‘Basın Özgürlüğü ve Demokrasi’ panelinde kutuplaşma vurgusu

İstanbul Enstitüsü ve Pak Medya İş Sendikası işbirliği ile düzenlenen "Türkiye'de Basın Özgürlüğü ve Demokrasi/ Türkiye'de Basın Özgürlüğü Nasıl Sağlanır?” konulu panelin sonuç bildirisi açıklandı.

‘Basın Özgürlüğü ve Demokrasi’ panelinde kutuplaşma vurgusu

Bildiride, medyaya darbe dönemini andıran uygulamaların devam ettiği vurgulandı. Siyasi iktidar ve medya patronları arasında karşılıklı çıkar ilişkileri ile şekillenen medya yapılanmaların medya özgürlüklerinin önünde engel oluşturduğu belirtildi.  Son olarak medya ile ilgili uygulamalarda AB normlarındaki evrensel kriterlerin esas alınması ve özellikle AB komisyonunun 2014-2020 raporundaki değerlendirmelerin pay biçilmesi gerektiği tavsiye edildi.

Türkiye’de Basın Özgürlüğü ve Demokrasi Çalıştayı Sonuç Bildirgesi

Bildirgede, şu konuların altı çizildi:

"-Demokrasilerde dördüncü kuvvet olan medyaya yönelik, darbe dönemlerini andıran uygulamalar sürmektedir.
-Medya özgürlüğü ile ifade özgürlüğü, örtüşmekle birlikte aynı kavramlar değildir. Türkiye’de esas olarak haber toplama, haber yayınlama ve haber alma özgürlüğü hiç olmadığı kadar sansür, baskı ve engellemeye maruz kalmaktadır. 
-Bireylerin haber alma hakkı engellenerek, habere erişim zorlaştırılmakta ve internet yasakları artmaktadır. 
-Herhangi bir yasal dayanağı olmamasına rağmen yayın yasakları genel kural haline gelmiştir.
-Siyasi iktidar ve medya patronları arasında karşılıklı çıkar ilişkileri ile şekillenen sektör yapılanmaları medya özgürlüklerinin önünde engel oluşturmaktadır.
-İşten çıkarmalar 'cezai yaptırım' niteliği kazanmıştır. Bu durum Türkiye’de daha önce benzerine rastlanmayan bir otosansür kültürü üretmiştir.
-TMSF gibi kurumlar medya organlarının kim tarafından sahiplenileceğini belirleyen iktidar aracına dönüşmüştür. 
-TRT ve AA birer 'kamu yayıncısı' olarak faaliyet göstermemektedir.

TAVSİYELER

Medya ile ilgili uygulamalarda AB normlarındaki evrensel kriterler esas alınmalı. Özellikle Avrupa Konseyi'nin medya sahipliği konusundaki tavsiye kararları ile AB komisyonunun 2014-2020 raporundaki değerlendirmeler dikkate alınmalı. 

Medya kendi içindeki kutuplaşmadan kurtulup, özeleştiri yaparak demokrasi, özgürlükler ve mesleki ilkeler çerçevesinde faaliyet göstermeli.

Medya örgütleri farklılıklara rağmen medyanın bağımsızlık ve özgürlüğünün savunulması, sağlıklı tartışma zemini oluşturulması için çaba sarf etmeli.

Medya dönemsel değil, ilkesel olarak demokratik değerleri savunmalı.

Medyada profesyonellik ve mesleki etik ilkeleri sözde kalmamalı ve uygulanmalı.

Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları medyadaki çok sesliliğin kaybolmaması adına iktidar kontrolündeki fiili tekelleşmeleri engelleyecek girişimlerde bulunmalı.

MEDYADA SENDİKALAŞMA 

Örgütlü toplum, demokrasi ve özgürlüklerin güvencesidir.

Medya sahipleri editoryal bağımsızlığa zarar veren işten çıkarmalar gibi haksız uygulamalardan vazgeçmeli.

Basın özgürlüğünün ve editoryal bağımsızlığın savunulmasında sendikalar önemli araçlardandır. Medya sahipleri ve yöneticileri, çalışanların sendikalara üye olmasına imkan vermeli, hatta bunu teşvik etmeli. Medya çalışanları da sendika üyeliği konusundaki anayasal haklarını kullanmakta daha cesur davranmalı.

Medyadaki çok sesliliğin kaybolmaması adına iktidar kontrolündeki fiili tekelleşmeler engellenmeli.

Medya hukuksuz ve anti demokratik uygulamalara karşı sivil toplumu birleştirici bir güç olduğundan, buna yönelik yayınlar yapmalı.

Medya mensuplarının sendikal güvenceleri aşağıdaki başlıktaki cümleler ışığında ele alınmalı.

Son dönemde sendikaların toplu iş sözleşmesi yapabilmesinin önündeki büyük engellerden biri olan yüzde 1 – yüzde 3’lük sendika barajı kaldırılmalıdır. Medya bu uygulamanın kalkması adına gereken desteği vermelidir.

CİHAN
<< Önceki Haber ‘Basın Özgürlüğü ve Demokrasi’ panelinde kutuplaşma... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER