Yatırım bankalarının son kaleleri de teslim

Lehman'ın iflasının ardından Wall Street'de 1933 yılında 5 bin bankanın batması üzerine çıkarılan Glass-Steagall kanunundan bu yana görülmedik bir karar alındı.

Yatırım bankalarının son kaleleri de teslim

Morgan Stanley ve Goldman Sachs yatırım bankacılığından çekildi ve FED'in kanatları altına girdi. Bear Stearns'ün JP Morgan çatısına katılması, Lehman Brothers'ı iflası ve Merrill Lynch'in rakibi Bank of America'ya satılışının ardından Wall Street'i "Wall Street" yapan dev yatırım bankalarından Goldman Sach ile Morgan Stanley de tarihi bir karar aldı. Buna göre her iki banka da kendilerine milyarlarca dolarlık zarar açan yatırım bankacılığına son verecek ve faaliyetlerine bundan sonra sadece "ticari banka" statüsünde devam edecek. Morgan ve Goldman'ın kendi isteğiyle FED kontrolü altında ticari bankacılığa dönmesi ile birlikte ise iki banka eskiden olduğundan daha fazla düzenlemeye tabi olacak. Yeni düzenlemeye göre Goldman ve Morgan'ın faaliyetlerini bundan sonra ABD'nin sermaye piyasalarını düzenleyici kurumu olan SEC değil, ABD Merkez Bankası (FED) olacak, sadece sermaye birimleri SEC tarafından izlenemeye devam edilecek. Müfettişler tarafından daha fazla denetim altında olmaya başlayacak olan Morgan ve Goldman, bilançoları konusunda da daha şeffaf olmak zorunda kalacak. Ticari banka statüsüne geçeceği için daha yüksek sermaye rezervinin de bulunması gerekecek olan iki banka aynı zamanda daha az risk almaya başlayacak. Goldman ve Morgan FED'in kanatları altına girerek hem FED'den borçlanabilme imkanına sahip olacak hem de perakende banka alımı gerçekleştirebilecek. Goldman ve Merrill'in yatırım bankacılığı faaliyetlerinden vazgeçmesinin iki temel sebebi var. Bunlardan ilki bankaların ticari banka statüsü ile daha fazla bireysel ve kurumsal mevduat toplayarak ihtiyaç duyduğu nakide daha çabuk ulaşacak olması. Diğer sebebi ise FED'in bir kaç ay önce ticari bankalar için 1929 Büyük Buhran döneminden sonra ilk kez yeniden açtığı borçlanma sisteminden yararlanma şansı elde edecek olmaları. Yani Morgan ve Goldman nakite daha çabuk ulaşmak ve FED'den borç para alıp Lehman ve Bear Stearns'ün başına gelenleri yaşamamak için daha fazla kontrol altında tutulmayı ve yılların yatırım bankacılığı felsefesini tarihe gömmeyi kabulleniyor. Plan hakkında şüpheler artıyor, piyasa tetikte Yatırım ve ticari bankacılığın ayrıldığı bu gibi bir durumla en son Başkan Roosevelt döneminde 5 bin bankanın iflas etmesinin yarattığı panik ortamında Kongre'den alelacele geçirilen "Glass-Steagall" kanunu ile 1933 yılında karşılaşılmıştı. Bu kanunla yatırım ve ticari bankacılık birimleri sert bir şekilde ayrılmıştı. Şimdi ise FED ve Hazine'nin aldığı tüm kararların üstüne bir de Wall Street'i yatırım bankacılığından iyice uzaklaştıracak benzer bir kanunun daha çıkıp çıkmayacağı merak konusu. Referans'a konuşan Boğaziçi Üniversitesi ekonomi profesörü Burak Saltoğlu'na göre ise 1933'dekine benzer bir Glass-Steagall kanununa kısa vadede gerek kalmadı çünkü zaten ortada "yatırım bankası kalmadı". "Bundan sonra yatırım bankacılığı için çok zor lisans verilir" diyen Saltoğlu, mevduat bankalarının risk alma faaliyetlerinin çok yakından takip edilmeye başlanacağını öngörüyor. Rahatlama kısa sürer gelecek çok zor olacak Bir yandan ticari bankalara tanınan FED'den borçlanma imkanı, bankaların zararlı varlıklarını satın alacak Paulson planı derken ABD hükümeti devlet müdahaleleriyle de olsa piyasalarda güven uyandırmaya çalışıyor. Uzmanlara göre ise alınan bu kararlar piyasaları tam olarak rahatlatmaya yetmeyecek. Referans'a konuşan Marex Financial ekonomistlerinden Farooq Muzammal ise oldukça karamsar. "Gelecek konusunda çok karamsarım. Bir çok politikacı, gazeteci ve bankacı kısa vadeli iyi haberlere odaklanıyor" diyen Muzammal'a göre küresel piyasaları "çok zor bir gelecek" bekliyor. Geçen hafta piyasalarda yaşanan panik halinin ardından Wall Street artık 1929 Büyük Buhran'dan sonraki en sert krizini yaşadığını kabul etmeye başladı. Lehman ve Merrill fırtınası ile 3 gün kan kaybı yaşayan, arkasından ABD Hazine Bakanlığı'nın en son 1984 yılında uyguladığı ve bankaların zarardaki kayıplarını satın almayı amaçlayan bir fon kuracağı açıklaması ile şuursuzca yükselen piyasalar ise bu haftaya tetikte başladı. Planın ayrıntılarının haftasonuna doğru belli olması beklenirken FTSEurofirst endeksi güne yüzde 0,7 düşüşle, geçen cuma günü yüzde 6 yükselen MSCI dünya endeksi ise yüzde 0,6 yükselişle başladı. Plana ilişkin endişelerden ötürü düşüşle açılan Avrupa borsaları ise gün içinde toparlandı. Alman borsası DAX 0,42, Fransız borsası CAC 40 ise yüzde 0,06 yükseldi. Dolar ise euro karşısında yüzde 0,5 değer kaybetti ve 1,4567 seviyesine geriledi. 1929'da ticari ve yatırım bankalarını ayıran kanun çıktı Goldman ve Morgan'ın yatırım bankacılığını bırakmaları en az diğer büyük Wall Street bankalarının iflası ve satışı kadar önemli bir gelişme. En son 1929 Büyük buhran döneminde de Kongre'den geçen "Glass-Steagall" isimli kanun dan Wall Street'de bankaların ticari ve yatırım faaliyetlerinin birbirinden ayrılmasını öngörüyordu. Uzmanlara arasında ise yeni bir Glass-Steagall kanununun daha devreye girip girmeyeceği tartışılıyor. Özellikle ticari bankaların bilançolarındaki "zehirli" olarak adlandırılan zarar etmiş yatrırım araçlarıın yatırım bankaları tarafından üretildiği düşünülürse Kongre'nin buna benzer bir kanunla ortaya çıkabileceği iddiaları var. 1929 yılında yaşanan kriz sonrası Wall Street'de yatırım ve ticari bankacılığın birbirinden ayrılmasını öngören Glass-Stegall kapsamında mevduat toplama, menkul kıymet işlemleri ve sigortacılık faaliyetleri ayrıştırılmıştı. Kredi veren ve mevduat toplayan kurumların bankacılık gelirlerinin yüzde 10'dan fazlasını menkul kıymetlerden kazanamayacakları gibi hükümleri de içeren yasa, 1933 yılında Büyük Buhran dönemidne yaklaşık 5 bin bankıanın birden iflas etmesi karşıısnda acilen uygulamaya geçirilmişti. Batan bankalar piyasa ve kamuoyu üzerinde aşırı bir tedirginliğe yol açınmca dnemin devlet başkanı Franklin Roosevelt tarafından oluşturulan ekonomik planın bir parçası olan acilen uygulamaya geçirilen kanun, FED'in bankları düzenleme yetkisini iyice sıkılaştırmış, bankaların menkul kıymet satışlarını yasaklamıştı. MERRILL LYNCH: En büyük aracı kurumu mortgage tahvilleri bitirdi Tekstilci Charles Merrill ile Edmund Lynch tarafından 1914 yılında kurulan finans şirketi 1917'de Merrill Lynch adını aldı. 1960'ta Londra'da, 4 yıl sonra da Tokyo'da ofis açan Merril Lynch, 1971 yılında New York borsasında (NYSE) halka arz oldu. Aradan geçen yıllarda hızla büyüyen kuruluş 1999'da en büyük hisse senetli ve tahvil aracı kurumu haline geldi. 2006'da bilançosuna milyarlarca dolarlık mortgage tahvili eklemesi kuruluşun sonunu hazırlayan bir hata oldu. Ekim 2007'de mortgage zararları ortaya çıkınca CEO Stan O'Neal kovuldu. Kredi krizinin Wal Street'i ağır bir şekilde kuşatması sonrasında 15 Eylül'de Bank of America'nın hisse başına yaptığı 29 dolarlık teklife (toplam 50 milyar dolar) evet demek zorunda kaldı. LEHMAN BROTHERS: Kriz rekor kârları eritti kimse satın almak istemedi Almanya'dan ABD'ye göçen 3 Yahudi kardeşin 1850 yılında kurduğu Lehman Brothers, 1929'da kapalı uçlu bir yatırım fonuna dönüştü. Bir dönem American Express ile birleşen firma 1993'te ayrılarak yeniden bağımsız oldu. 1994'te New York'ta halka arz oldu. 2007'de son 4 yıl üst üste rekor kâr açıklayan Lehman Brothers, Londra Borsası'nın en yüksek işlem hacmine sahip hissesi unvanını da elinde bulunduruyordu. 1 Nisan 2008'de 4 milyar dolarlık sermaye artırımına gitti. 9 Haziran'da 2'nci çeyrekte 3 milyar dolar zarar ettiğini açıklayıp, sermayesini 6 milyar dolar daha artırdı. 9 Eylül'de Kore Kalkınma Bankası (KDB) ile satın alma görüşmelerinin olumsuz bittiği açıklanınca şirketin hisseleri yüzde 52 çakıldı. 12 Eylül'de Wall Street yöneticileri ve üst düzey hükümet yetkilileri Lehman'ı kurtarmak için acil toplantı yaptı ancak kimse satın almak istemeyince banka 11 Eylül 2008'de Chapter 11 adıyla bilinen iflastan korunma yasasına başvurdu. BEAR STEARNS: 1929 krizinden kurtuldu mortgage krizine yenildi 1923 yılında Robert Stearns ve Harold Mayer tarafından 500 bin dolar sermaye ile hisse senedi alım satımı yapan bir şirket olarak kuruldu. 1929'daki Büyük Buhran'dan hiç bir çalışanını çıkarmadan kurtulmayı başaran şirket 1955'te yurtdışındaki ilk bürosunu Amsterdam'da açtı. 1985'te halka arz oldu. Ticari kuruluşlara, kurumlara, hükümetlere ve bireylere hizmet verdi. Kurumsal finans, birleşmeler ve satın almalar, kurumsal kıymetli varlıklar, sabit gelir satışları, ticaret ve araştırma, özel müşteri hizmetleri, türev piyasalar, vadeli işlemler, döviz işlemleri, varlık yönetimi ve saklama hizmetleri gibi oldukça geniş bir alanda faaliyet gösterdi. Dünya genelinde çalışanlarının sayısı 15 bin 500'ü buluyordu. Ancak mortgage krizi 2007'nin başından itibaren Bear Stearns'e büyük bir darbe vurdu ve 16 Mart'ta JP Morgan Chase bankası, hisse senetlerinin değeri hızla düşen ve iflasın eşiğine gelen Bear Stearns'ü FED'in de desteğiyle yaklaşık 1 milyar dolara satın aldı. Yalnızca binasının değeri 1.2 milyar doları buluyordu. Bear Stearns'ün değeri bir önceki yıl 32 milyar dolardı. GOLDMAN SACHS: Wall Street'in sağlam kalesi ticari bankacılığa geçiş yaptı 1869 yılında Almanya'dan ABD'ye giden Yahudi göçmeni Marcus Goldman tarafından kuruldu. Ticari kağıtların girişimciler tarafından kullanımı konusundaki öncü çalışmalarıyla tanındı. 1896'da New York Borsası'na katılmak için davet edildi. 20'nci yüzyılın başlarında ilk defa halka arz olacak şirketler açısından çok önemli bir konuma geldi. 1930'lu yıllarda yatırım bankacılığına odaklandı. Daha sonraki yıllarda faaliyet alanlarını hızla genişletti. 1990'lı yılların sonlarında ve 2000'lerin başlarında şirket satın almalarıyla adını duyurdu. 2007'de diğer bankalara göre yüksek oranda kâr etmesi medya organlarının yayınlarında krizden etkilenmediği yorumlarına neden oldu ancak bu yıl eylül ayına gelindiğinde krizin etkileri iyice hissedildi ve 21 Eylül'de yatırım bankacılığından ticari bankacılığa geçişine onay verildi. MORGAN STANLEY: Krizden kurtarma danışmanıydı yatırım bankacılığından vazgeçti JP Morgan and Co'dan ayrılan Harold Stanley ve Henry S. Morgan'ın kurduğu Morgan Stanley kapılarını ilk kez 1935 yılında açtı. İlk yılında New York'ta gerçekleştirilen halka arzlara verilen danışmanlık hizmetlerinde yüzde 24 pay sahibi oldu. Birçok büyük kuruluşun halka arzında önemli rol oynadı. 1962 yılında ilk kez mali analiz yapan bilgisayar modeli geliştirerek bu alanda yeni bir dönem başlattı. Daha sonraki yıllarda da gayrimenkul ve özel varlık yönetimi gibi alanlarda da faaliyet göstermeye başladı. 1986 yılında halka az oldu. 1990'da Londra ve Tokya'daki merkezleri, Frakfurt, Zürih, Hong Kong, Lüksemburg, Melbourne, Milan ve Sydney'de büroları olan dev bir küresel finans hizmetleri kuruluşuna dönüşmüştü. Sonraki yıllarda satın alma ve birleşme faaliyetleriyle adından söz ettirdi. Bu yıl ağustos ayında Fannie Mae ve Freddie Mac'in kurtarılma stratejileri için hükümete danışmanlık yapmak üzere sözleşme imzaladı. 17 Eylül'de hisseleri yüzde 42 değer kaybeden şirketin zor durumda olduğu duyuruldu. 21 Eylül'de Goldman Sachs gibi yatırım bankacılığından ticari bankacılığa geçişine onay verildi. YATIRIM BANKALARININ 2007 AKTİF BÜYÜKLÜKLERİ Goldman Sachs: 1 trilyon 119 milyar 796 milyon dolar Morgan Stanley: 1 trilyon 45 milyar 409 milyon dolar Merrill Lynch: 966 milyar 210 milyon dolar Lehman Brothers: 691 milyar 63 milyon dolar Bear Stearns: 400 milyar dolar REFERANS
<< Önceki Haber Yatırım bankalarının son kaleleri de teslim Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER