DÜZELTME- Mavi Marmara avukatları: Davalar pazarlık konusu yapılamaz


Sayın abonemiz, 'Mavi Marmara avukatları: Davalar pazarlık konusu yapılamaz' başlıklı haberimizde Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenlerden İbrahim Bilgen'in oğlu İsmail Bilgen için sehven 'Avukat' ifadesi kullanılmıştır. Haberimizin düzeltilmiş halini dikkate almanızı rica ederiz. Saygılarımızla…

Mavi Marmara mağdurlarının avukatları, Türkiyeİsrail yakınlaşmasından dolayı rahatsızlıklarını dile getirdi. Açılan davalara İsrail'in tiyatro benzetmesi yaptığını ifade eden Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenlerden İbrahim Bilgen'in oğlu İsmail Bilgen, "Türkiye tarafının biz şehit ailelerine ve mağdur yolculara danışmadan davaları pazarlık konusu yapması, bir hukuk devletinde kabul edilebilir değildir. Tazminat karşılığında vazgeçeceğimiz iddiasını, bizlere yapılmış bir hakaret olarak görmekteyiz." dedi. Bilgen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmek için bir kez daha randevu talep ettiklerini söyledi.

Gazze'ye yardım götürürken İsrail'in vurduğu Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin avukatları Türkiye – İsrail yakınlaşmasından rahatsızlık duyduklarını söyledi. Konuyla ilgili İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyen mağdur aileleri ve avukatlar, hükümete ve Dışişleri yetkililerine tepki gösterdi. Basın metnini Mavi Marmara'da hayatını kaybeden İbrahim Bilgen'in oğlu İsmail Bilgen okudu. Bilgen, "Mavi Marmara Şehitlerinin yakınları olarak, son günlerde İsrail tarafından kamuoyuna servis edilen 'Türkiye ile anlaşma şartları' olarak sunulan maddelere ve anlaşmanın geneline ilişkin tarafımıza hiç danışılmadığını, görüşmelerin tamamen rızamız dışında yürüdüğünü öncelikle belirtmek isteriz." diye konuştu.

'SİNİRLİOĞLU'NUN YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİ İSRAİL BASININDAN ÖĞRENDİK'

Tazminatla ilgili İsrail tarafıyla yapılan görüşmelerden ve İsrail'in tutumundan rahatsızlıklarını üst düzey yetkililere daha önce söylediklerini belirten Bilgen, şöyle devam etti: "O görüşmedeki 'muhatap alınmama' beyanımıza rağmen, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu öncülüğünde İsrail tarafıyla yapılan gizli görüşmelerden, İsrail medyası üzerinden haberdar olmamız kabul edilemez. Türkiye Devleti onay vermediği halde PALMER raporunu BM'de yayınlatan ve raporun imzalandığını Türkiye Devleti'nden ve seçilmiş siyasi sorumlulardan gizleyerek Türkiye aleyhine bir sonuç doğmasına sebebiyet veren Feridun Sinirlioğlu ve ekibinin bu meseleden derhal el çektirilmesini talep ediyoruz."

Açılan davalara İsrail'in tiyatro benzetmesi yaptığını ifade eden Bilgen, "Şimdi anlaşmanın olmazsa olmaz şartı olarak 'davalardan vazgeçilmesi veya düşürülmesi' şartını öne sürmesi, Türkiye tarafının da biz Şehid ailelerine ve mağdur yolculara danışmadan davaları pazarlık konusu yapması, bir hukuk devletinde kabul edilebilir değildir. İsrailli komutanlar hakkında devam eden ceza davamız ve tüm diğer hukuki süreçlerden tazminat karşılığında vazgeçeceğimiz iddiasını, bizlere yapılmış bir hakaret olarak görmekteyiz." dedi.

'HUKUKİ MÜCADELEMİZ LAHEY'DE DEVAM EDİYOR'

Hukuki mücadelelerinin devam ettiğini söyleyen Bilgen, şöyle devam etti: "Türkiye'de ceza ve tazminat davaları, Hollanda'nın Lahey şehrindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki (UCM) davamız ve gemilerdeki diğer ülke vatandaşlarının kendi ülkelerinde açtıkları davalar olmak üzere üç koldan yürümektedir. Bu davalardan Türkiye, İspanya ve Güney Afrika'da İsrailli sorumlular hakkında yakalama ve tutuklama kararları çıkmış, UCM de İsrail'in Mavi Marmara gemisinde 'savaş suçu' işlediğini tespit etmiştir."

AİLELERİN HÜKÜMETTEN İSTEDİKLERİ 5 MADDEDE SIRALANDI

Bilgen, mağdur aileleri olarak hükümetten isteklerini şöyle sıraladı: "Gazze'ye uygulanan abluka ve ambargo kaldırılmalıdır. Suçlular cezalandırılmadan davalarımızın hiçbirisinden vazgeçmemiz söz konusu değildir. Siyasi bir kararla davaların düşürülmesi yollarını arayanları Türkiye ve dünya kamuoyunun asla affetmeyeceğini, bu girişimlerinin kendileri adına tarihe kara bir leke olarak düşeceğini belirtiriz. Dünyada benzer hadiselerde uluslararası hukuk normları çerçevesinde belirlenmiş tazminat bedelleri emsal alınmalı ve bu tazminat 'haksız fiil tazminatı' olarak tüm gemi katılımcılarına ve yakınlarına ödenmelidir."

Mavi Marmara olayının, Filistin davasının ve özgür Kudüs mücadelesinin bir aşaması olduğunu ifade eden Bilgen, isteklerine şöyle devam etti: "Bu sebeple kutsal mâbedimiz olan Mescid-i Aksa'ya yönelik İsrail askerlerinin yapmış olduğu saldırıların sonlandırılması da anlaşmanın bir maddesi olmalıdır. İHH'nın ve Mavi Marmara katılımcılarının tamamının İsrail tarafından terörist olarak nitelendirilmesine son verilmelidir."

Şehit aileleri olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu istediklerini belirten Bilgen, "Bu konuları detaylı bir şekilde görüşebilmek amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımızdan çeşitli vesilelerle randevu talep etmiştik. Bu vesileyle bu randevu talebimizi yenilemekteyiz." dedi.
CİHAN
<< Önceki Haber DÜZELTME- Mavi Marmara avukatları: Davalar pazarlık konusu... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER