Yıldızını satan anadolu kulübü, iflah olmuyor

Süper Lig'de uzun bir aradan sonra bir Anadolu takımının ilk yarıyı lider bitirmesinin yankıları sürerken lig liderini devre arası zor bir karar bekliyor.

Yıldızını satan anadolu kulübü, iflah olmuyor

Sadece aldığı başarılı sonuçlarla değil oynadığı futbolla da futbolseverlerin takdirini kazanan Yiğidolarda şimdilerde neredeyse tüm futbolcular ara transferin gözdesi haline geldi. İlk haftalarda Mehmet Yıldız'la başlayan mercek altına alınan futbolcular listesine zamanla sol kanat oyuncusu Hayrettin, başarılı stoperler Sedat ve Murat, sağ kanat oyuncusu Abdurrahman ve attığı kritik gollerle takımına puanlar kazandıran Musa Aydın eklendi. 'İhtiyaçtan futbolcu satma' politikasının en trajik hikâyesi Trabzonsporlu Ali Kemal Denizci'nin 1978'deki Fenerbahçe'ye transferidir. Efsane sağ açık, o günkü kadroda en çok para getirecek isim olarak seçilir. Önce kabul etmez gitmeyi, sonra baskılara dayanamaz ve çok sevdiği kulübünden kendini ayıran imzayı ağlayarak atar. Ali Kemal'den sonra Necdet, Mehmet Ekşi, Serdar ve Hüsnü de benzer sebeplerle elde tutulamadı. 1996'da ise Trabzonspor'da kıl payı kaçan şampiyonluk ve arkasından gelen yönetim değişikliği ile önce Arçil-Şota kardeşler, sonra Ogün, Abdullah, Tolunay ve Hami gitti. Dağılan bu kadroyu yeni isimlerle toparlamak da 6 yılını aldı Trabzonspor'un. 6 yıl sonra yeniden müzeye kupa girdi, yeniden şampiyonluk yarışında iddialı hale gelindi. Bu kez de önce Marco (Mehmet) Aurelio sözleşme yenilemek için istediği 100 bin dolar zam nedeniyle elde tutulamadı. Son olarak da rekor bir bonservis bedeli ile Rusya'nın Zenith kulübüne satılan Fatih Tekke'nin yeri halen doldurulamadı. 1980-81 sezonunda önemli bir çıkış yaparak ligi 2. sırada bitiren Adanaspor da benzer sebeplerle gol kralı (merhum) Bora Özer'i Beşiktaş'a satmak zorunda kaldı. Adanaspor, Bora'yı sattıktan 2 sezon sonra küme düştü. Oğuz-Aykut gidince Sakaryaspor toparlanamadı 1985-1988 yılları ligde Samsunspor fırtınasının estiği yıllardır. Tanju Çolak'ın Samsunspor formasıyla iki sezon üst üste gol kralı olduğu dönemde 2 kez üçüncülük, bir kez de dördüncülük alır Kırmızı-Beyazlılar. Özellikle 1986-87 sezonunda gösterdikleri performans herkese parmak ısırtır. Sezon sonunda ise takımın en etkili iki ismi İstanbul'a uçmuştur artık. Gol kralı Tanju ve pasörü Savaş Demiral (Büyük Savaş) Galatasaray'a transfer olur. Eksilen kadro sonraki sezon eski tadında olmasa da yine de başarılı sonuçlar alır. Sakaryaspor'la kupa finali oynar, ligi de 4. sırada bitirir. Daha sonra ise çöküş başlar. 1988-89 sezonunda yaşanan elim trafik kazasıyla ligden muaf tutulur. Bir sonraki sezonsa küme düşmekten kurtulamaz. Samsunspor'la aynı zamanda çıkış yapan dönemin bir diğer flaş takımı Sakaryaspor da Karadeniz ekibiyle aynı kaderi paylaşır. 1987-88 sezonunda Türkiye Kupası'nı 1-1 ve 2-0'lık skorlarla Samsunspor'u eleyerek müzesine götüren Yeşil-Siyahlılar, ligde de özellikle Beşiktaş ve Fenerbahçe karşısında aldıkları sonuçlarla dikkat çeker. Sezon sonu geldiğinde bu kez Fenerbahçe 'toptan alım' yapar. Takımın iskeletini oluşturan Oğuz, Aykut, Turan ve Serdar, Fenerbahçe'ye satılır. Oğuz'lu, Aykut'lu, Turan'lı Fenerbahçe, 103 golle şampiyon olurken Sakaryaspor ligde zor tutunur. Bir sonraki sezonsa Samsunspor'la beraber küme düşer. 1999'dan sonra Güneydoğu Anadolu'dan Gaziantepspor zorlar zirveyi. Özellikle 2000-2001 sezonunda çok yaklaşır şampiyonluğa. Kadıköy'de Fenerbahçe karşısında 3-0'dan 4-3 kaybettiği maçla kopar yarıştan. 1999'da başladığı çıkışı 2004 yılına kadar kâh 3., kâh 4. olarak sürdürür Kırmızı-Siyahlılar. Bu arada da her yıl takımdan iki ya da 3 futbolcu büyük takımların yolunu tutar. Erhan Albayrak, Erhan Namlı, Hakan Bayraktar, Mehmet Polat, İbrahim Üzülmez, Batista, Kemal Aslan, Romashenko, İbrahim Toraman, Gökhan Zan gibi isimler sıraları geldikçe yine ekonomik sebeplerle ayrılırlar takımdan. Yaşanan sürecin sonunda, Gaziantepspor ise ilk beşe girmeyi bile unutmuştur artık. Son üç sezondur ligde ilk 10'da yer alamayan Güneydoğu'nun incisi, geçtiğimiz yıl ligi 43 puanla 11. sırada tamamlar. Yani 39 puanla küme düşen Antalyaspor'un 4 puan önünde. Süper Lig kulüpleri arasında bütçesi her zaman artıda olan Gençlerbirliği özellikle 2002-2004 yılları arasında Ersun Yanal'ın teknik direktörlüğünde önemli bir çıkış yakalar. Bu yıllarda üst üste iki kez Türkiye Kupası'nı finalde Trabzonspor'a kaptırır. Ligde de başarılı sonuçlar alan başkentin köklü kulübü, bilhassa sakatlık ve hakem hatalarından dolayı kaybettiği puanlarla şampiyonluk yarışından kopar. O Gençlerbirliği'nden de Serkan Balcı, Deniz Barış, Uğur Boral, Tolga Doğantez, Okan Koç, Ahmet Hassan, Veysel, Ali Tandoğan, Baki Mercimek ve Youla gibi isimler kimi önemli bir bonservis bedeli ile, kimi sözleşmesinin sona ermesinden dolayı bedelsiz olarak İstanbul'un yolunu tutar. Aradan geçen üç yılın ardından bu sezon ilk yarı sonunda Gençlerbirliği 14 puanla ligin 16. sırasında alt sıralardan kurtulma mücadelesi veriyor. Yakın tarihte yaşanan bu örneklerden yola çıkarak Orta Anadolu'nun başarılı temsilcisi Sivasspor'un çok zor bir karar aşamasında olduğunu söylemek mümkün. Özellikle gurbetteki Sivaslıların da desteğiyle mevcut sıkıntıları atlatıp bu arada da Bülent Uygun'un sıklıkla dile getirdiği, uzun vadeli ve kalıcı ekonomik çözümler bulmak mı? Yoksa mevcut kadrodan satılacak birkaç futbolcuyla maddî açıdan rahatlayıp hedef küçültmek mi? ERDAL HOŞ
<< Önceki Haber Yıldızını satan anadolu kulübü, iflah olmuyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER