Erdoğan’ın mafya devletini tescilleyen cinayet

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’nın göbeğinde gündüz vakti öldürülmesi ve akabinde yaşananlar, Erdoğan’ın kirli ittifaklarla kurduğu mafya devletini tüm dünyaya bir kez daha ilan etti.

SHABER3.COM

[ ANALİZ ]  

Erdoğan’ın mafya devletini tescilleyen cinayet

Doçent titrine sahip bir akademisyen, bir milletvekili danışmanı ve MHP’nin gençlik kolları mahiyetindeki Ülkü Ocaklarının birkaç yıl önceki genel başkanı idi Sinan Ateş. Planlı bir suikastın hedefi oldu, iki çocuğunu ve eşini geride bırakıp 38 yaşında dünyadan göçtü gitti.

Türkiye’de insanlar hemen her gün dünyanın geri kalanına tek başına yetecek nispette skandala, yolsuzluğa, hukuksuzluğa ve cinayetlere şahit oluyorlar ve hayret etme eşiği bu nedenle diplere inmiş durumda. Ancak Sinan Ateş’in hayatını kaybettiği cinayet, türlü rezilliklere iyice alışmış olan insanlara yine büyük şaşkınlık yaşattı. 

Çünkü kendi evladını cinayete kurban veren MHP’den ve Ülkü Ocaklarından tek bir üzüntü açıklaması ve bir taziye yayınlanmadı. MHP’den ve Ülkü Ocaklarından kimse cenaze törenine katılmadı. Hatta Mersin Ülkü Ocakları başkanı, Sinan Ateş’i itham eden bir açıklama bile yaptı.

Ülkücülerin Mersin’de cinayetle biten kavgasının tesiri, Sinan Ateş’in öldürülmesine olan lakaytlık olarak gösterdi kendisini.

Sadece kayıtsız kalmak mı? Maalesef değil. Zaten Erdoğan’ın mafya devletini tescil eden rezalet de bu noktada yaşandı.

Başta MHP Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz olmak üzere, bazı MHP’lilerin de ismi karıştı cinayete. Saldırganlara yardım ve himaye ettikleri belirtiliyor. Polisin araştırması ve yapıldığı söylenen gözaltılar ise sır gibi saklanıyor.

Devlet Bahçeli’nin iki yıl önce Sinan Ateş’i defterden sildiği ve dışladığı biliniyor. Ülkü Ocaklarının da Ateş’e karşı cephe aldığı ifade ediliyor. Hatta Ateş’in öldürülmeden kısa önce “Benim kalemin kırıldı” diyerek öldürüleceğini söylediğini belirtiyor arkadaşları.

MHP suskun, Ülkü Ocakları suskun. Ya Erdoğan ve AKP? Onlar neden suskun? Süleyman Soylu neden çıkıp konuşmuyor? Neden bir an önce gündemin değişmesini bekliyorlar ve cinayeti unutturmak istiyorlar? Susuyorlar ve unutulsun istiyorlar, çünkü MHP ile kurdukları kirli ve kanlı ittifakın zedelenmesinden korkuyorlar.

Mafya babalarını cezaevlerinden MHP ile ittifakın gereği olarak serbet bıraktılar. Devleti ve imkanlarını MHP ile paylaştılar, “Sen benim pisliğimi ört, ben de seninkini” mantığı ile, biri diğerinin hırsızlıklarına ve zulümlerine, diğeri de öbürünün devleti mafyaya teslim etmesine destek oluyor. 

10 Mayıs 2019'da Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ evinin önünde altı kişinin saldırısına uğradı. Saldırganlar 888 gün sonra 15 Ekim 2021’de hakim karşısına çıktı. Mahkemede sanıkları 22 avukat savundu.

25 Mayıs 2019 Gazeteci Sabahattin Önkibar Ankara’da evinin önünde saldırıya uğradı. Dört kişi gözaltına alındı. Ancak serbest kaldılar.

20 Kasım 2019 Gazeteci Ahmet Takan “Bahçeli Aralık ayı sonunda genel başkanlığı ve aktif siyaseti bırakacak" diye yazdığı için MHP Genel Sekreteri İsmet Ataman tarafından hedef gösterildi evinin önünde saldırıya uğradı. Sadece bir saldırgan yargılandı ve 2 bin lira ceza aldı.

28 Aralık 2019 Gazeteci Murat İde Bahçeli'yi eleştiren yazısından üç gün sonra İstanbul'da evinin önünde saldırıya uğradı. Altı saldırgan yakalandı ama serbest bırakıldı.

14 Ocak 2021 KRT Televizyonunda program yapan avukat Afşin Hatipoğlu, evinin önünde maskeli saldırganlar tarafından saldırıya uğradı. Saldırganlar “Yazdıklarına dikkat et” diye bağırdı.

15 Ocak 2021 Devlet Bahçeli’ye sert eleştiriler getiren Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ evinin önünde beş kişinin saldırısına uğradı ve yaralandı.

Aynı gün Yeniçağ yazarı Orhan Uğurluoğlu da yine evinin önünde saldırıya uğradı. Uğurluoğlu’na saldıran dört kişi yakalandı ama serbest bırakıldı. Uğuroğlu ifadesinde saldırganların, "MHP'den geliyoruz. MHP'yi eleştirme. Ülkücüler bunun hesabını sorar" dediğini söyledi.

25 Mart 2020'de yine Yeniçağ'da Bahçeli'yi eleştiren İsrafil Kumbasar da semt pazarında altı yedi kişinin saldırısna uğradı. Kumbasar 2004 yılında da saldırıya uğramıştı.

8 Mart 2021de yine hedef gösterilen gazeteci Levent Gültekin saldırıya uğradı. Yakalanan iki saldırgan tutuksuz yargılanıyor.

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Halk Tv’de katıldığı program sonrasında Bakırköy’de sokak ortasında yumruklu saldırıya uğradı. Mahkeme saldırgan Sinan Oral’a bin 500 lira para cezası verdi.

Liste böyle uzayıp gidiyor.

Artık Türkiye’de ne sokaklar tekin ne de Meclis. Orada da mafya özentili “milletvekilleri” var.

Erdoğan - Bahçeli - Perinçek ittifakına sırtını dayayan mafya, istediği gibi at koşturuyor. En ufak bir itirazda bulunan olursa, onu da sokak ortasında linç ettiriyor ya da Sinan Ateş örneğinde olduğu gibi öldürüyor.

Ne de olsa polis ve yargı onların elinde.

Eline çakı bile almamış insanları yıllarca cezaevlerinde tutarken, mafyayı serbest bırakıp, muhalif isimleri onlara dövdürüyor ve öldürüyorlar.

Maalesef Erdoğan’ın kontrolündeki Türkiye artık sadece bir diktatörlük değil, aynı zamanda eli kanlı bir mafya devleti.

<< Önceki Haber Erdoğan’ın mafya devletini tescilleyen cinayet Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER