[Prof. Dr. Osman Şahin yazdı] Hizmet Hareketi'ne yönelik cerbezeler…

Samanyoluhaber yazarı Prof. Dr. Osman Şahin bu haftaki makalesinde "Çirkin misaller, cerbezeciler ve mağdurlar" makalesinin ikinci bölümünü yayımladı.

SHABER3.COM

Hizmet Hareketi'ne yönelik cerbezeler…
PROF. DR. OSMAN ŞAHİN | Samanyoluhaber 

Üstad Bediüzzaman Hazretleri cerbeze ile ilgili bahsi Münazarat’ta detaylandırdığı yerde insanların hadiselere bakış açılarına bağlı olarak kâinata bakış açılarının ne kadar birbirlerine zıt olacağını şöyle ifade ederler: “Hakikaten cerbeze, her çeşidiyle garip şeylerin makinesidir.  Görülmüyor mu ki, cerbezeye kapılmış bir aşığın nazarında umum kâinat, birbirine muhabetle incizâba gelerek raks edercesine hareket ediyor ve gülüşüyor. Çocuğunun vefatıyla mâtem tutan bir vâlidenin nazarında, umum kâinât hüzün veren bir halde ağlaşıyor. Herkes istediği ve hâline münâsip gördüğü meyveyi koparır.” 

Sosyal medya üzerinden Hizmet Hareketine yönelik yapılan cerbezeler…

Bu cerbezeden kaynaklanan çarpık bakış açısını, günümüzde sayıları milyonlara ulaşmış Hizmet insanlarına, bütün dünyaya yayılmış ve sayıları binleri aşkın kurum ve müesseselere sahip Hizmet Hareketi'nde meydana gelmiş bazı yanlışlıklar ve bunlara sebebiyet veren bazı insanlar nazara verilerek, yıllarca dürüstlükleri, doğrulukları, samimiyetleri ve fedakarlıkları ile meşhur olmuş insanları ve tertemiz, bereketli ve insanlık adına çok önemli hayırlara vesile olmuş Hizmet kurumlarından oluşan bu Hareket’i güvenilemeyen, çirkinliklerin, yanlışlıkların, yalanların, su-i istimallerin bol olduğu ve Bizans entrikalarının işlendiği her yeri kokuşmuş yapılar olarak gösteren yaklaşımlarda da görmek mümkündür. 

Doğru olup olmamaları konusunu bir kenara bırakalım, medyada ele alınan az sayıdaki çirkinliklerin bazen mübalağa sığasıyla ifade edilmesi bazen de genellemeler yapılarak umuma teşmil edilmesi sonucunda bazı insanların güven duygularına ve kuvvey-i mâneviyelerine çok ciddi zararlar verilmiş ve bütün bunlar bu harekete düşman olanların amaçlarına çok büyük faydalar sağlamışlardır.    

Üstad Hazretleri aynı eserde Şeytan’ın cerbeze üzerinden sahneye koyduğu büyük oyuna dikkatleri çekerek Hizmet insanlarının eline çok önemli kriterler vermektedirler: “Meselâ sizden bir adam yalnız bir saat gezinmek üzere gayet güzel tezyin edinmiş çiçeklerle dolu bir bahçeye girse... Noksanlardan uzak olmak cennet bahçelerine mahsus olduğundan... Her kemâle bir noksanı karıştırmak şu âlem-i kevn-ü fesadın (oluş ve yok oluşlar âlemi olan dünya hayatının) muktezâsından olduğundan dolayı, şu bahçenin de bazı köşelerinde de bazı pis ve murdar şeyler bulunduğu için, mizaç bozukluğunun sevki ve emriyle, yalnız o kokuşmuş ve murdar şeylere gözünü diker. Güya, o bahçede yalnız onlar var. Hülyanın hükmüyle fena hayal genişleyerek o bostanı salhane ve mezbele sûretinde gösterdiğinden, midesi bulanır, istifra eder, tam bir nefretle kaçar.”

Kusursuzluk, noksanlardan uzak olma ancak Cennet bahçelerine mahsus ve bu dünyada her türlü kemallere ve güzelliklere bir noksan karışması imkân dahilindedir. 

Hizmet Hareketi de insanlardan oluşan bir beşerî yapı olduğuna göre eksikliklerin ve kusurların bulunması gayet doğaldır. Bir gül bahçesi olarak düşünülebilecek Hizmet Hareketindeki her tarafı dolduran harikulade gülleri görmeyip, sadece o bahçede bulunabilecek bazı pis, murdar ve kokuşmuş şeylere yoğunlaşmak, o bahçede sadece o çirkinlikler varmış gibi sürekli onları konuşup nazara vermek bir karakter (mizaç) bozukluğundan kaynaklanmaktadır. 

Böyle fıtratlarda bazen de bir hakikate dayanmayan hülyalarının (arzu, heves, istekler ve bazen de kin, haset, intikam benzeri duygular) devreye girmesi neticesinde bu çirkin hayalleri büyüyerek insanı bayıltacak güzellikte kokulara ve güzelliklere sahip o cennetâsâ bahçeyi onların nazarında insanın midesini bulandıran, içerdiği pis kokular sebebiyle insanı kusmaya ve oradan uzaklaşmaya zorlayan çöplükler haline getirirler. İnsanın hayatının lezzeti, aşk ve şevk kaynağı olması gereken hizmetler bu insanlar için hayatlarının lezzetini acılaştıran bir keder ve kaygı vesilesi haline gelirler.

Üstad Hazretleri az olan çirkinliklere değil, ekseriyeti oluşturan güzelliklere bakarak değerlendirmek ve hüküm vermek gerektiğini bir hazine kıymetinde olan “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” sözleriyle ifade etmektedirler.  

Fethullah Gülen Hocaefendi “Hizmet ve İnsani Münasebetler” başlıklı Kırık Testi’de bu hakikate dikkat çekip yapılması gerekenleri şöyle ifade etmektedirler: “Burada ifade edilen ölçülerde hepimizin bir kısım eksiklikleri olabilir. Bu prensipleri hayatımızda tam temsil edemeyebiliriz. Edemediğimizden ötürü de bir kısım tenkitlere girebilir ve sorgulamalar yapabiliriz. İşte bu noktada kuvve-i maneviyeleri sarsacak ölçüde karamsar bir kısım tablolar resmetmemeli, yaşanan deformasyonu ümit kırıcı ifadelerle beyan etmemeliyiz. Zira unutmamak gerekir ki, her zaman çok önemli davalarda ve çok önemli hizmetlerde bile belli ölçüde deformasyonlar görülmüştür. Burada yapılması gereken asıl iş, ümitsizliğe düşüren durumlar karşısında heyecanları yeniden canlandırmak ve el ele vererek yaşanan kırılma ve bozulmaları tamir etmeye çalışmaktır.”

Hizmet’teki bazı insanların kusurlarından veya bazı yanlış uygulamalardan kaynaklanan problemler ve yanlışlar genelleme yapılarak, Hizmet Hareketinin ve insanlarının geneli hakkında su-I zanlara kapı açacak ve böylece aralarındaki güven ve uhuvvet duygularını kıracak şekilde ele alınmamalıdır. Maalesef, sosyal medyada bu eksik ve kusurlar ifade edilirken Hizmet’in tamamında bir bozulma olduğu, vazife yapanların güvenilmeyecek insanlar haline geldikleri ve dolayısıyla bu hareketin bir gelecek va’d etmediği havasını verecek bir üslup kullanılmaktadır. Bu şekilde birkaç çürük üzerinden bütün Hizmet insanları güvenilmez insanlar haline getirilmeye çalışılmaktadır.

 Artık abilerin, idarecilerin, hocaların ve cemaatin olmaması gerektiğini savunanlar var… 

Eskiden Türkiye medyası dinin aleyhine bir delil olsun diye doğru ve yanlış olup olmadığına bakılmaksızın cami imamları ve hocalar hakkında her türlü haberi manşet yaparlardı.  Bugün ise Hizmet Hareketindeki en küçüğünden ve en büyüğüne varıncaya kadar her seviyedeki abiler, ilim sahibi hocalar ve idareciler ile alakalı her türlü menfilik yine doğruluğuna ve yanlışlığına bakılmaksızın haber yapılabilmektedir. 

Özellikle de ilimleriyle ve doğrulukları ile ön plana çıkmış insanlar hakkında en ufak şeyler bile malzeme olarak kullanılmakta, bu ilimleriyle ve kredibiliteleriyle cemaat içerisinde toparlayıcı ve yapıcı olabilecek bu insanlar gözden düşürülmeye çalışılmaktadır. Tenkitlerin ve karalamaların iyice arttığı bir zamanda zihinlerde şüphe uyandırma amacını taşıyan bu haberler değişik vesilelerle gündeme taşınarak tekrarlanmaktadır. 

Sonuç olarak Hizmet Hareketi ve mensuplarının artık değersiz ve hatta zararlı oldukları, cemaat olarak devam etmemeleri gerektiği gibi düşünceler ortaya koymakta ve çok arzuladıkları bu dağılmayı gerçekleştirmek için ise bugünün dünyasında çok popüler bir söylem olan “Bundan sonra cemaate ihtiyaç yok, hizmetler bağımsız bireyler üzerinde gerçekleştirilmelidir” düşüncesini ileri sürebilmektedirler.  

Bugün gelinen noktada, Hizmet insanları Hizmet ilke ve prensiplerine aykırı davranışları kabul etmemekte ve her seviyede bu ilkelerin hayata geçirilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Yapılan yanlışları tasvip etmemekte ve bunların düzeltilmesini ve bir daha aynı yanlışların ve hataların tekrar etmemesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep etmektedirler. 

Bu talepler her gün artmakta ve daha yüksek bir sesle dillendirilmektedirler. Hizmet insanlarının genelinde bu şuur oluşup ve gerçekleşmesi adına gerekli mücadeleyi ortaya koydukları ölçüde bu problemlerin üstesinden Allah’ın (CC) inayet ve keremiyle gelebileceklerdir. 

 İnşaAllah sonraki yazıda çirkin misalleri bırakıp güzel misalleri ele almaya çalışacağım.

<< Önceki Haber [Prof. Dr. Osman Şahin yazdı] Hizmet Hareketi'ne yönelik... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER