"Geleceğin inşa edildiği okullarda yerli-göçmen ayrımı düşünülemez"


Eğitim uzmanları, barış içinde birlikte yaşamın tohumlarının okullarda atıldığını hatırlatarak yerli ve göçmen çocukların aynı okullarda eğitim görmesi gerektiğinin altını çizdi. Bochum Üniversitesi Araştırma Merkezi Zefir'in araştırması, Almanya'da velilerin okul seçme serbestliğinin "zengin – fakir", "yerli – göçmen ilkokulları" ayrışmasına yol açtığını ortaya koymuştu.

Eğitim uzmanları, sağlıklı bir toplumun temellerinin, zengin ile yoksulun, yerli ile göçmenin birlikte eğitim gördüğü okullarla atılabileceği uyarısında bulunuyor. Bochum Üniversitesi Bölgesel Disiplinlerarası Araştırmalar Merkezi'nin (Zefir) araştırması, Almanya'da velilere sunulan okul seçme serbestliğinin zengin – yoksul, yerli – göçmen getto okulları ayrışmalarına yol açtığını ortaya koymuştu.

Araştırma sonuçlarını ve yapılması gerekenleri değerlendiren Türk kökenli politikacı ve eğitim uzmanları, karşılıklı saygı ile barış içinde birlikte yaşamın temellerinin okullarda atıldığını hatırlatarak okullarda ayrışmanın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Yeşiller Partisi Kuzey Ren Vesfalya (KRV) Milletvekili ve Uyum Komisyonu Başkanı Arif Ünal, eyalette 2005 ile 2010 arasında iktidarda olan CDU/FDP Hükümeti'nin, "Schulbezirke", yani velilerin çocuklarını semtteki okullara gönderme mecburiyetini kaldırdığını hatırlattı.

Ünal, "Bunun arkasında, göçmen kökenli öğrencilerin çok olduğu okulların eğitim kalitesi düşük, orada çocuklarımız yeterince iyi eğitim görmüyor önyargısı yatıyordu. Schulbezirke kaldırılınca, maddi durumu iyi Almanlar çocuklarını göçmen çocuklarının hemen hemen hiç olmadığı başka semtlerdeki okullara taşımaya başladı. Bu da bir yerde öğrencilerin neredeyse yüzde 100'ünün göçmen kökenli olduğu okullar ve göçmenlerin hiç olmadığı okullar şeklinde iki tür okul ortaya çıkardı" dedi.

Sadece imkanları olanların çocuklarını, uzak yerlerdeki okullara taşıyabildiğini hatırlatan Ünal, böylece zengin-fakir, yerli-göçmen okulları oluştuğunu kaydetti.

TOPLUMUN TEMELLERİ OKULLARDA ATILIYOR

"2010'da SPD-Yeşiller Hükümeti kurulur kurulmaz ilk ele aldığımız noktalardan biri buydu" diyen Ünal, "İktidara gelir gelmez bunu değiştirerek, aynı semtteki çocuklar aynı okula giderek birlikte yaşamı öğrenmeli dedik. Eğitim kalitesini öğrenciler değil eğitimciler belirliyor. Okulları da tüm gün okula çevirdik. Şehirlerin keyfi uygulamaya hakkı yok. Öyle vakalar varsa Eğitim Bakanlığı'na iletilmeli." diye konuştu.

Birlikte eğitimin önemine vurgu yapan Ünal, "Çocuklar geleceğimiz. Almanya'nın nasıl bir toplum olacağının temelleri okullarda atılıyor. Onun için yerli ve göçmen kökenlilerin çocuklarının bir arada olduğu okullar olmalı. Önyargıların yıkıldığı. Irkçılıktan Arındırılmış Okullar projeleriyle de, gelecek nesillerin önyargılardan arınmış, birlikte yaşamı öğrendiği bir toplumu okullarda oluşturacağız. Birlikte yaşam kültürünü okullarda yerleştirmeliyiz. Öğretmenlerin de eğitimden geçmesi gerekiyor." açıklamasında bulundu.

BİRLİKTE EĞİTİM GÖREN ÇOCUKLAR BİRLİKTE YAŞAMI ÖĞRENİYOR

Eğitim Danışma Kurulu (EĞİT-DANIŞ) Dernek Başkanı Mehmet Önel ise işçi ile profesör, zengin ile fakir çocuğunun aynı okulda eşit şartlarda eğitim görmesi gerektiğini vurguladı. Önel, "Beraber okumada öğrencilerin bir birlerine de yardımı oluyor. Kültürüyle, diniyle bir birlerini kabul etmeyi öğreniyorlar. Örneğin Müslüman çocukları okulundan tanıdığı için onlara önyargıları olmuyor. Bunlar benim okul arkadaşım diyor. Irkçılık ve önyargılar azalıyor." dedi.

Eyalette artık engelli çocukların bile aynı okullara gidip sağlıklı çocuklarla birlikte eğitim görmelerinin getirildiğini hatırlatan Önel, "Çocuklar engelli çocuklarla eğitim görerek onları dışlamamayı da öğreniyor. Ağaç yaş iken eğilir. Geleceğin inşa edildiği yer ilkokullarda atılıyor. Temel iyi atılmalı. Uyumun ilk adımı okulda başlıyor. Barış içinde birlikte yaşam, karşılıklı saygı ve sevgi ile yaşamın tohumları anaokulu ve okulda atılıyor, hayat boyu devam ediyor. Okul gelecek için tohum atılan tarladır." diye konuştu.

Tecrübeli eğitimci Önel ayrıca, Türk işgücü göçünün de okul müfredatlarına alınarak, Türklerin davetle Almanya'ya getirildiğinin öğretilmesi, önyargıların azaltılması gerektiğinin altını çizdi.

BİRÇOK OKUL MÜDÜRÜ GİZLİ BİR GÖÇMEN SINIRI UYGULUYOR

KRV Türk Veli Dernekleri Federasyon Başkanı Aysun Aydemir ise zengin-fakir, yerli-göçmen okulları oluşması sıkıntısından haberdar olduklarını aktardı. Aydemir, okul seçme serbestliğinin ilk bakışta güzel bir şey gibi göründüğünü ancak sonuçlarının olumsuz olduğunu kaydetti. İyi okullara çok aile başvurunca, okulların da aile ve çocukları seçme hakkı olduğunu söyleyen Aydemir, "Okulların bir de, dışarı pek yansıtmadıkları; göçmen kökenli çocukların sayı sınırı konusu var. Bir müdür, 'benim okulumda yabancı kökenli sayısı yüzde 25'i geçmeyecek' diyebiliyor. Zengin aileler çocuklarını uzaktaki iyi okula götürebiliyor. Çocuklar ister istemez ayrışıyor. Oysa belirleyici olan göçmen oranı değil eğitimcilerdi.r" dedi. Aydemir, okullarda ayrışmanın, yerleşimde gettolaşmaların önüne geçilerek engellenebileceğini kaydetti. CİHAN
<< Önceki Haber "Geleceğin inşa edildiği okullarda yerli-göçmen ayrımı... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER