor. Bu kapsamda, üniversitemizde DPT tarafından finanse edilen Merkez Araştırma Laboratuvarı projesini çok önemsiyoruz. Bu konuda çalışmalarımızı hızlandırarak merkez laboratuvarımızı ulusal ve uluslararası düzeyde akredite olmuş ve sanayicimizin ihtiyaçlarına cevap verir bir yapıda hizmete açacağız. Bu laboratuvar, gıda ve çevre mühendisliği alanında özel sektör ve sanayiciye hizmet üretir şekilde faaliyet gösterecektir.'' -YÖK KANUNU...- Prof. Dr. Dilek, üniversitelerin 2547 Sayılı Kanun ile yönetilmesinin artık mümkün olmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi: ''Geçen 30 yıllık sürede küresel konjonktür değişmiştir ve Türk yüksek öğretim yönetim sisteminin, idari ve mali konularda düzenleyen mevzuatın günün şartlarına uydurulma gerekliliği açıkça ortadır. Bu yasanın değişeceğine ilişkin umudum üst noktadadır. TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin tamamı, bu yasanın değişmesi gerektiğini ifade etmektedirler. Yine toplumun tüm kesimleri ülkemizin yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğu konusunda hemfikirdirler. Tek dileğim, günlük siyasi ve anlamsız çekişmeleri bir tarafa bırakarak ülkemizin ve üniversitelerimizin ihtiyaç duyduğu, toplumumuzun barış ve huzuru için önemli bir fırsat olarak gördüğüm anayasa değişikliği ve yeni YÖK Yasası'nın ortak akılla oluşturulmasıdır. Yeni YÖK Yasası'nın oluşturulmasında mutlaka üniversitelerin görüşleri alınmalı ve sürece onlar da ortak edilmelidirler. Böylece, üniversitelerde görev yapan öğretim üye ve yardımcılarının, idari personel, sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışan personelin özlük haklarının korunmasında yaşanan sorunların giderilebileceğine inanmaktayım.'' -ÜNİVERSİTE HASTANELERİ...- Üniversitelerin gelişimindeki en önemli engellerden birinin de finansman sorunu olduğunu vurgulayan Dilek, üniversitelerin kendilerine kaynak yaratma konusunda karşılaştıkları engellerin mutlaka kaldırılması gerektiğini bildirdi. Dilek, son günlerde, tıp fakültesi hastanelerinin ve döner sermaye işletmelerinin yaşadığı sorunlar nedeniyle Sağlık Bakanlığına devrinin konuşulduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Üniversite hastanelerinin yaşadığı sorunların yeterince anlaşılamaması gerçekten yönetici olarak bizleri üzmektedir. Bilinmelidir ki, tıp fakültelerinin asli görevi birinci basamak hekimi ve uzman hekim yetiştirmektir. Son yıllarda fakülte hastanelerini bir tür sağlık işletmesi olarak algılayan ve işlevlerini kar/zarar hesabına indirgeyen yaklaşımlar, tıp eğitimine zarar vermekte, eğitimin kalitesini düşürmektedir. İçinde bulunduğumuz durumdan kimin sorumlu olduğuna bakılmaksızın geleceğe dönük çözümler üretmek ve üniversite hastanelerinin sorunlarını çözerek yeniden etkili bir şekilde toplum sağlığına hizmet eder hale getirmek zorundayız.'' Rektör Dilek, konuşmasını, üniversitenin tüm sorunlarıyla yakından ilgilendiğini belirttiği Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başta olmak üzere bakanlar, Vali Şehabettin Harput, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ile tüm ilçe belediye başkanlarına ve tüm sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine teşekkür ederek bitirdi. (ZAK-KAK)29.09.2011 15:08:30
<< Önceki Haber Uü 2011-2012 Akademik Yılı Açılış Töreni Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER