İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Meclis’e verdiği soru önergesinde yer alan, ‘Hizmet Hareketi’ne kumpas eylem planı’nı yalanlamadı. Genişletilmiş il başkanları toplantısı sonrası, AKP Genel Merkezi’nden çıkarken gazetecilerin sorularını cevaplayan Ala, “Böyle bir eylem planı yok.” diyemedi. Bunun yerine kumpası deşifre eden Şahin’e ithamlarda bulundu. Ala, “Kendi görev yaptığı dönemde memlekette ne kadar usulsüz dinlemenin olduğu ortaya döküldü zaten. Hükümetin altını oyacak. Hükümete darbe planı yapıldığı dönemdir kendi görev yaptığı dönem.” şeklinde konuştu. Ayrıca, soruyu soran Samanyolu Haber muhabirine de hakaret ederek, “Burada soru soranın kimliğinden bağımsız, sorunun kalitesinden bağımsız cevaplar verecek değilim.” dedi. Konuyla ilgili bir başka soru girişimine karşılık da, “Ben daha fazla muhatap alarak bir şey söylemek istemiyorum. Söyleyeceğimi söyledim. Siz de ne söylediğimden ne anlayacağınızı bilecek kadar zekisiniz.” sözlerini sarf etti.

Efkan Ala’ya, çözüm süreciyle ilgili Meclis’e sevk edilecek 7 maddelik paket de soruldu. Bakanlar Kurulu’nda imzaların tamamlandığını ve en kısa sürede Meclis’e sevk edileceğini aktaran İçişleri Bakanı, “Bu, Türkiye’nin bu sorunu çözme noktasında devletin aldığı inisiyatifin, Meclis’te adının konması sürecidir. Bunun yasal zemine kavuşturulması sürecidir.” tarifini yaptı. Böcek soruşturmasıyla ilgili gelinen noktayı da değerlendiren Ala, şüphelilerden biri olan yurtdışındaki polis S.D.’nin Türkiye’ye getirilmesi için kırmızı bülten talep edileceğini söyledi.

Efkan Ala, Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazdığı ‘cadı avı’ talimatı ile ilgili sorulara da cevap vermek istemedi. “Bunu oraya sorun. Her bulduğunuza her şeyi sormayın. Adli süreçlerin sorulacağı yeri bilmeniz lazım.” diye çıkıştı. Gazeteciler bunun üzerine, talimatın gönderildiği adresin, kendi bakanlığına bağlı olan Emniyet Genel Müdürlüğü olduğunu hatırlattı. Zaman'daki habere göre bunun üzerine Ala, elinde hiçbir mahkeme kararı olmaksızın bir kesimi suçlu ilan etmekten çekinmedi: “Olan biten açık, ortada. Suçlar ortada. Bu ülkede her ilde valilerin, siyasi partilerin, kanaat önderlerinin, işadamlarının dinlendiği saklı, gizli mi? Bunlar ortaya çıktı. Bunlar soruşturulmayacak mı? Hükümete karşı 17 ve 25 Aralık’ta darbe girişimi olmadı mı? Bunlar soruşturulmayacak mı? Osmanlı’dan, Roma’dan beri ciddi bir devlet geleneği olarak bunların üstü örtülebilir mi? Bunlar spekülatif, lüzumsuz, basit itirazlardır. Gereği neyse yapılır.”