Balık tüketin, çünkü...

Çok sayıda önemli yağ asidi, protein, vitamin ve mineral içerdiği belirtilen su ürünlerinin, vücutta önemli biyokimyasal ve fizyolojik değişimlere neden oluyor.


Özellikle omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin koroner kalp hastalığı ve kanser gibi bazı önemli hastalıklardan koruduğu belirtildi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Hüseyin Atar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balık ve deniz ürünlerinin dünyanın pek çok yerinde sağlık kuruluşları tarafından sağlıklı yiyecek olarak gösterildiğini kaydetti. Su ürünlerinin birçok önemli yağ asidi, protein, vitamin ve mineral içerdiğini anlatan Atar, ''Bunlar vücutta önemli biyokimyasal ve fizyolojik değişimlere neden olmaktadır. Özellikle omega�3 ve omega�6 yağ asitleri koroner kalp hastalığı ve kanser gibi bazı önemli hastalıklardan korur'' diye konuştu. Son yıllarda obezite ve bununla birlikte koroner kalp hastalıkları, diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığının gelişmiş ülkelerde daha fazla olmak üzere arttığını bildiren Atar, avcılık yoluyla besinlerin elde edildiği en eski dönemlerden bu yana en kolay avlanan ve bu yüzden en çok tüketilen besin olan balığın şimdilerde yararları daha çok bilindiği halde az tüketildiğini söyledi. Bu durumun birçok sağlık kuruluşu, enstitü ve sağlıklı yaşamı destekleyen projelerle ele alındığını ifade eden Atar, açıklanan pek çok çalışma sonucunun ortak noktasının günlük diyette özellikle esansiyel yağ asitlerini içeren besinlerin de bulunmasının sağlıklı bir yaşam için elzem olduğunu belirtti. Amerikan Kalp Derneği'nin tüm yetişkinlerin haftada en az iki kez özellikle yağlı balık yenmesini önerdiğini anlatan Atar, şu bilgileri verdi: ''Doymamış yağ asitlerinden omega�3 yağ asitleri ile önlenebilen, geciktirilebilen veya hafifletilebilen hastalıklar; koroner kalp hastalıkları ve inme, yeni doğanlarda zorunlu yağ asidi yetersizlikleri (retina ve beyin gelişiminde), otoimmün hastalıkları (nefropati, lupus), crohn hastalığı, meme, kolon, prostat kanserleri, hipertansiyon, romatoid artrit, alzheimer ve astımdır. Tüm bu özellikleriyle beraber su ürünleri neredeyse yok sayılabilecek karbonhidrat içeriği, protein kaynağı oluşu ve vitamin özellikleriyle çok sağlıklı ve vücut gelişim dönemi yanı sıra hamilelik döneminde de tüketilmesi özellikle istenen besin maddesidir.'' Tüketicilerin yüksek kalitede sağlıklı yiyecek taleplerinin hızla arttığını vurgulayan Atar, ''Özellikle hayvansal ürünlerin içeriğinde bulunan doymuş yağ asitlerinin insan sağlığı üzerine zararları artık tüketicilerin daha fazla dikkatini çekmektedir. Su ürünlerinin yağ içeriği çiftlik hayvanlarından çok daha düşüktür. Buna örnek olarak turna balığının yağ oranı yüzde 0.8 iken koyun etinin yağ oranı yüzde 20'dir'' diye konuştu. -OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİNİN FAYDALARI- Su ürünleri ağırlıklı beslenen toplumların bazı kalp damar hastalıklarına daha az yakalandıklarına birçok çalışmada değinildiğini vurgulayan Atar, omega�3 yağ asitlerinin anne karnından yaşlılık dönemine kadar alınması sağlık açısından oldukça önemli olan yağ asitleri olduğunu belirtti. Yapılan bir çalışmaya göre özellikle yaşla birlikte gelen görme kaybının Omega�3 ile yavaşladığını ve yenilenme sürecini desteklendiğini anlatan Atar, ''Son zamanlarda yapılan bir çalışmaya göre alzaimer hastalığını Omega�3 yağ asitlerinin önleyebildiği saptanmıştır. Amerikan kanser araştırma kurumu yaptığı bir çalışmada fiziksel aktivite ile birlikte su ürünlerini içeren sağlıklı bir diyetin kanser riskini azalttığını belirtmiştir'' dedi. -OBEZİTEYLE SU ÜRÜNLERİ DİYETİYLE MÜCADELE- Son yıllarda artan obezitenin başlıca nedeninin diyette yoğun karbonhidrat ve doymuş yağ oranı fazla olan besin maddelerinin bulundurulması olduğunu vurgulayan Atar, şöyle devam etti: ''Obezitenin yine birçok hastalığın (KKH, kanser, diabet, vb.) başlangıcını oluşturduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu denli önemli olan ve önlenebilen obezite, su ürünlerini de içeren bir diyetle tedavi edilebilir ya da oluşmadan engellenebilir. Balıketi özellikle dikkatli beslenmesi gereken kişilere, hastalara tavsiye edilmektedir.'' Balıkların protein düzeyi açısından da önem taşıdığını bildiren Atar, ''Balıketi çiftlik hayvan etlerine nazaran daha düşük bağ doku miktarına sahiptir. Bu yönüyle daha kolay pişebildiği gibi daha kolay da sindirilebilmektedir. Bu nedenle sindirim güçlüğü ya da çiğneme güçlüğü çeken bireylerde tavsiye edilebilir'' diye konuştu. -VİTAMİN DEPOSU BALIKLAR- Vitaminlerin insan sağlığı açısından oldukça değerli yapılar olduğunu dile getiren Atar, şöyle devam etti: ''Bu yapıların eksikliğinde vücudun sağlıklı gelişimi, sindirim bozuklukları ve bağışıklık sisteminde bazı sorunlar çıkmaktadır. Balıklar vitamin içeriği yönünden A, D ve K vitaminini hem etlerinde ve hem yağlarında bulundurmaktadır. Bunun yanı sıra B grubu vitaminlerinden bazıları içinde iyi kaynaklar olarak kabul edilirler. Büyüme ve gelişme için A, D, K ve B vitaminleri gerekli olduğundan çocuk diyetinde balık bulundurulması önemlidir. A vitamini eksikliğinde kolon kanseri, mide ve prostat kanseri gibi kanserlere neden olduğu gibi D vitamini eksikliği de kemik kanserine neden olmaktadır. Balıklarda en zengin bulunan vitaminlerden olan D vitamini kemik gelişiminde ve kalsiyumun emiliminde etkilidir. Ve gıdalar arasında D vitaminin en iyi kaynağı balıktır.'' Özellikle balık derisi ve kemiklerinin kalsiyum ve fosfor açısından zengin olduğuna da dikkati çeken Atar, ''İstiridye bakır açısından zengin bir su ürünüdür. İyot açısından da su ürünleri süt ve yumurta gibi ürünler arasında yer alır. Demir, iyot ve çinko çocuk gelişimi ve sağlığı için gerekli ve eksikliklerinde birçok sağlık problemleri görülmektedir'' dedi. -DEPRESYON TEDAVİSİNDE BALIK DİYETİ- Yapılan bir başka çalışmaya göre diyetlerinde daha az balık bulunduran bireylerin normalin üzerinde kiloya sahip olma oranlarının daha fazla olduğunu anlatan Atar, şöyle devam etti: ''Ayrıca diyetlerinde bilinçli bir biçimde balık bulunduran bireyler aynı zamanda diğer besinlerine de dikkat etmektedir. Bu sağlıklı yaşam için öngörülen şartların başında olan diyet düzenini getirmektedir. Günümüzde beslenme ile depresyon tedavisi yöntemlerinde de balık diyette kullanılarak tedaviye destek olunabilmektedir. Haftalık önerilen miktarda balık tüketilmesi pek çok kronik rahatsızlığı engellemekte ve doğal olarak sağlığın korunmasına önemli oranlarda yardımcı olmaktadır.''
<< Önceki Haber Balık tüketin, çünkü... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER