G.Saray eriyor sorumlusu seyrediyor

Dün oynanan ve Bursaspor'un kendi evinde Galatasaray'ı 1-0 devirdiği maçı değerlendiren spor yazarları, konuk ekibin fizik gücünün Bursaspor'a direnecek güçte olmadığını belirttiler.

G.Saray eriyor sorumlusu seyrediyor

Ahmet Çakır (Zaman): Takım Eriyor, Sorumlusu Seyrediyor Beklenmedik ya da tahmin edilemeyecek bir durum değildi bu. Geçen hafta Ali Sami Yen'de Manisaspor'un direncini kıramayan Galatasaray'ın Bursa'dan puanla dönmesini ummak biraz hayalcilik olurdu. Takımının her geçen hafta biraz daha düştüğü ortamda Rijkaard'ın sorunlara çözüm bulamayışı işleri alabildiğine tatsızlaştırıyor. Hollandalı hoca, rakipleri hiç incelemiyor. Bursaspor'un neyi nasıl yapacağı gün gibi ortadayken buna karşı bir çözüm getiremiyor. Kendi oyun anlayışı da tedavülden kalkınca bu perişanlıklar kader gibi oluyor. Karşılaşmanın ilk yarım saati Cim Bom için hiç de iyi şeyler söylemiyordu. Baros'un devreyi kapatmasının ardından Nonda'nın da formsuzluğu nedeniyle kulübede kalışı oyun düzenini 4-6-0'a çevirmişti. Bunu başarıyla oynayabilmek için Sarı Kırmızılı takımdakinden çok daha nitelikli futbolculara gereksinme vardı. Ortaalandaki Mehmet-Barış-Mustafa üçlüsünün top kullanma becerisinin düşüklüğü haliyle Keita-Arda-Kewell'ın da zorlanmasına yol açıyor. Yetmiyormuş gibi ortadaki üçlü mücadele olarak da eksik kaldı. İlerideki üçlü gelip ortadan oyuna başlayınca gol bölgesinde eksiklik doğdu. Cim Bom bu sıkıntıyı aşamadığı için pozisyon bile üretemedi. Solda Hakan Balta'nın bezdirici formsuzluğuna artık alışıldı ama sağda Sabri de maça böyle başlayınca perişan bir görünüm oluştu. Bursaspor oyuna daha kişilikli ve ısırıcı başladı. Yeşil Beyazlı takım rakibine oranla neyi nasıl yapacağını daha iyi biliyordu. İki kanattan Volkan ve özellikle Sercan hemen hiçbir engel tanımadan rakip kaleye inebiliyordu. Ancak final pası ve vuruşundaki yetersizlik sonuca gitmelerini engelledi. Ergic'in üst direkten dönen şutu belki de maçın en önemli hareketiydi. Öteki direkten dönen topları kaza idi. Galatasaray herşeyini Arda'ya bağlamış gibiydi. Maçın başındaki sertliğe hakemin gözyumması onun tıkanmasına yol açtı. İlk 45 dakikada sözü edilmeye değer sadece 2 şut atabilmiş olması Cim Bom'un hücumdaki tutukluğunun belgesiydi. Ancak Sabri'nin attığı ikinci şut ilk yarının en kolay gol yapılabilecek pozisyonuydu. İlk yarının son çeyreğinde işi biraz toparlamış gibi görünen Sarı Kırmızılı takım ikinci devreye yine dağınık girince beklenen oldu. Bursaspor'un bir türlü yapamadığı final pasının da Hakan Balta tarafından yerine getirilmiş olmasında epeyce derin anlamlar var gibiydi. Golün ardından Galatasaray'daki oyuncu değişiklikleri ve öteki çırpınışlar futbol değeri taşımıyordu. Onları bir yana bırakın, azımsanmayacak sayıdaki serbest atış ve köşe vuruşlarının inanılmaz derecede kötü kullanılışı, maç üç gün üç gece oynansa bu takım gol atamaz dedirtecek türdendi. Bursaspor'un fazlaca geriye yaslanmış olması da durumu değiştirmedi. Galatasaray sanki baskılı oynadığını sanarak dakikaları doldurdu, tek pozisyon bile üretemeden maçı tamamladı. Sarı Kırmızılı kulübün basketbolda yaşananlar nedeniyle fazlasıyla morali bozuktu. Futbolda bir soluk alma umudu vardı. O da ortadan kalktı. Bundan sonrası için Allah selamet versin... Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlarım. Levent Tüzemen (Sabah): Kampa Marş Marş! Frank Rijkaard hafta içinde GS TV'ye "Eski ritmimiz yok" diyerek takımdaki düşüşle ilgili doğru bir öz eleştiri yapmıştı. Bu eleştiriyi dile getirirken şu önemli uyarıda da bulunmuştu: "Ciddi çalışmalıyız. Yememize, içmemize, dinlenmemize dikkat etmeliyiz." Galatasaray'ın kötü futbolunun şifresi Rijkaard'ın bu sözlerinde yatıyor. Galatasaraylı oyuncuların ciddi çalıştığını biliyorum. Yemek yeme ve içme konusunda hassas ve titiz olduklarına inanıyorum. Ancak; kendilerine iyi baktıklarını ve dinlenmeye yeterince zaman ayırdıklarını düşünmüyorum. Futbolcunun özel hayatına girmem. Gezmek ve eğlenmek bir futbolcunun hakkı. Ama iyi dinlenmez, yeterince uyumazsan çökersin, hatta bitersin. Galatasaraylı oyuncular sahada iyi mücadele edemiyor. İkili mücadeleleri kazanamıyor. Yeterince dinlenemediklerinden olacak ki; fizik güç olarak sahada sürünüyorlar. Futbolda koşmazsan, mücadele etmezsen, kuvvetli olmazsan sahada ayakta kalamazsın. Sadece teknik beceriyle maç kazanamazsın. Bursaspor karşısında ayakta duramayan, rakiple boğuşamayan, pozisyon üretemeyen ve yenilgiyi hakeden bir Galatasaray vardı. BURSA TOP GÖSTERMEDİ Ertuğrul Sağlam, Galatasaray'ın oyun anlayışını çok iyi çözüp takımını bir satranç ustası gibi mükemmel yönetirken, öğrencileri de güçlü fizikleri ile sahada basmadık yer bırakmadı. Galatasaray topu kullanacak alan bulamadı. Kirita-Tuna ikilisi orta alana hem mücadele güçleriyle ve hem de ilk toplara basarak adeta ambargo koydu. Arda'ya, kelepçe takan Tuna hiç adım attırmadı. Bursaspor takım disiplinini mükemmel uygularken, geride çabuk çoğaldılar ve alanları daraltarak Galatasaray'ın hücuma hızlı ve çabuk çıkmasını engellediler. Ömer-Zapo ikilisi Galatasaray'a tek hava topu vermedi. Ribaunt türü bütün ikinci topları Bursalılar aldı. Özetle, Bursaspor takım olarak enerjik, agresif, disiplinli, yürekli ve mücadele anlamında hocaları gibi sağlamdı. Galatasaraylı oyuncular fizik ve kafa olarak o kadar bitkindi ki; maçı kazanma adına Neeskens'in hırsının yanına bile yaklaşamadılar. Keita tam bir hayal kırıklığıydı. Çabukluğunu, süratini, çalım becerisini sahaya yansıtamadı. Arda üretken değildi. Barış ve Balta silikti. Sarp ve Sabri Galatasaray'ın en istekli, en çalışkan ve en yürekli, en mücadeleci oyuncularıydı. Rijkaard'a önerim; oyuncuları kampa almama konusunu bir daha gözden geçirsin. Burası Hollanda değil, Türkiye! Osman Tanburacı (Yeni Şafak): N'oluyor Sana Aslanım Arda ileri uç! İki kanatta Kewell ve Keita... Orta saha yine savunmaya dönük üçlü; Barış, Mehmet Topal, Mustafa Sarp... Belli ki Galatasaray korkak! Servet de başlarken çok kötü... Savunma yaprak gibi sallanıyor. Gidişat kötü. Böyle giderse Galatasaray oyunda denge kuramaz derken, o da ne? Sercan soldan şiir gibi aktı, durduramadılar kaleye paralel kestiği topa Leo kapaklanmasa Turgay topla boş kaleye girecek!... Sabri nerede? Turist!... Daha 10. dakika... 13'de Ergiç 20 metreden çaktı top üst direkten döndü. Dedim geçmiş olsun! İçimden bir ses daha 80 dakka var, Galatasaray'ın işi zor dedi... Haspin çektim! Arkasından Servet yıkılınca Turgay ortadan daldı Leo açıldı Allah korudu! Hakan Balta da yamuldu... Leo fıttırdı. İlk çeyrekte durum vahim! Galatasaray'ın tek atağı yok! Gol atması da mucizelere kalmış. Elano rafta, Nonda yanında... Bence biri daha oynar, orta alan ikilenir. İşe bakın 37'de bir top daha döndü Galatasaray direğinden! Öncesinde Kewell'ın uzaktan bir denemesi var hepsi bu! Galatasaray'ın forması oynuyor Bursaspor savunması bu sezon belki de ilk kez bu kadar rahat oynadı. Arda, Kewell, Keita 18'e bile giremedi. Sabri çok kez sokuldu bir kez çaktı o da nafile... Galatasaray'ın bütün yaptığı iş kale önüne ortalamak. Asla kombine bir atağı yok. Al üstlerinden sarı-kırmızı formayı Bursaspor farka gider. Ertuğrul Sağlam, rakiple itişmek yerine kontra toplar denese ya da topu rakip savunma arkasına çabuk gönderse bu dağınık Galatasaray karşısında rahatça gol bulur. Nitekim Mustafa Sarp ve Barış yokları oynarken, sol kanat uykudayken Volkan'ın golü öyle geldi. Leo apıştı top direkten ağlara yapıştı! Bursaspor'da da sivrilen isim yok, Sercan da tırt ama takım direnci olarak rakipten üstünler. Keita'yı gördünüz mü? Galatasaray maçın üçte ikisini 10 kişi oynadı. Keita'nın yokluğunu Rijkaard'ın yokluğunda Neeskens de görmedi! Nonda girdi takım kıpırdadı, Elano girdi takım yine 10 kişi... Galatasaray hiçbir topu akılcı ve akıcı kullanmadı. Arda, Mehmet Topal, Mustafa Sarp, Barış Sabri, Hakan Balta her topa basıp, çalım atarak akınları daha başlamadan öldürdüler. Böyle futbol çağ gerisi. Son sekiz dakikada Neeskens, Aydın'ı da oyuna aldı bütün hatlarıyla yüklendi. Bunu maçın başında golü yemeden yapsaydı ya... Mevsim başındaki çok gollü maçların takımını bir hatırlayın. Nereye gitti bu Aslan? Yazık ama... Son dakikada Neeskens de zembereğinden boşandı, kavgaya karıştı. Rijkaard da gitti! Acaba sabırlar tükendi mi dersiniz? Ömer Üründül (Sabah): Sadece Yenilmedi Galatasaray kötü bir futbol sergilediği Bursa'dan eli boş dönerek ciddi bir yara aldı. İlk devre topa daha fazla sahip olan ve kontrolü elinde tutan Galatasaray'dı; ancak büyük pozisyon sıkıntısı çektiler. Bunun birçok nedeni vardı. Bursaspor'un başarılı alan savunması, Rijkaard'ın istediği çabuk paslarla sahanın bütününü kullanıp rakibin gerideki yerleşimini bozma ilkesinin oyuna yansımayışı, Keita'nın yürüyerek oynaması ve Arda'nın yapısına kesinlikle uymayan santrfor kimliğine soyundurulması... Bu şartlarda Galatasaray'ın ofansif gücü kısıtlandı. Bu devrede Sabri'nin bir tek yarım pozisyonu vardı. Buna karşılık Bursaspor'un direkten dönen iki topu ise Galatasaray'ın sansıydı. İkinci yarıda aynı görüntüde başladı. Ve Bursaspor bu defa erken bir golle rakibin zaaflarını cezalandırdı. İlk yarıda bütün topları ezen Volkan tam pozisyon bitmişken ekstra bir sol vuruşla golünü attı. Ardından Neeskens değişikliklere başladı. Hiçbir sonuç getirmedi ve üç önemli puan kaybedildi. Galatasaray adına kaybedilen puandan çok; gelecekle ilgili tehlike sinyalleri gözlemledim. Keita da ülkemize gelen yabancıların fiziki düşüşüne kendisini uydurmuş. Rijkaard'ın ayağa pas grafiği, gün geçtikçe daha geriye gidiyor. BURSA HADDİNİ BİLDİ Ertuğrul Sağlam Galatasaray'ın zaaflarına göre ve haddini bilerek çok doğru bir taktikle takımını oynattı. Çok az pozisyon verdi, kontrataklardan sık sık gol aradı, ayrıca golü atan Volkan'ı skor avantajından sonra Arda'nın kulvarında Tuna'ya yardım götürecek nitelikle bir oyuncuyla değiştirmesi akılcı bir hamleydi. Yalnız iki konuda eleştirim var. Bir tanesi hücum gücü çok düşük Galatasaray'a karşı duran top ustası Elano girdikten sonra çok fazla gereksiz faullere sebebiyet vermek, ikincisi de tüm riskleri alan orta sahasını boşaltan rakibe karşı skoru garantiye alacak girişimlerin gündeme gelmeyişi... Kapasitesi iyi olsa da kafasında tilkiler dolaştığı için hakem Halis Özkahya'yı beğenmem. Dün ilk defa iyi şeyler yazacaktım ama son dakikada kendisi hakkındaki görüşlerimi haklı çıkardı. Büyük takım mağlup, tam ortam müsait gerilimi görünce sarı kart gerektiren Ozan İpek'ı kırmızı kartla atıverdi.
<< Önceki Haber G.Saray eriyor sorumlusu seyrediyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER