'Türkiye'nin yükselen profilini kesen ülke İran'dır!'

Ankara Strateji Enstitüsü Uzmanı Doç Dr. Mehmet Akif Okur, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası hükümetin dilinden düşmeyen 'dış mihraklar' söylemiyle ilgili kritik analizlerde bulundu...

İşte Türkiye'nin yükselen profilini kesen ülke!

  • 'Türkiye'ye 'dış güçler' tarafından bir taarruz varsa bunun diplomatik sonuçları olmalıydı.'
  • 'Dış güçlerle ilgili somut veriler yoksa, bu dış politikamıza ciddi zarar verir.'
  • 'Türkiye’nin Ortadoğu’da yükselen profilinin önünü İran kesti.'

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla birlikte hükümet ve bazı medya kuruluşları tarafından sıkça dile getirilen 'bu operasyon dış güçlerin bir müdahalesidir' söylemini değerlendiren Mehmet Akif Okur, söz konusu ithamların Türkiye'nin hassas dış politikasını hayati derecede etkileyebileceğini söyledi. 

"TÜRKİYE'NİN YÜKSELEN PROFİLİNİ İRAN KESTİ"

Türkiye'de Reza Zarrap ve İran'daki Babek Zencani hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili sürdürülen davaların uluslararası ilişkiler bağlamında büyük önem arz ettiğini ifade eden Mehmet Okur, neden hükümetin operasyonlarla ilgili İran hakkında herhangi bir açıklama ve ifadesini bulunmadığının da sorulması gerektiğine dikkat çekti. 

Okur, Türkiye'nin İran'a uygulanan ambargoda, İran'dan azaltarak petrol alma ruhsatı verilen 6 ülkeden biri olduğunu ve İran - Türkiye arasında bu bağlamda çeşitli ilişkilerin bulunduğunu belirtti. Bu ticari ilişkilerin yanı sıra Türkiye’nin Ortadoğu’da yükselen profilini İran'ın kestiğini dile getiren Okur, sözlerine şöyle devam etti: 'Türkiye, Ortadoğu'da yükselttiği bütün kredisini Suriye meselesine yatırdı. Suriye meselesinde bu kıyımı ortaya çıkaran şey İran’ın kayıtsız ve şartsız olarak Beşar Esed’in arkasında durması oldu. İran bu krizde Esed rejimini ayakta tutan ana destek oldu. Bu destek de Türkiye’nin Ortadoğu'daki kredisini bitirdi. Türkiye’nin Suriye krizinde düşmüş olduğu pozisyon, Ortadoğu'nun kalan ülkeleri ile olan ilişkisini engelledi. Türkiye, Suriyeli muhalifler nezdinde de şüpheyle bakılan bir ülke haline düştü. Türk dış politikasının Ortadoğu'daki bu ikilemi , gelecekte bu günlerin tarihi yazılırken çokça konuşulacak.'

"DIŞ POLİTİKAMIZ, İÇ POLİTİKA ARGÜMANLARINA KURBAN EDİLMEMELİ" 

'ABD ve İsrail ile ilgili ifadeler daha çok iç politikadaki tartışmalar nedeniyle tüketilmeye çalışılıyor.' diyen Okur, Türkiye'nin gerçekten ‘dış güç’ unsurları tarafından ağır bir taarruz altındaysa, bunun mutlaka diplomatik sonuçlarının olması gerektiğini belirtti: 'Söz konusu bir taarruz varsa bu durumun diplomatik olarak sonuçları olmalı. Yani adı geçen ülkelerle, bu iddialar doğrultusunda görüşmeler yapılmalıydı. Fakat bunu diplomatik sonuçlara dayandırabilmek için de objektif verilerin ve bilgilerin dünya kamuoyunun gözünün önüne serilmesi lazım. Şu an böyle bir veri kamuoyu ile paylaşılmış değil.' 

Okur, 'dış güçler' söyleminin Türkiye'nin dış politikasına nasıl zarar verebileceğini ise şu cümlelerle açıkladı: 'Operasyonun arkasında dış güçler var ifadesinin biz daha çok iç politik iklimde tüketildiğini analiz ediyoruz. Ancak, yoğun biçimde medya atmosferindeki tartışmalar sırasında kullanılan bu ifadenin somut siyasete yansıtılmadığını, siyasette bu söylemler üzerine atılmış bir adımın olmadığını da görüyoruz. Eğer somut veriler yoksa ve bu durum iç politika argümanı olarak kullanılıyorsa bu Türkiye’nin dış politikasına ciddi şekilde zarar verir. Dış politikamızın çok hassas konularını ve hassas dengelerini kurban etmemeliyiz.'   

SAMANYOLUHABER.COM
<< Önceki Haber 'Türkiye'nin yükselen profilini kesen ülke İran'dır!' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER