ESİAD Yüksek İstişare Konseyi (2)

ESİAD Yüksek İstişare Konseyi (2) -Başbakan Yardımcısı Babacan: Türkiye bu krizde pozitif şekilde ayrışıyor. Son 10 yılda ABD, İngiltere, AB ve Japonya ile olan farkımızı hızla kapattık, kapatıyoruz Kendi tasarruf oranları


İZMİR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiyenin krizde pozitif biçimde dünyadan ayrıştığını, son 10 yılda büyük ekonomilerle farkın hızla kapatıldığını söyledi.
     Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) 30. Yüksek İstişare Konseyinin Kaya Termal Otelinde düzenlenen Küresel Ekonomideki Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisi konulu toplantısına katılarak bir konuşma yapan Babacan, Türkiyenin kriz döneminde borcun milli gelirine oranını yüzde 36ya düşürdüğünü, krizin en derin döneminde dahi mali disiplini elden bırakmadıklarını, bugün bunun nimetlerini yaşadıklarını belirtti.
     Bu dönemde enflasyonun düşürülmesinin ve yapısal reformların hayata geçirilmesinin de mali bünyeyi güçlendirdiğini kaydeden Babacan, kriz döneminde Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin krizi devlet harcamalarını artırarak aşmaya çalıştığını, bunun büyük bir hata olduğunu, bu kararın kamu borçlarını artırarak ülkelere olan güvenin düşmesine, bunun da sorunların çözülemez hale gelmesine neden olduğunu söyledi.
     Türkiyenin o dönemde tuzağa düşmeyerek farklı bir yolu tercih ettiğini, kriz ortamında bütçe açığını düşürdüğünü anlatan Babacan, cari açık konusunda alınan önlemlerle 2012 yılında dengeli bir büyüme sağladıklarını dile getirdi.
     Ali Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Türkiye bu krizde pozitif şekilde ayrışıyor. Son 10 yılda ABD, İngiltere, AB ve Japonya ile olan farkımızı artık hızla kapattık, kapatıyoruz. Güven göstergeleri çok şükür gayet iyi noktada. Öncü göstergelere baktığımızda, 2013, 2014, 2015 yıllarına baktığımızda daha yüksek büyüme oranları gösteriyor, istihdam artmaya devam ediyor. 2009dan bu yana toplam çalışan sayısı 4 milyon 600 bin kişi arttı. OECD içinde istihdamını en hızlı artıran ülke, ILO üyesi ülkelerde işsizlik oranını en hızlı düşüren ülkedir. Türkiyede gelir dağılımı da düzeliyor. Bir yandan kalkınma var, bir yandan gelir dağılımının düzelmesi söz konusu.
     Türkiyede bir doların altında yaşayan nüfus kalmadığını, 4 doların altında yaşan nüfusun yüzde 30dan yüzde 2,79a düştüğünü belirten Babacan, enerji ithalatı hariç cari açığın olmadığını tersine fazlanın söz konusu olduğunu ifade etti.
     Babacan, ekonomiye baktıklarında kredi hacmi ne kadar artarsa cari açığın o kadar arttığını gördüklerini, bu nedenle tüketime giden kredilerde dikkatli olunması gerektiğini dile getirerek, Türkiyenin tasarruf oranlarının düşüklüğü yapısal bir sorunumuz. Yüzde 13-14 gibi rakamlar var. Çinde yüzde 50, Hindistanda 35, gelişmekte olan ülke ortalaması yüzde 30. Ne kadar tasarrufunuz düşükse tam o kadar cari açığınız oluyor. Kendi tasarruf oranlarımız artmadan da cari açığın kalıcı şekilde çözülmesi zor görünüyor dedi.
    
     -Ürettiğinden fazla tüketen ülkelerin durumu-
    
     2012 yılının bir yeniden dengelenme yılı olduğunu, büyümenin son 4 çeyrektir dış talepten kaynaklandığını anımsatan Babacan, ürettiğinden fazla tüketen ülkelerin kriz içinde olduğuna dikkati çekti.
     Yunanistanın yıllardır ürettiğinden fazla tüketen bir ülke olduğunu, krizle beraber düşüş olduğunu ifade eden Babacan, Fakat hala Yunanistanda işlerin istikrara kavuşması için daha çok refah kaybı gerekiyor. Hala bugün hak ettiklerinin üzerinde bir refah var. Üretimle iç talep dengeye ulaşmadığı sürece de Yunanistanın sorunlarını kalıcı olarak çözmesi mümkün olmayacak. Ya daha çok üretecekler ya da tüketimlerini azaltıp bu farkı kapatacaklar. Almanyada ise tam ters bir tablo var. Avrupanın en sağlam ekonomisi, Avrupayı finanse eder, yükünü tek başına taşıyan bir ekonomi haline geldi diye konuştu.
     Türkiyede Merkez Bankası faizlerinin enflasyon beklentisinin de altına düştüğünü, negatif faizin söz konusu olduğunu, Hazinenin borçlanma faizlerinin de tarihi seviyelere indiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, net dış borcun hemen hemen kalmadığını, toplam döviz borcunu karşılayacak döviz varlığının bulunduğunu, hane halkı borcunun GSMHye oranının dünya ortalamasının altında olduğunu ancak borçluluk oranının hızlı artışının kaygı verici olduğunu söyledi.
    
     -Barış adına susuyoruz-
    
     Toplantıda konuşan ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu, ekonomide sağlanan başarının arkasında Ali Babacanın siyasi popülizme yer vermeyen yönetim ilkeleri ve kamu maliyesindeki disiplin anlayışının büyük etkisinin bulunduğunu belirterek, Türkiye ekonomisinin büyüme performansının birçok ülkeyi kıskandıracak seviyelerde olmasına rağmen küresel ekonomiden kaynaklanan sürprizlere hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.
     Çolakoğlu, İzmirdeki organize sanayi bölgelerinin (OSB) komşu illere sağlanan teşviklerden yararlanamadığı için boş kaldığını savunarak sadece OSBler için teşvik farklılığının kaldırılmasını talep ettiklerini kaydetti.
     Türkiyenin bugünkü önceliğinin ülke güvenliği ve milli birlik ve beraberlik olduğunu, ülkede kardeş kanı dökülmesini önleyecek her türlü barışçı çabaya destek vermeye hazır olduklarını dile getiren Çolakoğlu, şöyle konuştu:
     Barış adına, susuyor ve acımızı içimize atıyoruz. Milli birlik ve beraberlik adına çok şey söyleyebilecekken, sessizce destek veriyoruz. Bizler adına bu görüşmeleri yapanların elini güçlendirmek istiyoruz. Bir güven ortamı oluşsun istiyoruz. Bununla birlikte liderleri yakalandığında, Asmazsanız terör biter diyenlerin, aradan birkaç yıl geçince, verdikleri sözlerini yıllarca unutmalarının güvensizliğini de yaşıyoruz. Buna rağmen zamanın birlik zamanı olduğunun bilinciyle, üzerimize düşeni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.
     Çolakoğlu, ABnin Türkiyenin üyelik müzakere sürecinde fasıl açma engelleriyle zorluk çıkarmayı sürdürmesinin bir samimiyet sorunu olduğu yönündeki kuşkuları artırdığını ve Acaba Lozanın rövanşı mı alınmaya çalışılıyor- görüşlerini haklı çıkarttığını ifade ederek, Eski AB Başmüzakerecimiz olarak sizin önünüzde tekrarlıyoruz ki; ülkemizin hedefi AB standartlarına sahip olmaktır. O standartlara sahip olduktan sonra o tarihte biz girmek ister miyiz, ya da AB kalmış mıdır, yaşayıp hep beraber göreceğiz diye konuştu.
     ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Akgerman da, terör sorununun çözümünün ve demokratik standartların yükseltilmesinin, ülkenin potansiyellerini harekete geçireceğini, yapılan çalışmaları genel anlamda desteklediklerini söyledi.
     Akgermen, Demokrasimizin prensipte sahip olduğu kuvvetler ayrılığı sisteminin, temsili demokrasi anlayışının ve katılımcılığa açık yapısının korunması gerektiğini düşünüyoruz. Gücün, yetkinin ve karar mekanizmalarının merkezileştirilmesinin yaşadığımız çağın gerçeklerine ve Türkiyenin ihtiyaçlarına uymayacağına inanıyoruz dedi.
     Toplantının soru-cevap bölümü basına kapalı gerçekleştirildi.
    
     (Bitti)
    
     Muhabir: Tolga Albay
     Yayıncı: Nevbahar Kabaklı
<< Önceki Haber ESİAD Yüksek İstişare Konseyi (2) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER