PKK'nın silah bırakmasına dört ay mı kaldı?


Türkiye'de sözlerin ömrü genellikle günlüktür. Bu yüzden ne kadar falso yaparsanız yapın, endişe etmeyin. Kısa sürede unutulur ve kolay kolay itibarınızı kaybetmezsiniz. Diyelim, bugün önemli bir açıklama yaptınız ya da bir öngörüde bulundunuz ve yarın tam tersi çıktı. Üzülmeniz yersiz. Çünkü kimse zahmet edip, "Bu kişi dün ne demişti?" diye bakmaz. Sergilenen tavırlar için de durum çok farklı değildir. Dün muhtıraya selam durmuş olabilirsiniz. Bugün hiç böyle bir şey yapmamış gibi en hızlı demokrat rolü kesebilirsiniz. Geçen hafta bunun son canlı örneğine, Haber Türk'te Yiğit Bulut'un yönettiği programda Can Ataklı'yı izlerken şahit oldum. Onca mühimmat, bomba, itiraf, delil ve belgeye rağmen Ergenekon'u inandırıcı bulmadığını söyleyen Ataklı, demokrasi konusunda bu kadar hassas olan Erdoğan'ın, neden 27 Nisan'da açıkça hükümete muhtıra veren Büyükanıt'ı görevden almadığını sorguluyordu. Malum, AK Parti hükümeti, 28 Nisan'da yaptığı karşı açıklamayla Cumhuriyet tarihinde ilk kez muhtıraya cevap veren hükümet olarak tarihe geçti. Yine de Ataklı'nın neden Büyükanıt'ın görevden alınmadığını sorması en doğal hakkı. Ama acaba Ataklı'nın kendisi 27 Nisan'da nasıl bir tavır almıştı? İşte, 29 Nisan 2007 tarihli köşesinde sergilediği tavır: "Genelkurmay'ın gece yarısı bildirisini ben pek çokları gibi bir "muhtıra" olarak algılamadım. Eğer bir muhtıradan söz edilecekse, yaklaşık 3 aydır toplumun çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlarından, devletin anayasal kurumlarından yükselen seslerdir muhtıra." 1 Mayıs'ta muhtıra verenleri değil, hükümeti hedef alan bir yazı daha yazmış Ataklı: "Uyarı bu kez askerden de geldiği için güya demokrasi adına ayaklandılar. Oysa askerin açıklaması ne muhtıradır, ne demokrasiye müdahaledir. Türkiye demokrasisi halkın şahlanan uyanışı ile çok daha emin adımlarla yoluna devam edecektir. Bu şahlanış, sözde demokrasi söyleminin ardına sığınarak Orta Çağ karanlığını Türkiye'ye taşımak isteyen AKP zihniyeti ile bu zihniyete kapı kulluğu yapan sözde demokratik yalakaların derin bir korkuya kapılmalarına neden olmaktadır. "Muhtıra" "Yine demokrasiye müdahale" "Ülkeye zarar verildi" "Darbe" çığlıklarının anlamı budur. Kimsenin endişeye kapılmasına gerek yok. Demokrasi kervanı yürümektedir. AKP'yi ebedi iktidar yapmak istemenin demokrasi olduğunu ileri sürenlerin cakası yakında bitecektir." İsterseniz, Vatan Gazetesi arşivine girip yazının tamamını okuyun. Acı, ama maalesef gerçek bu... Belki bu gibi durumlara, kişisel bir tutarsızlık örneği deyip geçebilirsiniz. Ama bazen öyle yanlışlar oluyor ki, bunlar toplumu, siyaseti ve devleti yanlış yönlendirme tehlikesi taşıyor. Bundan 2 ay önce, 12 Ekim'de, Milli İstihbarat Teşkilatı eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'in Taraf gazetesindeki röportajını okurken, içim rahatlamıştı. Zira kamuoyunda istihbaratın ve akil devletin konuşan yüzü olarak görülen Öneş, özgüven içinde demokratik açılımın safhalarını anlatıyordu. Herkesin sonu ne olacak diye merak ettiği, bir sürü belirsizlik ve riske işaret ettiği ortamda Öneş, 6 ay sonra PKK'nın silah bırakacağını söylüyor ve süreci adım adım anlatıyordu: "PKK'ya, altı ay içinde silah bıraktırılır. İçişleri Bakanı Suriye'ye, Başbakan Irak'a gidecek. Bu görüşmelerden sonra PKK'ya silah bıraktırma meselesi şekillenir." "Silah bıraktırma girişimini, perde arkasında istihbarat teşkilatları yapar. Bizde de bunu MİT'in yapması doğal. PKK ile MİT arasındaki görüşmelerin hepsi kayıtlı." "İki ayrı aşama yaşanacak. Bir, PKK'ya silah bıraktırma. İki, demokratikleşme. Önümüzdeki günlerde, demokratik açılımın çerçevesi Meclis'te somut olarak çizilecek." Halbuki iki ay sonra, bugün biz, DTP'nin kapatılmasını, Tokat'taki saldırıyı, dozu her gün artan sokak çatışmalarını ve nice karanlık senaryoları konuşuyoruz. Ve sorular soruları izliyor: Her adımı belirlenmiş, hatta takvimlendirilmiş süreç neden, nasıl yoldan çıktı? Hangi istihbarat servisi, hangi ülke yan çizdi? Hükümet de bu istihbaratla mı adım atıyordu? Yoksa bugün gördüklerimiz de takvimin parçası ve PKK'nın silah bırakmasına 4 ay mı kaldı?
<< Önceki Haber PKK'nın silah bırakmasına dört ay mı kaldı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER