BASINDA F.BAHÇE YORUMLARI

Fenerbahçe, ilk maçta 5-1 yendiği Honved takımıyla dün akşamki rövanş maçında 1-1 berabere kalarak UEFA Avrupa Ligi'nde gruplara kalmak için play-off oynamaya hak kazandı. Maçla ilgili yazar yorumları şöyle;

BASINDA F.BAHÇE YORUMLARI

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

Rıdvan Dilmen (Milliyet): Sağlıklı SporFenerbahçe takımı kelimenin tam anlamıyla Honved deplasmanında sağlıklı spor yaptı. Adeta antrenman havasında oynanan karşılaşmayı kazasız belasız bitirdi. Bilica'nın kırmızı kartından sonra Selçuk savunmaya geçince oyunun hakimiyetini ister istemez Honved ele aldı. 4-5 tane net pozisyon da buldular. Ama bunların tek sebebi skor ile ilgiliydi. İlk maçtan gelen rahatlık ve oyunu önde götürme psikolojisi konsantrasyon eksikliğine yol açtı. Özellikle göbekten çok pozisyon verildi. Bu dakikalarda Daum, Bekir'i sokup, Selçuk'u tekrar Cristian'ın yanına aldı. En azından mağlup olmamayı planladı. Başta da söylediğim gibi ilk maçları farklı kazanmanın avantajını rövanşlarda takım halinde dinlenerek kullanabiliyorsunuz. Özellikle de bu sıcaklarda. Gürcan BİLGİÇ: Ciddiyet kaybolunca! (SABAH) Maçın 10 dakikası geçildiğinde Fenerbahçe için tam bir antrenman havası oluştu. Santos, Deivid'in ikramını gole çevirip, skor üstünlüğünü takıma getirdi ve top Fenerbahçeli oyuncuların arasındaki trafiğine başladı. Honved gücünü bilerek tedbirli oynuyor, cesaretli saldıramıyor, rakibinin ne yapacağını seyretmekle yetiniyordu. Boş tribünler tansiyonu düşürmüş, skor heyecanını 'iptal' etmiş, ortaya tek taraflı bir oyun getirmişti... Maçın sonucu, UEFA nezdinde kaybedilen yarım puan açısından önemli. Bu nedenle fazla eleştiri getirmek çok doğru değil. Eleştiriyi, en iyi oyuncularını sahaya sürecek ciddiyet ile bu maça çıkma kararı verilmesine rağmen, aynı ciddiyet ile maçı tamamlamayı düşünmeyenlere getirmeliyiz. Teknik adamı veya sahadaki oyuncuları birbirlerinden ayırmadan. Ahmet ÇAKAR: Uyarı! (SABAH) Fenerbahçe antrenman maçı havasında gitti, Bilica atılana kadar da al gülüm ver gülüm çok rahat oynadı. Ama ikinci yarı o yetenekleri sınırlı Macar takımının oyuncuları yakaladıklarını atsalar skor farklı olabilirdi. Denilebilir ki "Fenerbahçe de önemli pozisyonlar buldu ama atamadı." Önemli olan Fenerbahçe gibi bir takımın kaliteleri çok düşük rakibe karşı ikinci devre verdiği en az 5-6 gol pozisyonudur. Yoksa kaçırdığı goller değil. Fabio Bilica ve Önder Turacı... Fenerbahçe'nin defansının göbeğinde oynayan iki oyuncu. Onlara Bekir İrtegün'ü de ilave edebiliriz. Ama Türkiye ve Avrupa'da hedefleri çok yukarıda olan Fenerbahçe için bu defans ve bu savunma anlayışı tam anlamıyla bir "YUMUŞAK KARIN"dır. Selçuk YULA: Çözümü Daum bulacak (FOTOMAÇ) İkinci devre ise her halde soyunma odasında gerekli talimatlar verildi ve Macarlar, 10 kişi kalmış rakiplerine basmaya başladılar. Böylece ilk 45 dakikaya nazaran daha zevkli bir maç seyretmeye başladık. Fenerbahçe'de Güiza gol atmak için çok çalıştı. Direkten dönen topları ve kaçırdıkları var. Onu anlayabiliyorum. Fenerbahçe'ye gol mü lazımdı, hayır. Ama bir golcü için gol atmaya başladığı zaman devamını getirmek önemlidir. Zaten "Gol şansı" diyoruz. Güiza da bu şansını devam ettirmek için çok çırpındı. Bu arada önemli olan Fenerbahçe'nin kalesinde gördüğü tehlikeler.. Gene göbektekilerin arasına atılan her top gol pozisyonu doğurmaya devam ediyor. Ancak yenilen gol yan toptan Volkan'ın büyük hatasından gelse de bunlara da dikkat etmek gerek. Bu tip maçları önemsememek hiç de doğru değil. Daum buna mutlaka çözüm bulmalı. Selim Soydan (Vatan): İdman Maçı! Seyircisiz oynanan her karşılaşma futbolcular için bir işkencedir. ?Nereden çıktı bu maç? Bitse de gitsek..' düşüncesiyle mücadele ederler. Maçı zevkli hale getiren, seyircilerin oyun esnasında verdiği tepkilerdir. Ve o tepkiler ateşler futbolcuları, heyecanı-tempoyu yükseltir...Seyircisizlik zevksiz futbola daima prim tanır...Tıpkı dün olduğu gibi. F.Bahçe açısından, İstanbul'daki 5-1'lik galibiyetten sonra bu maç sadece formaliteydi. Zaten Daum'un sahaya sürdüğü kadro da bunu teyid ediyordu. F.Bahçe, zayıf rakibi Honved karşısında ilk golü de gecikmeden buldu. Alex, Deivid ve Santos'un ortak yapımı bu gol, hazırlanışı ve bitirilişiyle gerçekten görülmeye değerdi. Santos'un golü başlangıcından vuruş anına kadar ?Made in Brezilya' etiketine sahipti. İkinci yarı Daum çok doğru bir karar verdi ve eksik kalmasına karşın takımda değişikliğe gitmeden oyuna başladı. Sonraki oyuncu değişikleride yerindeydi. Dünkü maçta gözüme çarpanlar ise şunlardı: Beşiktaş'la oynanan Süper Kupa finalinde harikalar yaratan Kaptan Alex dün de sahanın ve F.Bahçe'nin yine en iyi oyuncusuydu. Ne yaptığını bilen, alan, veren, oyuna hükmeden bir maestro gibiydi. Selçuk da ?bu takım da ben de varım' mesajını verdi. Deivid de ?ben farklı oyuncuyum' diyor. Bu maç F.Bahçe'ye 3 gün sonra başlayacak Süper Lig için iyi bir antrenman oldu. Sarı-lacivertliler lige hazır bir şekilde giriyor artık. Bu tur ayrıca F.Bahçeli futbolcuların kendilerine olan güvenlerini de tazeledi. Bugün çekilecek kura da inşallah F.Bahçe için iyi bir kura olur ve sarı-lacivertliler UEFA'da gruplara yükselir. DR. Gürkan KUBİLAY: Her pozisyonda Alex (FOTOMAÇ) Alex'i izlerken "Onsuz Fener olur mu?" diye düşündüm bir ara. Alex'in olmadığı Fener'in Güiza ve Semih ile çift forvet oynayacağı 4-4-2 'lik bir düzen yani. Açıkçası, Fenerlinin içini gol heyecanı ile dolduran her pozisyonda yine Alex vardı. Daum'un onu forvet gibi oynatmasının da bunda etkisi çoktu elbet. Hele ki Emre'nin yokluğunda onun olmaması düşünülemezdi. Santos yumuşak ve zeki ama savunmayı sıkı yapması gereken karşılaşmalarda Fener'e sıkıntı çektirecek gibi. Wederson'un bu sene iyi başladığını, arada parlasa da birilerinin Deivid'e bu sene yedek kalacağını ama kendisini hazır tutması gerektiğini hatırlatmalı. Cristian'ın Aurelio yeteneklerine sahip olmasa da ilerleyen haftalarda daha yararlı olacağını hissediyordum. 2. yarıda üst üste pozisyon yedi Fener. Çünkü artık onlar da oyunun ciddiyetinden uzaktı. Skor mu? Önemi var mıydı ki? Hakkı YALÇIN: Fark sendromu (TAKVİM) Dün gece Macaristan'da içler acısı bir Fenerbahçe vardı. Yıldız dolu karanlık bir takım sanki. Takımda olmayanların, varlığını sahada olanlardan daha çok hissettirmesine baktım. Takımda olanların, Honved gibi bir takıma karşı ezilmiş halini de, ilk maçtaki farklı sonuca ve maçın başında atılan gole verdim. Fenerbahçe adına, "ilk maçtaki farkın sendromu" dedim.
<< Önceki Haber BASINDA F.BAHÇE YORUMLARI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER