Peki bunlar da mı tesadüf?

Darbe tezgahı, suikast ve intiharlarda rota Deniz Kuvvetleri'ni gösteriyor. Kozmik odada arama yapan hakimi takip eden araçtan çıkan askerler "tesadüfen oradaydık" dediler ama...

Peki bunlar da mı tesadüf?

Halka, Meclis'e ve Hükümet'e karşı yapılan birçok tertibin altında denizci subaylar çıkması dikkat çekiyor. Ali Kırca'dan Güven Erkaya'ya, Özden Örnek'ten Dursun Çiçek'e kadar denizci subayların hep darbe girişimleri, muhtıralar, komplolar ve fişlemelerle gündeme gelmesi ilginç bulunuyor. Darbe Günlükleri, İrticayla Mücadele Eylem Planı, Kafes Operasyonu, Poyrazköy'deki mühimmatlar, denizci subayların şüpheli intiharları ve son olarak da Özel Kuvvetlerde araştırma yapan hakimin takip edilmesi... Denizci subayların isimlerinin karıştığı olaylardan sadece birkaçı... Türkiye'yi derinden etkileyen soruşturmalarda hep onların ismi yer aldı. Geçmişte olduğu gibi son dönemde deşifre edilen başta ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı', ‘Kafes' ve ‘Poyrazköy' soruşturmalarıyla, denizci subayların şüpheli intiharları, amirallere suikast, Darbe Günlükleri ve daha birçok olayın Deniz Kuvvetleri ile bağlantılı olması dikkat çekiyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a düzenlenen suikastla ilgili Özel Kuvvetlerde araştırma yapan hakimi takip eden araçtaki askerlerin de Deniz Kuvvetleri mensubu olması, dikkatleri iyice denizci subayların üzerine yoğunlaşmasına neden oldu. SORUŞTURMA DENİZ KUVVETLERİNE UZANIYOR “Hükümet üyelerine suikast planında da Deniz Kuvvetlerindeki yapılanmanın parmağı var” iddiası üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nın, suçüstü yakalanan denizcilerle ilgili marangoz, aşçı, terzi gibi nitelemelerde bulunması ise, şüpheleri iyice artırdı. Darbe yapılanması ve Ergenekon ile ilgili ana soruşturmayı yürüten savcı ekibinin, ortaya çıkan gelişmeler ışığında soruşturmayı Deniz Kuvvetleri mensubu subaylar üzerinde yoğunlaştırmaya karar verdiği ifade ediliyor. HER YERDE ONLARIN İMZASI MEVCUT Ergenekon soruşturması ve paralel yürütülen soruşturmaların neredeyse tamamı aynı merkezi işaret ediyor. Yapılan operasyonlarda ele geçirilen bilgi ve belgeler Deniz Kuvvetleri personelini zan altında bırakırken kurum bünyesinde TSK'yı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı amaçlayan gözü kara bir ekibin varlığını açıkça ortaya koyuyor. DARBE GÜNLÜKLERİ VE ORAMİRAL ÖZDEN ÖRNEK Ağustos 2003'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na Oramiral Özden Örnek'in gelmesiyle, Bahriyelilerin bir defa daha cunta ve darbe oluşumunda aktif rol almaya başladığı iddia ediliyor. Örnek'in günlüklerinin kamuoyuna yansıması üzerine Ayışığı, Sarıkız, Eldiven, Yakamoz darbe planlarını Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ve diğer Kuvvet Komutanlarıyla birlikte Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın organize ettiği belirtiliyor. KENDİ AMİRALİNİ BİLE KURBAN SEÇEBİLİYORLAR Yüksek Askeri Şûra'da emekliye ayrılan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç'a Bahriyeliler tarafından suikast hazırlığı yapıldığının açığa çıkarılması ise, cuntanın kendi emellerine varmak için komutanını bile harcayabileceğinin en açık göstergesi olarak yorumlanıyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'yla Ergenekoncuların ilk irtibatının emekli Dz. Yüzbaşı Hasan Ataman Yıldırım, emekli Alb. Hüseyin Vural Vural, emekli Dz. Alb. İlyas Çınar'ın gözaltına alınmasıyla başladığını belirtiliyor. Emekli denizci Yıldırım'ın, Ergenekon'un bilişim projelerinden sorumlu olduğunu, internet üzerinden psikolojik harp amaçlı kara propaganda faaliyetlerinde aktif rol aldığı ileri sürülüyor. NE TESADÜF!.. DURSUN ÇİÇEK DE DENİZCİ Kamuoyunu derinden sarsan “İrticayla Mücadele Planı”nın içeriği kadar altında imzası bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ismi de önemli. Deniz Kuvvetlerindeki yapılanmanın sağa sola taşan kollarından birinin de Genelkurmay Karargahına uzandığını ortaya koyuyor. POYRAZKÖY KİMİN CEPHANELİĞİ? 3 Şubat 2009'da Poyrazköy ve Beykoz'da ele geçirilen mühimmatlar ise yine denizcilere ait. Bu gelişmeden 25 gün sonra Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ulaşan bir ihbar mektubunda, bulunan patlayıcıların Ergenekon tutuklusu emekli Albay Levent Göktaş'a bağlı subaylardan oluşan illegal bir hücreye ait olduğu iddia ediliyor. Hücrede ismi geçen subaylar ise yine Deniz Kuvvetlerinde görev yapmış isimlerden oluşuyor: Emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay ve Yarbay Mustafa Turhan Ecevit. KAFESÇİLER DE DENİZCİ Poyrazköy kazılarının ardından emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın ev ve iş yeri de aranmıştı. Bektaş'ın ofisinde bulunan bir CD'de akıl almaz bir plan çıktı. CD'de 'data stash' adı verilen bir program kayıtlıydı. Uzmanlar, söz konusu programın film, resim veya metin dosyalarının arkasına normal kullanıcılar tarafından görülmeyecek şekilde saklandığını tespit etti. Profesyonelce gizlenen ve şifrelenen bu dosya uzman ekiplerin çalışmaları neticesinde açıldı ve içindeki 'Kafes Eylem Planı'na ulaşıldı. Kafes Eylem Planı'nda başkan yardımcısı olarak ismi geçen Koramiral Kadir Sağdıç, Güney Deniz Saha Komutanı oldu. Böylece Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın önü açıldığı iddia edildi. Darbeci amiral olarak konuşmaları internet sitelerinde dolaşan Koramiral Sağdıç, anayasal düzeni yıkma pahasına genç subaylara darbenin çığırtkanlığını yaptığı ifade edildi. DEŞİFRE OLUNCA NAPOLİ'YE GÖNDERİLMİŞ Deniz Kuvvetleri'nin geleceğini şekillendirmekle görevli en önemli birimi olan Plan Prensipler Başkanlığı'nda ise adı Ergenekon operasyonunda geçen Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz oturuyor. Gürdeniz'in ismi İşçi Partisi'ne yapılan baskında ele geçen CD'lerde Karargah Evleri'yle bağlantılı şekilde geçiyor. Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek'in ise hakkındaki iddialar ve internete yansıyan ses kayıtlarından sonra gözlerden uzak bir yere, Napoli'ye gönderildiği belirtiliyor. ÇOK ŞEY BİLEN 6 DENİZ SUBAYI SIRLARIYLA GİTTİ Cunta ekibi ile bağlantılı olan veya bu yapılanma hakkında ifade vermek isteyen denizci 6 subay şüpheli bir şekilde öldü. Ergenekon ve Kafes Eylem Planı soruşturmasında çok sayıda muvazzaf subayın sorgulandığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda son iki yıl içinde 6 rütbeli subay hayatını kaybetti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki şüpheli ölümler zincirinin ilk halkası 2 Mayıs 2007'de Ankara yakınlarında şaibeli bir trafik kazasında yaşamını yitiren Emekli Deniz Albay Birol Atakan oldu. 28 Şubat sürecinde Oramiral Güven Erkaya ile birlikte çalışan Atakan daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Yener Karahanoğlu'nun da emir subayı oldu. Komutanlıktaki Ergenekoncu yapılanma hakkında birçok bilgiye sahip olan Atakan, eski Kuvvet Komutanı Özden Örnek ile Karahanoğlu arasındaki köprü isim olarak biliniyordu. İstanbul'daki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitirdikten sonra Ayışığı Darbe Planı'nı deşifre eden subay olduğu ortaya çıkan Emekli Deniz Albay Belgütay Varımlı ise bir başka şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti. VURAL, GEDİK VE SON OLARAK TATAR Şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren diğer bir Deniz Kuvvetleri personeli ise Yüzbaşı Olgun Vural ve Güney Deniz Saha Komutanlığı'nda görevli Hakim Yarbay Tanju Ünal'dı. İki ismin ölümü çok tartışıldı. Bir başka isim ise 2007 yılının 11 Kasım'ın da Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nda görevli Tabip Yarbay Nursal Gedik. Gedik resmi kayıtlara göre intihar olarak geçen bir şekilde yaşamını kaybetti. Gedik'in ailesi intihara ihtimal dahi vermedi. Ailesinin Nursal Gedik'in cenaze törenine rütbeli personelin katılmasına izin vermediği iddia edilmişti. Ölümü şüpheli bulunan son denizci Ergenekon soruşturması kapsamında, Poyrazköy'de ele geçirilen belgelere ilişkin gözaltına alınıp tutuklanan ve itiraz üzerine serbest bırakılan Deniz Yarbay Ali Tatar'dı. Kendisine sahip çıkılmaması üzerine Tatar hakkında yeniden yakalama emri çıkarılmasına ilişkin tebligatı aldıktan sonra intihar ettiği belirtildi. GEÇMİŞTE DE BAHRİYELİLER ÇOK AKTİFTİ Toplumu şekillendirmeyi amaçlayan psikolojik operasyonların ya da cunta oluşumlarının yakın dönemdeki merkezi de Deniz Kuvvetleri. Geçmişte de cunta planlarının uygulayıcıları hep Bahriyeliler arasından çıktı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki cunta oluşumunda adı kamuoyuna yansıyan ilk ismin Sarp Kuray olduğu ifade edildi. Güven Sarp Kuray, 1966'da deniz subayı olarak Bahriyede görev yapmaya başladı. Güven 1968 ve 1969'da yayımlanan iki 'subay bildirisi' sebebiyle 1970 yılında tutuklandığı; yargılama sonucu ordudan atıldığı ve hapis cezası aldığı belirtiliyor. CUNTA BİLDİRİSİ VE ALİ KIRCA Yargılandığı davada müebbet hapis cezası alıp cezaevine giren Sarp Kuray'ın Bahriyedeki eylemleri yönetirken 69 Subay Bildirisi'ni kamuoyunun çok yakından tanığı bir ismin kaleme aldığını yazan Aksiyon Dergisi; eylemci subayların, edebiyatı güçlü, şiir yazan bir subayı, Ali Kırca'yı önerdiğini kaydetmişti. 28 ŞUBAT, GÜVEN ERKAYA VE BÇG 13 yıl önce, tarihe 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat sürecinde siyaseti şekillendiren ve demokrasiye müdahale eden en önemli gruplardan biri Bahriyelilerdi. Grubun, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın emrinde faaliyet gösterdiği iddia edilmişti. Erkaya'nın icat ettiği Batı Çalışma Grubu, irticai faaliyet içerisinde olduğunu iddia ettiği kişilere karşı tedbir amacıyla kurulmuş, 28 Şubat sürecinde 6 milyona yakın insanı fişlemişti. Yasadışı kurulan bu kurum Mesut Yılmaz'ın başbakan olduğu hükümet döneminde yasal zemine taşındı. 2003 yılında ise dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından lağv edildi. VAKİT
<< Önceki Haber Peki bunlar da mı tesadüf? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER