Kemal Kerinçsiz pes dedirtti

''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından avukat Kemal Kerinçsiz'in çapraz sorgusu tamamlandı. Kerinçsiz, savunmasını 'samimi değilim' stratejisiyle yaptı.

Kemal Kerinçsiz<b> pes dedirtti</b>

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, savcılık ve mahkemede verdiği ifadelerini okumasının ardından Kerinçsiz'in çapraz sorgusuna geçildi. İlk olarak Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtlayan Kerinçsiz'e, ''Milli Güç'' sitesindeki yazarlar arasında kendisi, Sevgi Erenerol ve Şener Eruygur'un isminin yer aldığı hatırlatıldı. Kerinçsiz de bu sitenin editörünün Muammer Karabulut olduğunu, genellikle ''Milli Güç Platformu''nun haberlerinin yayınlandığını kaydetti. Turan Çömez'i, Azerbaycan hükümetinin davetlisi olarak gittiği toplantıda gördüğünü, Şener Eruygur ile bir miting sırasında tokalaştığını ifade eden Kerinçsiz, Tuncer Kılınç'ı ise hiç tanımadığını iddia etti. Muzaffer Tekin ile 2006 yılının Nisan ayında Beyazıt'taki Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i anma töreninde tanıştığını ileri süren Kerinçsiz, ''Ondan önce 9 Mart 2006'da Galatasaray Lisesi önünde düzenlediğimiz etkinliğe katılmış ama o zaman ben onu tanımıyordum. Onun haricinde hiç karşılaşmadık. Beyazıt'a herkes bireysel olarak gelmişti. Muzaffer Tekin'in bir grubu yoktu. Kimse orada birbirini tanıştırmadı. Muzaffer Tekin ile tesadüfen tanıştık ve tokalaştık'' dedi. Savcı Pekgüzel'in, Büyük Hukukçular Birliği'nde, aralarında geçen bir tartışmanın ardından Oktay Yıldırım'ın hastaneye kaldırıldığının iddia edildiğini belirtmesi üzerine Kerinçsiz, o tür bir şiddeti yapmasının mümkün olmadığını söyledi. Olayın ardından hastaneye gittiğini, Yıldırım'ın kaşının yarıldığını anlatan Kerinçsiz ''Hastanede sert bir tartışma yaşanınca 'olay büyümesin' diye hastaneden ayrıldım ve bir daha da görüşmedim. Bu konuyla alakalı Muzaffer Tekin'i aramadım da bilgi de vermedim'' dedi. DİĞER SANIKLARLA İLİŞKİSİ Bekir Öztürk ile telefonla tanıştığını, yüz yüze ilk görüşmelerinin ise 2006 yılının Nisan ayında olduğunu belirten Kerinçsiz, 5 Kasım 2006'dan itibaren cezaevine girene kadar aralarındaki husumetten dolayı tek bir görüşmeleri bulunmadığını söyledi. Oktay Yıldırım, Bekir Öztürk ve Behiç Gürcihan ile aralarında geçmişe dayalı bir dostluk olmadığını ifade eden Kerinçsiz, ''Aramızda yoğun bir ilişki yoktu. Oktay Yıldırım'ı gazi olarak bilirim. Etkinliklere, bu gazilik sıfatıyla katılmıştır. Kişi olarak birlikte olamayacağınızı anladığınız insanlarla yollarınızı ayırırsınız'' diye konuştu. Savcı Pekgüzel, Kerinçsiz'e ''Size yeni açılan iddianamedeki bazı isimleri sayacağım. Bunları tek tek tanıyıp tanımadığınızı ve tanıyorsanız nasıl tanıştığınızı, irtibatınızı söyler misiniz?'' sorusunu yöneltti. Kemal Kerinçsiz bu soruya ''Ahmet Hurşit Tolon'u, sadece Eminönü'nde Turgut Özakman'ın bir konferansı sırasında gördüm ama tanışmadık. Elini dahi sıkmadım. Bir telefon görüşmesi görünüyor ama ben bir kez bile görüşmedim'' karşılığını verdi. Bu sırada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, savcı Pekgüzel'i ''Bu sorular diğer dosyanın soruları. Daha sonra sorarsınız'' şeklinde uyarması üzerine Kerinçsiz, ''Benim için sorun değil. Rahatlıkla cevaplayabilirim'' dedi. Bunun üzerine Savcı Pekgüzel, diğer isimleri sormaktan vazgeçti. Savcı Pekgüzel, devam eden soruşturmada yer alan Mustafa Özbek ve Levent Temiz ile olan ilişkisini sorduğu Kerinçsiz, başkanlığını Mustafa Özbek'in yaptığı ''Türkiyem'' topluluğunun yürütme kurulunda 2 ay hukuk işlerinde çalıştığını belirtti. Kerinçsiz, ''Toplumsal açılım gerçekleşti. Halk içinde sempati görünce Türkiye'de siyasallaşma kararı aldılar. Ben de bu karara karşı çıktım. Bir süre daha sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerine devam etmelerini istedim. Ancak kabul edilmeyince ben de ayrıldım'' ifadelerini kullandı. 'VELİ KÜÇÜK İLE SAMİMİ DEĞİLİM' Kerinçsiz, Savcı Pekgüzel'in, ''Büyük Hukukçular Birliği'nin yönetim kurulu toplantısına yabancı hiç kimsenin katılmadığını söylüyorsunuz. Ancak Levent Temiz, savcılık ifadesinde bu toplantılara Oktay Yıldırım, Halil Behiç Gürcihan ve Güler Kömürcü'nün katıldığını söylüyor. Açıklar mısınız?'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Güler Kömürcü basın mensubu olarak beni aramıştır. Basınla ilgili haber konusu olabilecek etkinlikler konusunda görüşmüşüzdür. Levent Temiz'in, Güler Kömürcü'nün Büyük Hukukçular Birliği yönetim kurulu toplantılarına katıldığı yönündeki ifadesi doğru değildir. Bu toplantılar, sivil toplum örgütlerinin yapacakları etkinliklerden önce bir araya geldikleri toplantılardır. Her toplantı, farklı bir sivil toplum kuruluşu merkezinde yapılırdı. Güler Kömürcü ve Zekeriya Öztürk, bırakın Büyük Hukukçular Birliği'ne girmeyi, yerini dahi bilmez. Levent Temiz'in ifadesinin nasıl alındığını ben de biliyorum. Sorguyu siz yaptınız. Sizin tavrınız nedeniyle müdafisi sorgunun yarısında odanızı terk etmiştir.'' Bunun üzerine Savcı Pekgüzel, ''Kendisi de bir avukat. Üç müdafi eşliğinde ifadesi alındı. Hiç kimse de sorguyu terk etmedi'' dedi. Kerinçsiz de ''Levent Temiz'in bu konudaki ifadelerini kabul etmiyorum. Çünkü aramızda husumet vardı. Büyük Güç Birliği Platformunun Başkanı olmak istiyordu. Ben şahsen onun başkan olmasını istemedim. Zor ve sorunları olan bir insandır. Bir derneğin başkanlığını yürütecek yapıda birisi değildir. Bu nedenle bu ifadelerinin tamamen husumetten kaynaklandığını düşünüyorum'' görüşünü dile getirdi. Savcı Pekgüzel, Dünya Azerbaycanlılar Toplantısında çekilen bir fotoğrafı Kerinçsiz'e gösterdi. Fotoğrafın çekildiğini hatırladığını belirten Kerinçsiz, Veli Küçük ile fazla samimi olmadığını söyledi. Kerinçsiz, ''Keşke samimi olabilseydik. Yollarımız hiç kesişmedi. Saygın bir paşadır. Sadece iki-üç toplantıda karşılaştık. Kendisiyle hiçbir irtibat kurmadım. Bizim etkinliklerimiz, açtığımız davalarımız, duruşma günleri internet sitemizden yayınlanır. Ben Veli Küçük'e bu konularla ilgili hiçbir bilgi göndermedim, vermedim. Siteden bu bilgileri rahatlıkla alabilirler. Veli Küçük'ten çıkan belgeler de bu siteden alınmış olabilir'' diye konuştu. Kemal Alemdaroğlu'nu tanımadığını, hiç telefon görüşmesi yapmadığını, birlikte hiçbir etkinliğe katılmadığını anlatan Kerinçsiz, ''Ergun Poyraz'a, 'Musa'nın Çocukları' ve 'Musa'nın Gülü' kitaplarından dolayı sivil toplum kuruluşları olarak bir ödül vermek istedik. Ancak cezaevine girdiği için ödülünü veremedik. Ergun Poyraz, bu ödülü kendisine verilmesini söylememiştir. Biz uygun gördük'' dedi. Kerinçsiz, bir soru üzerine, Türk Ortadoks Patrikhanesi'nde sadece paskalya, ölüm ve anma günlerinde toplantı yapıldığını, bunun dışında özel bir toplantı düzenlenmediğini kaydetti. Savcı Pekgüzel'in, sanıklardan Atilla Aksu ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Adnan Menderes ile Başbakan Recep Tayyip arasında bir benzerlik kurulduğuna işaret ederek, bunu açıklanmasını istemesi üzerine Kerinçsiz, şunları söyledi: ''Recep Tayyip Erdoğan'ın 7 yolsuzluk dosyası vardır. Sahtecilik ve ihaleye fesat karıştırma dosyaları dokunulmazlığı nedeniyle dava açılmadan bekletiliyor. 'Adnan Menderes'in durumundan daha ağır durumda' olduğunu söyledim. Hukuksal bir görüşümdür. Dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra bunlardan da yargılanacak. Bu benim düşüncem. Ancak kimsenin asılmasını istemiyorum. İdam cezası da kaldırılmıştır.'' Sanık Kerinçsiz, bir başka soruyu yanıtlarken de Danıştay saldırısından sonra Mehmet Zekeriya Öztürk'ün gözaltına alınması nedeniyle kendisini aradığını da belirtti. ''SİYASİ DÜŞÜNCEME TERS'' Kemal Kerinçsiz, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın sorusu üzerine, yüksek lisans yaptığını, doktoraya da başladığını belirterek, işlerinin yoğunluğu nedeniyle üniversitede kalmadığını, kazanmasına rağmen aynı nedenlerle savcı olmadığını anlattı. Savcı Taşkın'ın, Danıştay davasının sanıklarından Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Kerinçsiz, ''Siyasi düşünceme ters. Bu kişilerle işim olmaz. Bu tür gruplarla sokakta bile yan yana geçtiğimi hatırlamıyorum. Hiçbir etkinlikte bulunmadım'' diye konuştu. Taşkın'ın ''Büyük Hukukçular Birliği Derneği'nin açtığı davalar sonrasında yaptığınız basın açıklamalarındaki tavırlarınızla suç işlediğinizi düşündünüz mü? Açıklamalarınızın kalabalık olması için çabaladınız mı?'' sorusuna Kerinçsiz, Hrant Dink ve Elif Şafak davaları başlamadan tek satır açıklamada bulunmadıklarını, davalar bittikten sonra 3 dakikalık bir bilgilendirme yaptıklarını, bunların açıklama olmadığını ileri sürdü. Kerinçsiz, ''Irkına hakaret edilen insanlar, tepkisini koyabilir. Bu hak arama kapsamında değerlendirilmeli. Tahrik içeren davranış ve tavırları asla tasvip etmem'' dedi. Sanık Kerinçsiz, başka bir soruya karşılık da katıldığı Taksim'deki Azerbaycanlılar mitinginde iki ayrı grubun olduğunu ifade ederek, ''Veli Küçük bir tarafta duruyordu. Muzaffer Tekin ile Sevgi Erenerol diğer tarafta. Çünkü ikisinin arası açıktı. Burada barıştılar. O olaydan sonra verdiği beyanat nedeniyle araları açılmıştı'' diye konuştu. Kerinçsiz, Hrant Dink ile bir çok panel ve televizyon programına katıldıklarını, Dink ile tartışmalarının hukuksal olduğunu iddia etti. Sanık Veli Küçük de Savcı Pekgüzel'in gösterdiği fotoğrafa açıklık getirerek, fotoğrafın, Avrupa ve Amerika'da bulunan Dünya Azerbaycanlılar Grubu'nun sorumlularının katıldığı Kumburgaz'daki Princess Otel'deki DAK toplantısında çekildiğini belirtti. Mahkeme Başkanı Şengün, Kemal Kerinçsiz'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından duruşmayı yarına bıraktı.
<< Önceki Haber Kemal Kerinçsiz pes dedirtti Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER