AK Partinin 4. Olağan Büyük Kongresi

AK Partinin 4. Olağan Büyük Kongresi -Başbakan Erdoğanın kongrede yaptığı konuşma Güneydoğudaki sivil toplum kuruluşları temsilcilerini bir kez daha umutlandırdı -DİGİAD Başkanı Korkutata: Kürt meselesinde çözüm, TBMM ve an


DİYARBAKIR (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın AK Partinin 4. Olağan Büyük Kongresinde yaptığı konuşma, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki sivil toplum kuruluşları temsilcilerini bir kez daha umutlandırdı.
     Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Başkanı Alaattin Korkutata, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın konuşmasına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Kürt halkının onore edilmesi adına geçmişte yıllarca ihmal veya ihlal edilen bazı hak ve taleplerin demokratik zeminde, anayasal çerçeve içinde anayasal değişikliklerin yapılması gerektiğini söyledi.
     Bölgenin tamamına bakıldığında insan öldürmekten hoşlanan, kaos ortamını isteyenlerin yüzde 1 bile olmadığını, Kürtlerin zaten böyle bir süreçten rahatsız olduğunu ifade eden Korkutata, şöyle konuştu:
     Ancak Kürtlerin de onore edilmesi anlamında geçmişte yıllarca ihmal edilen veya ihlal edilen bazı hak ve taleplerin demokratik zeminde anayasal çerçeve içinde anayasal değişiliklerin yapılması lazım. Sayın başbakan, Kürtlerden beklentilerini açıkladı. Halk zaten yaşanan süreçten hoşnut değil. Halktan bir yandan sağduyu beklerken öbür taraftan da mutlak surette çok acil bir şekilde anayasal düzenlemelerin yapılması suretiyle ihlal edilmiş temel hakların ve taleplerin yerine getirilmesi gerekiyor.
     Kürt meselesi ile ilgili halkın yıllarca burada yaşadığı sıkıntılar herkesçe biliniyor. Halktan kendilerini ifade eden birileri çıktığı zaman başına nelerin geldiğini gördük. Halktan sağduyu beklerken asıl halkın yeri olan meclis ve anayasa düzenlemeleri ile bunun yapılması ve geciktirilmemesi lazım. Sivil toplum kuruluşları temsilcileri, hayatlarını riske atarak referandum sürecinde bir açıklama yaptılar. Anayasal değişikliğin olması için bunu yaptılar. Bu meselenin çözümü anayasal düzenlemelerle olur.
    
     -Birlik ve beraberlik içinde-
    
     Önceki gün İstanbulda Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın katıldığı Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanlar Kurulu Toplantısına, ekonomik gelişmelerin geleceğe dair umutları her geçen gün artırdığını ifade eden Korkutata, şunları kaydetti:
     Sayın Babacan yurt dışındaki bütün açılımlarımızı, yurt dışındaki başarıları hep beraber gerçekleştirdiğimizi söyledi. Böylesine bir iktidarın arkasında güçlü bir sermaye var. Canla başla onlarla gayret eden bir kadro var. Dolayısıyla böyle güçlü olunan bir dönemde üstesinden gelinemeyecek bir mesele yoktur diye düşünüyorum. Meseleleri geciktirmeden ve çok da hissiyata bağlı kalmadan, mecliste birilerini de ötekileştirerek yeni bir sıkıntı ortamını oluşturmak suretiyle değil; birlik ve beraberlik içinde kanuni işlemler yaparak çözebiliriz. Ekonomik başarılar var. Küresel krizin hala devam ettiği bir dönemde Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve hızlı bir şekilde ilerleme kaydetmesi son derece sevindirici ve bunda da sayın başbakanın başkanlığında bu güzel hizmetlerin gerçekleştiği kesin. Ama Kürt meselesinde çözüm TBMM ve anayasal düzenlemelerdir.
    
     -Dil sert değildi
    
     Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş ise Başbakan Erdoğanın konuşmasında tarihsel referanslar olarak önemli oranda Türk kimliğini öne çıkaran, pekiştiren bir vurgu bulunduğunu savundu.
     İslami kimliğin öne çıktığı bir konuşma dinlediklerini öne süren Yurtdaş, şöyle konuştu:
     (Kürtlere bir çok hak sağladık daha ne istiyorsunuz mahiyetinde) bir konuşmaydı. Ancak kullandığı dil sert değildi. Davetkardı, dayanışmacı, işbirliğine açık diyebileceğimiz bir dil vardı. Öte yandan, Kürt sorununda bugüne kadar yapılanların yetmesi gerektiğine işaret eden bir konuşmaydı.
     Yüzlerce adım attık dedi. Bunları da Kürtlere bir lütuf gibi hatırlatmış oldu. Atılan adımların hiç biri lütuf değil. Onun dışında maalesef Kürtler bu haklara ulaşmak için hem sayın başbakanın iktidarı döneminde hem de öncesine uzanan onlarca yılda inanılmaz bedeller ödediler. Bu, bedellerin karşılığıdır. Yani başbakan olsa da olmasa da TRT Şeş gibi bir kurum yine olacaktı diye düşünüyorum. Bunu kimse başbakan da dahil Kürtlere bir lütuf gibi görmesin. Kürt sorununun çözümü konusunda eksik, yanlış, belki doğrudan şiddet politikalarını öne çıkaran bir konuşma değildi ama Kürt sorununu kalıcı olarak çözecek bir perspektiften de yoksun olduğunu ortaya koydu.
     Batman Baro Başkanı Yusuf Tanrıseven de Kürtlerin zaten seçimlerde kullandıkları oylarla AK Partiye yeterince destek verdiklerini, kullanılan oylara bakıldığında sonucun daha net ortaya çıktığını söyledi.
     Bu nedenle aslında verilen desteğin de Kürtlerin açıkça teröre karşı olduklarını da gösterdiğini belirten Tanrıseven, Kaldı ki AK Partiye oy verenlerin herhangi bir yürüyüşe bile katıldıklarını sanmıyorum. Bu nedenle sayın başbakanın Kürtlerden fazla bir şey beklemesini bence çok mantıklı değil. Zaten seçimlerde oy veren Kürtler bu konudaki kararlılıklarını, huzuru, barışı, kardeşliği istediklerini fazlasıyla hissettiriyorlar. Ancak Kürtler bir şekilde bu sorunun bitmesini istiyorlar. Daha önce Leyla Zana da söylemişti, Kürt sorununu çözecek AK Partidir, Tayyip Erdoğandır. Ancak CHPnin de üstüne düşeni yapması lazım. CHP burada kilit parti. Köstek olmak yerine destek vermesi lazım ve Oslo süreci ve müzakerelerin bir şekilde yeniden başlatılması lazım dedi.
     Siirt Baro Başkanı Cemal Acar ise, Verilen bütün mesajlar doğru ve sorunun çözümüne yönelik önemli adımlardır. Bunları çok önemli buluyoruz. Yıllardan beri sıkıntısı çekilen bu sorunun çözümüne katkı yapacağına inanıyoruz. Hatta sayın başbakan da konuşmasında adaletli seçimden bahsederek bize göre seçim barajının düşürülebileceği mesajını verdi. Sanırım bundan sonra atılması gereken bir adım da şehir ve köy isimlerinin iade edilmesidir dedi.
     Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Nedim Kuzu da, Kürt sorunun çözümünün yanı sıra bölgenin kalkınmasına yönelik mesajlar da verildiğini söyledi. Kuzu, yıllardan beri devam eden olaylar nedeniyle bölgenin kan kaybettiğini on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği ve bir o kadar kişinin de yaralandığı ve sakat kaldığı bu olaylardan dolayı bölgenin ekonomik anlamda da ilerleme kaydedemediğini ifade ederek, şunları kaydetti:
     Ülkemizde yıllardan beri yaşanan ve hepimizin acılara boğan bu olayların sona ermesine yönelik çözüm önerilerini önemsiyoruz. Bize göre sayın başbakan dün konuşmasında bundan sonra ilgilenecek yol haritası konusunda ana hatları ortaya koydu. Bunun yanı sıra bölgenin ekonomik yönden kalkınmasını sağlamak ve bölgeler arası kalkınmışlık farkını ortadan kaldırılması buna yönelik atılacak adımlar hakkında bilgi vermiştir. Bu nedenle bu konuşmayı önemsiyoruz. Herkesin elini taşın altına koyması ve tüm siyasi partilerin bu çerçevede destek vermesi gerekir.
    
     -Samimi bir çağrı-
    
     Mardin merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Stratejik Araştırmalar Derneği (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın AK Parti Kongresinde Kürt meselesinin çözümüne ilişkin önemli mesajlar verdiğini söyledi.
     Başbakan Erdoğanın sadece güvenlik güçleri ile teröre karşı mücadele olmayacağını belirttiğini ifade eden Akgül, ayrıca meselenin çözümü için Yol haritasını Kürt kardeşlerimiz ile çizmek istiyoruz demesinin yeni dönem için umut verici olduğunu kaydetti.
     Akgül, Başbakan Erdoğanın bu çağrısını, teröre destek vererek rant elde ettiğini belirttiği kimi siyasetçi ve medyadan ziyade, diyalog kapısını salt Kürt halkı ile kurmak istediği noktasında samimi bir çağrı olarak gördüğünü ifade ederek, Nitekim Kürtlere hitaben yaptığı bu çağrıda sorunları örgüt mensupları ile kucaklaşmak suretiyle çözeceğini zannedenler değil, Kürt kardeşlerim ile kucaklaşmak suretiyle çözmek istediğini söyleyerek, bir bakıma yeni dönemde bölgeden gelecek samimi beklentilere karşılık vereceğini ifade etmiştir. Umarım başbakanın sarf ettiği bu umut verici sözler bir kenarda kalmaz da, bölge insanından gelecek samimi beklentiler dikkate alınmak suretiyle bölgenin yıllardır hasret kaldığı huzur ortamı tekrar sağlanmış olur diye konuştu.
     MÜSİAD Mardin Şube Başkanı Ali Dündar da Başbakan Erdoğanın konuşmasından sonra silahların susup diyalogların başlamasını talep ettiklerini kaydetti.
     Son aylarda yaşanan olayların bölge halkını da derinden üzdüğünü, geçmişten bu yana kardeşlik ruhunun her zaman benimsediğini belirten Dündar, siyasi tarafların bir araya gelerek Kürt sorununa yönelik çözüm önerilerin masaya yatırmaları ve bir çözüme gitmesini istediklerini kaydetti.
     Dündar, silahların susup diyalogun başlamasını talep ettiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
     Son aylardaki huzur ortamının bozulması bölge halkını etkiledi. Çok sıkıntılı, geleceğini tam olarak görememekte. Bu toplumun her alanına etki etmiş, büyük bir darbe vurmuştur, ekonomik alanda, sosyal alanda her yönüyle olumsuz etkilenmekte. Kardeşlik ruhunun geri gelmesi her kesimin isteği. Siyasi tarafların bir araya gelerek Kürt sorununa yönelik çözüm önerilerini masaya yatırmaları ve bir çözüme gitmesini istiyoruz. Özellikle BDPnin bu konuda inisiyatif almasını istiyoruz. Muhalefet partilerinin de mutlaka katılmaları gerekiyor. Bu noktada bir tıkanıklık söz konusu. Bu tıkanıklarda CHP kilit rol oynayabilir.
    
     Muhabir: Meral Özdemir-İbrahim Sincar-Ayhan Mergen
     Yayıncı: İrfan Cemiloğlu
<< Önceki Haber AK Partinin 4. Olağan Büyük Kongresi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER