İsrail'i titreten senaryo

Bölgemizdeki sıcak gelişmeleri, Stratejik Düşünce Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Prof. Birol Akgün'ün gündeme getirdiği bu muhtemel gelişme, İsrail'li yetkililerin uykularını kaçırıyor

İsrail'i titreten senaryo

İsrail'i tir tir titreten ihtimal Bölgemizdeki sıcak gelişmeleri, Stratejik Düşünce Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Prof. Birol Akgün BUGÜN için değerlendirdi. İSRAİL-GÜNEY KIBRIS HATTINA KARŞI SURİYE-MISIR-KUZEY AFRİKA HATTI: Arap Baharı ile yaşanan değişim küresel güç mücadelesinde yeni ittifak hatları oluşuyor. Suriye, bu ittifak hatlarının önemli aktörlerinden. Kimse kaybeden olmak istemiyor. Konya Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Stratejik Düşünce Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Birol Akgün, "Bölgede Türkiye karşısında kurulmaya çalışıyan İsrail-Güney Kıbrıs ve bazı batıülkelerden oluşan cepheyi dengelemek için Türkiye'nin hızla Suriye-Mısır ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesi gerekir. Buna en büyük engel de değişime direnen otoriter liderler ve geçiş süreçlerinde yaşanan iç sıkıntılar. Arap dünyasındaki değişim ne kadar hızlı olursa bölgesel anlamdaki ittifaklar da o kadar hızlı kurulur" diyor. Suriye muhalefetine, "Çoğunluğu oluşturan Sünni kesimin, azınlık olan Aleviler'in, Hristiyanlar'ın ve Kürtler'in de Suriye'nin demokratik geleceğinde aktif ve eşit biçimde temsil edileceğine ilişkin bir gelecek vizyonunu tasarlamaları gerekir" uyarısında bulunuyor. ESED REJiMi BAHAR AYLARINDA ÇÖKEBiLiR Suriye bugün hangi aşamada? Suriye'deki krizin sekizinci ayındayız ve rejim kullandığı aşırı şiddet nedeniyle bugün artık siyasi eşiği aşmış durumdadır. Derin bir meşruiyet krizi ile karşı karşıyadır. Uluslarası toplum da gerek aldığı tedbirlerle gerekse Suriye ile ilişkilerini keserek Esed rejiminin gitmesi gerektiği konusunda büyük bir uzlaşı içindedir. Esed'le bir anlaşma mümkün olabilir mi? Esed'ın ikna edilme süreci geçmiştir. Bu zamana kadar kullandığı şiddetle insanlık suçu işlediği için Lahey Adalet Divanı önüne çıkmasını gerektireceğinden böyle bir duruma düşmektense savaşarak ölmeyi yeğleyecektir. Esed nereye kadar kan döker? Ordunun bölünmesi durumunda iktidarı bırakma konusunda daha kolay ikna olur, ordu bütünlüğünü koruduğu sürece kan akmaya devam eder. BİRAZ ZAMAN ALACAK AMA... Sizce Esed rejiminin ne kadar ömrü var? Rusya ve İran'ın açık desteğini arkasında hissettiği sürece Esed direnmeye devam edecektir. Batının bugünlerde İran'a yönelik yeni yaptırım kararları almasının, nükleer krizi tırmandırmasının arkasında İran'ı kendi derdine düşürerek Suriye'den vazgeçmeye zorlaması yatmaktadır. Batı belli tavizlerle Rusya'yı kendi yanına çekebilir. Bütün bunlar biraz daha zaman alacaktır, muhtemelen bahar aylarına kadar bu ikna süreci devam eder, bahar aylarında Esed rejiminin çökmesi beklenebilir, mesela suikast gibi diğer gelişmeler süreci hızlandırır. Baas rejiminin günleri sayılıdır. Şu ana kadar Şam'da, Halep'de bir Tahrir havası yok. Evet, Suriye'deki isyanlar hâlâ orta sınıfın desteğini sağlayamamıştır. Şam'da bir milyon insanın "Esed artık gitmelidir" diye bağırmaya başladığı an, rejimin çökeceği andır. O zaman Esed rejimi, Mübarek ve Kaddafi'nin yaptığı gibi, kendi kontrolünde bir geçişi sağlamak, halka ve uluslararası topluma zeytin dalı uzatmak adına yakın adamlarından birisini ülkenin başına geçirmeye çalışabilir, lider değişimi önerebilir, ama bu taktiğin başarılı olma şansı son derece zayıf. Esed 8 aydır dayanıyor, içeride sağladığı desteğin tutkalı nedir? Aslında Esed rejimi Suriye'deki toplumun yüzde 10'unu oluşturan Nusayri klanının, aşiretinin üzerine oturmaktadır. Hristiyan gruplar ve kuzeydeki Kürt gruplar bu zamana kadar en sadık destekçileri oldu. Esed ailesinin toplumsal meşruiyetinin dayanaklarının en başında ise İsrail karşıtlığı geliyor. Arap dünyasında İsrail ile en uzlaşmaz liderlerin başında Esed gelir, bu da halk kitlelerini rejime destek vermeye zorlar. Öte yandan Şam ve Halep gibi ticaretin yoğun olduğu büyük kentlerdeki orta sınıf, sermaye sınıfı oluşturan Sünni kesim ve diğer azınlık gruplardan da destek alıyor. Esed ailesi siyaseten dışlanmış olan Sünni kesime ekonomide bir yaşam alanı açarak onların desteğini sağlamıştır. Bu ittifak bugün de büyük ölçüde korunuyor. YAPTIRIMLAR İTTİFAKI ÇATLATABİLİR Bu ittifak ne zaman çatlar? İşte yaptırımlar Esed rejimine karşı direnme konusunda tereddüt gösteren orta sınıfın dönüşüme desteğini hızlandıracaktır. Dışarıda Esed rejimine karşı oluşan konsensüs Baas liderliğinin Sünni orta sınıf ve sermaye sınıfı ile oluşturduğu ittifakı çatlatacaktır. Bu ittifak çatladığı zaman mı Esed gider? Hayır, Esed rejiminin yıkılmasını geciktiren en önemli faktör Suriye ordusunun özellikle üst kademelerinin, komutanlarının Esed ailesine mezhep ve kan bağı ile bağlı olmasıdır. Özellikle Lazkiye'de yoğun olarak yaşayan bu klan ülkedeki askeri ve bürokratik kadroları kontrol etmektedir. Geniş bir istihbarat ağı vardır. Orduda ciddi bir çözülme olmadığı sürece halkın sokaklara çıkması rejimi yıkmaya yetmez. MUHALEFET DAĞINIK VE LİDERLİKTEN YOKSUN Muhalif Suriye ordusu oluşuyor. Şu anda alt düzeyde bazı çözülmeler gözleniyor, ancak bunlar güçlü silahlara sahip Suriye ordusu ile başedebilecek örgütsel yapı, liderlik ve silahtan mahrumlar. Muhalefet cephesi medya üzerinden haberleşerek harakete geçebiliyor. Son haftalarda yaptıkları kısmi vur kaç eylemleri dışında ciddi bir varlık gösteremiyor. Siyasi açıdan bir muhalefet sorunu var. Ülke dışındaki Suriye muhalefetinin ülke içindeki gruplarla bağları çok güçlü değil. Orta sınıfları muhalefet saflarına geçmeye ikna etmek için isyancıların hem liderlik ve örgütsel yapı hem de ülkenin siyasi geleceğine ilişkin ciddi bir vizyon ortaya koymaları gerekir. Rejimin yıkılması durumunda ülkede istikrarı sağlayacak alternatif bir iktidar bloğu oluşmadan sermaye sınıfı isyancıların safına katılmaz. Kaos durumunda Suriye ile hâlâ savaş durumunu devam ettiren İsrail'in bir oldu bittisi ile karşı karşıya kalma kaygısı da bu sınıfı Esed'in yanında tutuyor. BAAS REJİMİ'NİN DIŞ BEKÇİLERİ Baas rejiminin dış bekçileri de varlıklarını sürdürüyor. Suriye fakir ve küçük bir ülke olmasına rağmen Orta Doğu'da ve küresel sistemde her zaman kritik bir rol oynamıştır. Arap milliyetçiliğinin en önemli temsilcilerinden birisi, ayrıca soğuk savaş döneminden beri Doğu Bloku'nun bölgedeki en yakın müttefiklerinden. İran-Suriye-Lübnan özellikle Hizbullah ve Hamas arasında oluşan blok Orta Doğu'da Suriye rejiminin önemli dayanaklarından birisi oldu. İran için Suriye'nin önemi nedir ? Bugün için Suriye, İran'ın güvenlik stratejisinin dış çeperini oluşturuyor. Baas rejiminin çökmesi ve Suriye'de bir demokratikleşme İran için güvenlik stratejisinin çökmesi anlamına gelir. Onun için de İran sonuna kadar Esed ailesinin en büyük bölgesel destekleyicisi olarak kalacaktır. RUSYA, SURİYE POLİTİKASINI DEĞİŞTİREBİLİR Rusya'nın desteği nereye kadar sürer? Suriye diğer Arap ülkelerine göre jeopolitik özellikleri bakımından bölgesel ve küresel denklemleri etkileyebilecek bir konuma sahip. Deli Petro'dan beri Ruslar'ın en büyük hayali olan sıcak denizlerde güç sahibi olma politikası büyük ölçüde Suriye sayesinde mümkün olabilmiştir. Bugün de Rusya'nın askeri gemilerinin tek sığınağı Suriye limanlarıdır, ayrıca Suriye Rusya için kârlı bir silah pazarı. Her yıl 4-5 milyar dolarlık silah satıyor. Suriye ordusunun kullandığı silahların büyük bölümü Rus yapımı. Küresel güç mücadelesi açısından bakıldığında da, Suriye'nin de düşmesi demek Rusya ve Çin'in Akdeniz'deki etkilerinin tamamen silinmesi demektir. Suriye'ye karşı yaptırımları ve müdahale önerilerini BM'de veto etmelerinin temel nedeni budur. Ancak Rusya, rejimin iç dayanaklarının zayıfladığını ve gidici olduğunu hissettiği anda Suriye politikasını değiştirebilir. SURİYE'NİN BÖLÜNME RİSKİ VAR Türkiye doğru bir karar mı verdi? Kısa dönemli ticari kârlar uğruna bölge ülkelerinin geleceğini belirleyecek olan demokratikleşme talepleri ile ters düşmemek gerekir. Suriye'nin geleceği Esed rejiminde değil, Suriye halkının iradesinde. Türkiye de bu iradeye yatırım yapıyor. Türkiye'nin açıkladığı yaptırımların amacı halkı cezalandırmak değil, rejimin değişimini hızlandırmak. Bunun dışındaki her türlü tartışma sadece ayrıntıdan ibarettir. Bir tampon bölge oluşturulması zaman zaman dillendiriliyor. Suriye'den Türkiye'ye karşı tek taraflı bir savaş ilanı veya kitlesel bir göç hareketi olmadığı sürece Türkiye'nin sınır bölgesinde askeri operasyon düzenlemesi Türkiye'nin izlediği dış politika geleneğine ters. Türkiye, Suriye içerisinde kitlesel kıyımlar yaşanmaya başlar, BM'den açık bir müdahale kararı çıkar ve uluslararası toplum Libya'da olduğu gibi ortak bir müdahale kararı alırsa ancak o zaman insani nedenlerle böyle bir müdahalenin içinde bulunabilir. Türkiye'nin tek başına Suriye'ye yönelik bir askeri operasyon düzenlemesi, son 10 yılda Arap halkları ile yeniden tesis edilen karşılıklı güvenin sarsılmasına, "Osmanlı geçmişinin" yeniden gündeme getirilmesine neden olur. Bu süreç Suriye'nin bölünmesini beraberinde getirebilir mi? Suriye için en kötü senaryo toplumsal çatışmaların giderek yaygınlaşması ve etnik, mezhepsel anlamda bir iç çatışmanın başlamasıdır. Böyle bir durumda Suriye'nin etnik ve mezhepsel temelde bir bölünme riski vardır, hatta batılı bazı güçlerin, İsrail'in dahi böyle bir senaryoya destek sağlaması da mümkündür. Tarihsel olarak baktığımız zaman da 1930'larda Lazkiye çevresinde Aleviler özerk bir yönetime sahiplerdi, daha sonra ülkenin bütünlüğü sağlanmıştır. Bugün de merkezi iktidarın çökmesi durumunda benzer senaryolar gündeme getirilebilir.
<< Önceki Haber İsrail'i titreten senaryo Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER