Parmağı kangren etmeyelim


Yargımız halkımıza armağanlar sunmaya devam ediyor. Son armağan tam bayrama giderken Danıştay'dan geldi. Üniversiteye girişte meslek okulu mezunlarına uygulanan katsayı farkını işlevsiz bırakan YÖK kararının yürütmesini, İstanbul Barosu'nun başvurusu üzerine, Danıştay'ın bir dairesi durdurdu. Kararı veren daire kapsamı çok geniş tuttuğu için ilk üniversiteye giriş sınavı tehlikeye girebilir. 2005 yılında hükümetin benzer bir girişimini “Bu konuda yetki YÖK'e aittir” kararıyla geri döndüren Danıştay, şimdi başka bir gerekçeyle YÖK'ün yetkisini kısıtlayarak aynı sonucu aldı. Danıştay'a göre üniversiteye girişte bütün lise mezunlarını eşitleyen karar 'hakkaniyete uygun değil' imiş... Adaletin kestiği parmak acımaz, ama kendi haline bırakıldığında kesilen parmağın kangren olma tehlikesi de var. Sorun her ne kadar 'meslek lisesi mezunları' geniş kapsamı içerisinde ifade edilse de, esas murat edilen, meslek liseleri bünyesinde sadece yüzde 8'lik bir oranı teşkil eden İmam Hatip liseleri mezunlarının üniversite heveslerinin törpülenmesi... 28 Şubat'ın puslu havasında bile doğrudan “İmam Hatip lisesi mezunları üniversitelere giremez” denilemediği için, o zamanın YÖK yönetimi, dönemin hükümetiyle işbirliği halinde, bütün meslek liselerini yıllar ve yıllar boyu kullanageldikleri bir haktan mahrum etmişti. Danıştay bugün 'hakkaniyete aykırı' gerekçesine sarılmış, ama anayasal bir ölçü olan 'hakkaniyet' çok uzun yıllar boyunca lise mezunları arasında farklı davranmamak olarak anlaşılmış ve öyle de uygulanmıştı. İmam Hatipler uğruna bütün meslek liselerinin cazibesini yok eden uygulamaya dönüş yeni sorunlara kapı aralayacaktır. Yargı, meslek liseleri içerisinden İmam Hatipleri ayıran ve ötekilerin önündeki engelleri yok eden bir karar verseydi başka yönden yine eleştirilebilirdi, ama hiç değilse davranışının ülke yararına olduğunu iddia edebilecek durumda olurdu. Genel kabulün aksine, bütün liseler mezunlarını eşitleyen kararını, YÖK, meslek liselerinin küçük bir oranını bünyesinde barındıran İmam Hatipler'den çok diğer meslek liselerinin önünü açmak için almıştı. Ayrımcı 'katsayı' uygulaması yüzünden cazibesini yitiren meslek liseleri, ara-eleman ihtiyacı her geçen gün artan ülkemizde, istediği türden öğrencileri kendisine çekemiyor. Koç Holding'in ve reel sektör kuruluşlarının mesleki eğitimi özendirme amaçlı kampanyaları halen sürüyor; ancak kampanyaları yürütenler de, 'katsayı' uygulaması devam ettiği müddetçe bir sonuç alamayacaklarını biliyor. Biraz da o kampanyaya kulak vererek eşitlikçi kararı almıştı YÖK... Danıştay ise, İmam Hatipleri ayırarak diğer meslek liselerini rahatlatmanın hukukî yolunu bulamadığı için, kararının kapsamını geniş tutmak zorunda kalmış olmalı... 'Hakkaniyet' gibi bütün dillerde aynı biçimde algılanan bir sözcük anlamının tam tersine bir sonuç doğurmak için kullanılırsa ne olur? Hak yemek, eşitliği zedelemek, bir zümrenin önüne engel çıkartmak için? Herhalde böyle bir durumda başvurulacak hukuki merciler ve yöntemler vardır ve YÖK o yolu deneyecektir. Acaba Milli Eğitim Bakanlığı'nın, hükümetin, Meclis'in yapacağı bir şeyler yok mudur? Herhalde olmalı. Sorun İmam Hatip isminden mi kaynaklanıyor, yoksa İmam Hatipler'de verilen eğitimde bazı dersler mi eksik, ya da anayasada eğitim özgürlüğüyle ilgili madde mi fazla açık değil? Nereden kaynaklanıyorsa oraya el atarak sorunu kökten çözmenin vakti geldi. NOT: Okurlarımın Kurban Bayramı'nı sorunsuz günler özlemiyle kutlarım. F.K. YENİŞAFAK
<< Önceki Haber Parmağı kangren etmeyelim Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER