Aloo, görümceniz hayatta mı?

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin uygulanmasıyla birlikte Türkiye’de yepyeni bir dönem başlayacak. Günde 50 bin kişiye ulaşan proje çalışanları, ulaşılamayan kişileri akrabalarına sorarak buluyor.

Aloo, görümceniz hayatta mı?

‘Aloo, Ayşe Hanım… Türkiye İstatistik Kurumu’ndan arıyoruz. Görümceniz Leyla Hanım hayatta mı? Ya da nerede yaşıyor biliyor musunuz?’ Bugünlerde sizi arayan bir numaradan aranızda böyle bir diyalog geçerse hiç şaşırmayın, telaşa kapılmayın! Çünkü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nde ulaşamadıkları kişilere telefonla erişmeye çalışıyor. Kişinin aile kütüğünü tespit ederek akrabalarından akıbeti hakkında bilgi alınıyor. Kurum, yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ni (ADNKS) tamamladı. Sistemin amacı, bütün adresleri kapsayan, elektronik ortamda sürekli güncellenen modern bir veri tabanı oluşturmak. Geçen yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Nüfus sayımında ev hapsine son” diyerek duyurduğu proje, hükümetin e-devlet çalışmalarının en önemli ayağını oluşturuyor. Sistem sayesinde Türkiye’de yaşanan adres karmaşası sona erecek, bürokratik işlemler azalacak, belediye, posta, telefon, elektrik gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesi kolaylaşacak. TÜİK Başkanı Ömer Demir, şimdiye kadar 66 milyon 500 bin kişiyi ev ev dolaşarak kayıt altına aldıklarını söylüyor. Ancak ulaşamadıkları kişiler de yok değil. TÜİK, ulaşamadığı kişiler için Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi (CATI) yöntemini kullanıyor. Kalite Denetim Merkezi’ndeki çağrı merkezi aracılığıyla bilgisayar destekli telefon anketi yapılıyor. Önce vatandaşların TC kimlik numaralarından aile kütüğü tespit ediliyor. Kayıt dışı kişilerin akrabaları bulunuyor; yaşayıp yaşamadığı, nerede bulunduğu soruluyor. Böylece ulaşılan kişiler kayıt altına alınıyor. TÜİK personeli bu yöntemle günde 50 bin kişiye ulaşıyor. Peki, proje ne zaman başlatıldı, nasıl hayata geçirildi? Proje öncelikle 58. hükümetin Acil Eylem Planı’nda yer aldı. Buna göre adreslerin bir veri tabanında toplanması kararlaştırıldı. İlk olarak Tapu Kadastro, Mahalli İdareler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü sistemle ilgili taslağı TÜİK’e sundu. Kayıt sistemi tutmak İçişleri Bakanlığı’nın görevi olsa da Türkiye’de nüfus sayımı tecrübesi olan kamu kurumu olarak bu önemli projenin koordinasyonunu TÜİK’in yapması kararlaştırıldı. ADNKS’ye yönelik 24 Nisan 2006’da çıkan Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesine göre; sistemin kurulması, adres standartlarının belirlenmesi gibi yetki ve sorumluluklar TÜİK’e verildi. Sistemin tamamı İçişleri Bakanlığı merkezli tasarlandığı için sadece kurulma aşamasıyla TÜİK ilgilendi. İstatistik kurumuna 630 gün süre verilerek sistemi kurması istendi. Bu süre doldu, işin neredeyse tamamı bitti. Bugünlerde kurumun yaptığı şey, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne yardım mahiyetinde. Doç. Dr. Demir, hem istatistik alt yapısı hem de diğer kurumların sağlıklı iş yapabilmesi açısından bu görevi isteyerek kabul ettiklerini belirtiyor. Sistemi, “Türkiye’nin en hayati projelerinden biri” şeklinde değerlendiren Demir, bundan sonra ülkede birçok hizmetin daha iyi yürütüleceğinin altını çiziyor. ÖNCE NEVŞEHİR BİTTİ, EN SON İSTANBUL Geçen yıl TÜİK tarafından çalışmalarına başlanan sistemin kurulması ilk etapta iki aşamalı olarak gerçekleşti. İlk aşamada belediye ve özel idarelerin sorumluluk alanlarındaki tüm adresler ulusal veri tabanına aktarıldı. İkinci aşamada ise bu işlemleri tamamlayan illerin nüfus tespitine geçildi. Proje il ve ilçelerde görev yapan vali ve kaymakamların işbirliği içinde yürüdü. Öncelikle 81 ilin valilerine ve belediye başkanlarına sistem tanıtıldı. Numaralama işlemi hakkında eğitim verildi. Vali ve kaymakamların başkanlığında yürütme komiteleri oluşturuldu. Her il numaralama işlemlerini erken tamamlamak için neredeyse yarışa girdi. Belediye sınırları içerisinde aynı isimde birden fazla sokak ve cadde isimleri tespit edildi. Ancak bazı belediyeler bunu vaktinde tamamlamadığı için aksaklıklar yaşandı. Numaralama işlemini en erken Nevşehir, en geç ise İstanbul tamamladı. 2006 sonunda İstanbul hariç, tüm Türkiye’nin numaralama işlemi sona erdi. Ardından TÜİK, evleri tek tek ziyaret ederek hane halkını tespit etti. Vatandaşlara adreste ikamet ettiği süre, hane halkı sayısı, aylık gelir ve geçim kaynağı gibi sorular soruldu. Kurum personelinin yanı sıra diğer kamu kurumlarından da eleman istihdam edildi. Köylerdeki öğretmen, sağlık memuru gibi kamu görevlileri de hazır bulundu. 66 MİLYON KAYITLI; 9 MİLYON ARANIYOR Kurum, 20 Eylül 2007’de alan çalışmasını tamamlayarak sistemi Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne devretti. Genel Müdürlük, vatandaşları bilgilendirmek amacıyla özel afişler hazırlattı. Bunlar otobüs durakları, hastane ve belediye binaları gibi halkın yoğun olduğu yerlere asılacak. Adres değişikliğini 20 gün içerisinde bildirmeyenlere 250 YTL’den 500 YTL’ye kadar para cezası uygulanacak. Yalan ve yanlış beyanda bulunanlara ise 4 aydan 6 yıla kadar da hapis cezası verilecek. TÜİK sistemi devretse de bulamadıkları kişileri aramaya devam ediyor. Bu sebeple, eski kayıtlarda 75 milyon olarak görünen vatandaşların önemli bir kısmının yurt içinde ve dışında nerede yaşadığı henüz belli değil. 66 milyon 500 bin kişinin kayıt altına alındığı ülkemizde 9 milyonun adresi bilinmiyor. Doç. Dr. Ömer Demir, adres bilgilerine ulaşamadıkları kişileri dört bölümde sıralıyor: “Yurt dışında yaşayanlar, kanun kaçağı olanlar, ölü tutanaklarına girmeyenler, bir de gözümüzden kaçanlar!” TÜİK Başkanı, bu kişileri tespit etmek için de tüm kamu kurumlarını harekete geçirmiş. Öncelikle vatandaşlık numarasıyla kayıt tutan kamu kuruluşlarından vatandaş listeleri toplanmış. Örneğin, TÜİK’in ulaşamadığı; ancak diğer kurumlarda kayıtlara girenler tespit edilmiş. Ömer Demir, “Muhasebat Genel Müdürlüğü’nden maaş alan kamu görevlileri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda kaydı olanlar, Kızılay’dan yardım alanlar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kayıtlarına girenler, GSM operatörlerinde kaydı bulunanların ve birçok benzeri kurumların listelerini topladık. Kişinin birden fazla hangi kurumda kaydının olduğunu tespit ederek ayıkladık. Ya da kurumlara bu kişinin kayıt yaptırması gerektiğini ilettik.” diyor. İNTERNETTEN HALKIN KONTROLÜNE AÇILACAK ADNKS’de askı süreci tamamlanmasına rağmen halen TC kimlik numarasına sahip olduğu halde sayıma dâhil olmayanlar var. Bu kişiler eğer kayıt olmazlarsa yapacakları herhangi bir resmî işlemde “Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’nde yoksunuz!” uyarısıyla karşılaşacak. İşlemlerine şerh konarak, önce kayıt olmaları istenecek. Ayrıca nüfus müdürlükleri daha sonraki bir tarihte kayıtlı olmayanların gelip kayıt olması için çağrı yapacak. Bu çağrıya uymayanlar 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun öngördüğü cezalarla karşılaşacak. Kanun 2 bin 367 YTL para cezası ve 4 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Öte yandan suç ve benzeri nedenlerle sisteme girmekten bilerek kaçanların polisiye tedbirlerle sisteme dâhil edilmesi sağlanacak. Ömer Demir, her cuma akşamı mevcut veri tabanındaki son durumu alıp, özel yedekleme yaptıklarını da dile getiriyor. KÂĞIDA, FOTOKOPİYE SON ADNKS, Türkiye’ye birçok yeniliği de beraberinde getirecek. Artık hiçbir kurum en geç Mayıs 2008’den itibaren nüfus cüzdanı fotokopisi ve ikametgâh belgesi istemeyecek. Çünkü bütün kurumlar yasa gereği bilgileri sistemden alacak. Böylece kâğıt israfı ortadan kalkacak. Henüz sistem uygulamaya geçmese de bu yıl MEB, okul kayıtlarında evrak istemeyerek sistem üzerinden kayıt işlemlerini gerçekleştirdi. Sistemde TC kimlik numaralarına göre kayıt yapılacağından mükerrer kayıt ya da kayıt olamama gibi riskler bulunmuyor. Sistemle ücra köylerden şehir merkezlerine kadar bütün adresler, belirlenen adres standardına göre düzenlendi. Sistem, kamu kurumlarının da paylaşımına açılacağından devlette zaman ve kaynak tasarrufu sağlanacak. Vatandaşların farklı kurumlardan aldığı birçok kayıt hizmeti, bu sistemin hayata geçmesiyle tek bir yerden alınabilecek ve bürokratik işlemler azalacak. Sistemle en küçük yerleşim biriminde yaşayan nüfusun bile cinsiyet, yaş ve eğitim durumu her an bilinebilecek; bu sayede sağlık, eğitim, konut, ulaşım ve sosyal hizmetlerin planlanmasında güncel bilgiye sahip olunacak. Yerleşim yeri bazında nüfusun büyüklüğü, yaş ve cinsiyet, doğum, ölüm, evlenme, boşanma, göç, okullaşma ve benzeri gibi nüfusun niteliklerine ilişkin temel istatistikler, daha kısa sürede istatistik üretmeye imkân verecek. Başkan Demir, vatandaşlık numarası gibi bütün adreslere bir kod verildiğini söylüyor. Vatandaş adres kodunu söylediğinde sistemdeki adresi otomatik olarak görünecek. Sistemin nimetlerinden ilk olarak Pendik Belediyesi yararlandı. Kart üzerine adres kodunu işleyen belediye, kartın üzerindeki barkodu okuduğunda, adres ekranda belirleniyor. Ancak diğer belediyelerin bunu yapması kendi inisiyatiflerinde. İstatistik kurumu 2008 yılından itibaren her yıl nüfus bilgilerinin son durumunu açıklayacak. Resmî ve özel hesaplarda açıklanan bu rakamlar kullanılacak. Ayrıca yeni sistem her an güncellenecek. Böylece ülke nüfusundaki artış veya azalış ile göç hareketleri düzenli olarak takip edilebilecek. SİSTEM, KAÇAKLARI VE KAÇAKÇILARI YAKALAYACAK! Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, “kaçaklık ve kaçakçılık” ile mücadelede önemli katkılar sağlayacak. Öncelikle, yıllardır izlerini kaybettirip askerliğini sürekli ihmal edenler, seçim öncesinde başlatılan bu sistem sayesinde tespit edilmiş olacak. Böylece, asker kaçağı durumuna düşenler adresi kolayca tespit edilip göreve sevk edilecek. Milli Savunma Bakanlığı verilerine göre Türkiye’deki gençlerin yüzde 98’i vaktinde askere gidiyor. Ancak 2007 istatistiklerine göre 9 bin asker kaçağı bulunuyor. Sistem sadece asker kaçaklarını bulmakla kalmayacak, vergi kaçakçılığının da önüne geçecek. Vergi kaçıranlar açığa çıkarken, karakol ve mahkemelerin bu önemli yükü ortadan kalkacak. Kayıt dışı ekonomi ve yolsuzlukla mücadelede ihtiyaç duyulacak verilere daha kolay ulaşılacak, ruhsatsız ve kaçak yapılaşma gibi olaylarla daha etkin mücadele edilebilecek. AKSİYON
<< Önceki Haber Aloo, görümceniz hayatta mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER