Çin'de ramazan

Çin'in en eski Camisi olan Huayşıng (Deniz Feneri) Camisinde Ramazan ayı boyunca her akşam yüzlerce Müslümana iftar verilirken, iftarlarda Çinliler dahil, birçok milletten Müslümanı da bir araya getiriyor.


Çin'in güneyinde bulunan Guangcou eyaleti ülkede ticari açıdan en önemli limanlardan biri olmasının yanında Çin'e ilk gelen Müslümanların izlerini taşıyor. Çinliler tarafından "Peygamber Hatıra Camisi" olarak da adlandırılan ve bölgeye İslamiyeti tebliğ maksadıyla gelen Sahabe tarafından inşa edildiği söylenen Huayşıng (Deniz feneri) Camisinin minaresi muadillerinin aksine deniz fenerine benzer bir minareye sahip. Huayşıng camisinin 627 senesinde inşa edildiği ve dünyadaki en eski camilerden biri olduğu kaydediliyor. Caminin minaresi dışındaki tüm alanları tamamen Çin mimarisinde ve Çin tapınaklarını andırıyor. Asya'nın en uzak noktalarından olan Guangcou kentinde Ramazan ayı Çinli Müslümanlar ve diğer milletlerden Müslümanlarla birlikte büyük bir coşkuyla yaşanıyor. Camide bulunan gönüllüler tarafından hazırlığı yapılan ve ikram edilen iftar öncesinde camiye toplanan Müslümanlar, iftar vaktinde önce ikram edilen soğuk içecek ve meyvelerle iftarını açıp akşam namazı kılındıktan sonra iftara devam ediyor. Guangcou'daki Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Yüe Şiu bölgesinde yer alan cami, aynı zamanda Guangcou kenti İslam Cemiyeti ve Araştırma Merkezinin de bulunduğu yer. Cami, Çin'de bulunan birçok cami gibi sosyal alanları ve çeşitli hizmetleriyle tam teşekküllü bir külliye olarak hizmet veriyor. Dünyaca ünlü ve Çin'in en büyük fuarı Kanton fuarına ev sahipliği yapan kentte Müslümanlar, eski fuar alanının yanındaki alanda büyük kalabalıklar halinde ibadet etme imkanına sahip oluyor. Ülkenin yabancılarla en çok temasının olduğu bölgelerden olan ve Kanton bölgesi olarak da adlandırılan Guangdong eyaleti aynı zamanda ülkede İslamiyetin ilk tanınmaya başladığı bölgelerin başında geliyor. Tarihte de Çin'in önemli bir ticaret limanı olan Guangcou, İslamiyet öncesinde de Araplar tarafından bilinen bir ticaret merkezi olarak biliniyor. -ÇİN'DEKİ SAHABE KABRİ İslamiyetin kabulünden sonra Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in dayısı Sad Bin Ebi Vakkas hazretlerinin, Arabistan yarımadasına giden Çin elçisi ve yanında üç sahabe ile birlikte Çin'e geldiği ifade edilirken, halen Guangcou'da, Müslüman mezarlarıyla çevrili özel bir kabrin Sad bin Ebi Vakkas'a ait olduğu öne sürülüyor. Çin'de bulunan birçok Müslüman şeceresinin Sad Bin Ebi Vakkas hazretlerinin soyundan geldiği ifade edilirken, Osmanlı devletinin son döneminde İslam coğrafyasını gezerek "Alem-i İslam" adlı eseri hazırlayan Abdürreşid İbrahim, seyahatnamesinde, Pekin ile ilgili bölümde "Vang Kuang isimli bir Çinli imam, kendisinin Sad bin Ebi Vakkas Hz. soyundan olduğunu iddia ediyor ve şeceresi dahi olduğunu söylüyordu" ifadelerine yer veriyor. Bunun yanı sıra bölgeye özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde gösterilen yoğun ilgi nedeniyle Asya'nın güneyinden kuzeyine birçok seyyah ve devlet görevlisi seyahatte bulunuyor. Çin'in güneyinde bulunan Sahabe kabrinin her ne kadar Sad Bin Ebi Vakkas hazretlerine ait olduğuna yönelik görüşlere karşın, bazı tarihçiler de burdaki kabrin Sad Bin Ebi Vakkas'a ait olmadığı görüşünü savunuyor. Sad Bin Ebi Vakkas hazretlerinin Aşere-i Mübeşşere'den (Hayattayken cennetle müjdelenen 10 kişi) olduğu ve Medine'de defnedildiği kaydediliyor. Özellikle son dönemde bu konuyla ilgili çalışmalar yapan bazı tarihçiler tarafından kabul edilen bir başka görüş ise Guangcou'da bulunan Sahabe kabrinin Vehb Bin Ebi Kabşe'ye ait olduğu yönünde. HUTBELER OSMANLI SULTANI ADINA OKUNUYOR Aslından günümüz Türkçesine sadeleştirilen "Bir Osmanlı Bürokratının Uzak Doğu Seyahati" adlı kitapta, Yemen vilayetinde görevli Osmanlı bürokratı Mustafa Bin Mustafa'nın da uzun bir Asya seyahati yaparak bunları Sultan II. Abdülhamid'e sunduğu anlatılıyor. Mustafa Bin Mustafa, çıktığı uzun Asya seyahatini dönemin Sultanı II. Abdülhamid'e sunduktan sonra, 1894'de kaleme aldığı seyahatnamede Guangcou'da sahabe kabrine yaptığı ziyaretten bahsediyor ve bölgedeki mezarın Sad Bin Ebi Vakkas hazretlerine ait olduğunu kaydediyor. Bölgede o dönem Osmanlı Sultanı adına hutbe okunduğunu kaydeden Mustafa, seyahatnamesinde şöyle devam ediyor: "O gün cuma olduğundan Cuma namazını eda etmek üzere ezan okunmadan evvel camilerden birine geldik. Caminin avlusunda sahabeden Sad bin Ebi Vakkas hazretlerinin kabri vardı. Ziyaret ettim ve orada halifemizin devletinin devamını dua ettiğim sırada ezanı Muhammedi okunmaya başladı. Camiye girdim. Sünneti kıldıktan sonra hatip efendi minbere çıktı, lazım gelen duaları okuduktan sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın ismini hutbede zikretti ve onun için bir de dua okudu." Özellikle Osmanlı'nın son döneminde Sultan II. Abdülhamid'in İttihad-ı İslam (Pan-İslamizm, dünya Müslümanlarını Hilafet çatısı altında toplama) siyaseti çerçevesinde Asya başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde bu siyaset yürütülmüştü. Bu siyaset sayesinde Doğu'dan Batı'ya birçok ülkede hutbelerde Osmanlı Halifesi ve Sultanının adı zikrediliyordu. Asya'da bu siyaset çerçevesinde özellikle o dönem İngiliz müstemlekesi olan bölgelerde bu siyaset belirgin bir şekilde görülmüştü. BÜYÜK BAHÇELER ARASINDAKİ SAHABE KABRİ Çin'in yarı tropik olan bu bölgesinde sahabe kabrinin etrafında büyük bahçeler bulunurken, sahabenin ilk talebeleri ve bölgedeki Müslümanların mezarları dikkati çekiyor. Kabrin cami tarafında genişçe bir alanda üzeri açık bir mescit sayesinde Müslümanların ibadeti içinde yer hazırlanmış. Buna ek olarak son yıllarda yapılan ve tamamen Çin mimarisinde bir tapınak görünümündeki Ebi Vakkas Camisi de, Sahabe'nin kabrinin yanındaki büyük bahçenin içine inşa edilmiş. İslam ve Çin kültürünün harmanlandığı Cami iki büyük kültürün de izlerini taşıyor. Çin'de ayrıca Guangcou'da sahabe kabri dışında Fucien eyaletinin Çüencou şehrinde iki adet sahabe kabri daha olduğu biliniyor. Çin'e İslamiyet sadece ülkenin güneyinden girmemiş, ülkenin iç kesimlerinde dönemin başkenti Çang An (günümüzdeki Şian kenti) şehrinde de ilk Müslüman yerleşimi oluşmaya başladı. Ayrıca dünyaca ünlü Sinologlardan Wolfram Eberhard da 10. yüzyıldan itibaren ülkenin batısında Türk boylarının İslamiyeti kabul etmeye başlamasının da Çin'de İslamiyetin yayılmasına katkısının olduğunu belirtiyor. Çin'de günümüzde 56 etnik azınlık bulunuyor. Bunlardan 10 tanesinin Müslüman olduğu belirtilirken, Müslüman unsurlar yoğunlukla ülkenin kuzey ve kuzey batı kesiminde yaşıyor. AA

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER