Bitmeyen maç sevdalıları


Biri Amerikalı, diğeri Fransız. Kısa olanın boyu 1 metre 90 santim. Uzunu ise NBA standardında; 2.06 m. İki tenisçiden bahsediyorum. 133 yıllık, tenis âleminin en prestijli turnuvası olan Wimbledon'da karşı karşıya geldiklerinde tarih 22 Haziran'dı. Devasa biri olan İsner'ı bu sene aynı turnuvada yüzümüzü ağartan Marsel İlhan karşısında izlemiştim. Korkutucu bir acı kuvveti olan bu devasa adam sadece servis atışları ile rakibi bitirebilecek bir özelliğe sahipti. Fransız oyuncu Nicolas Mahut ise, rakibine göre daha minik gibi görünse de o da 2 metreye yakın boyu ve çevikliğiyle kolay lokma olmayan bir sporcu. Isner/Mahut maçı başladığında kimse bu sıradan turnuva maçının tenis tarihine geçeceğini bilmiyordu. İlk 4 seti büyük çekişme ile geçen maçın son setindeki mücadele gittikçe tuhaflaşmaya başlamıştı. Birçok ciddi turnuvada olduğu gibi Wimbledon'da da beraberlik durumunda 'Tie Break' denen uzatma seti yok. Dolayısıyla taraflardan biri diğerine iki faklı üstünlük kuruncaya kadar maç devam ediyor. İşte Isner/Mahut maçı öyle bir hal aldı ki, sabah başlayan maç akşam karanlığına kadar devam ettiği halde bitmedi. Esasen çok fazla taraftarı olmayan iki oyuncu bir anda dikkat çekti ve diğer kortlardaki maçları izleyen gazeteciler bir anda bu maçın kortuna üşüştüler. Bu durum oyuncuları daha da motive etti ve artık karanlıktan göz gözü görmez hale geldiği için 5 saatten fazla süren maç, setler 2-2 iken ertesi güne ertelendi. Gerek oyuncuların içinde bulundukları ruh hali, gerek hakeminden izleyicisine kadar tarihî bir olayın figürü haline gelmeleri maçı ilgi odağı yaptı ve belki de Dünya Kupası finalindeki Almanya maçından bile fazla izleyici televizyondan bu tuhaf karşılaşmayı izlemeye başlamıştı. Ertesi gün 17.00'de tekrar başlayan maç bir önceki gibi seyretmeye başladı. Taraflardan biri pes etmediği gibi, her iki oyuncu da ne rakibi yeniden analiz etmeye ne de yeni taktikler geliştirmeye önem veriyordu. Her iki taraf da kendi kabiliyetine göre oyunu sergiliyor ve kendi servisini almayı amaçlıyordu. Ve inanılmaz bir şey oldu, maç o gün de bitmedi. Üstelik son sette durum 59-59 olmuştu. Artık bütün dünya bu maçtan bahsetmeye başlamıştı. 24 Haziran günü birçok otorite ile beraber oyuncular da artık bu maçın zor biteceğine inanmaya başlamıştı. Öyle ki, Wimbledon yöneticileri duruma sebep olan kuralın değişimini görüşmeye başlamışlardı. Maç tekrar başladı ve beklendiği gibi iki tenisçi de birbirine üstünlük sağlayamıyordu, biri vuruyor, diğeri anında cevap veriyordu. Kısır bir çekişme, fasit bir daire gibi olmaya başladı maç. Gelen meraklı kalabalık giderek sıkılmaya başlamıştı. Tipik bir pehlivan tefrikasına dönüşmüştü sıradan bir tenis maçı. Tenis ölçütlerini aşıp basketbol maçı boyutuna ulaşmıştı! Isner jet hızıyla servis atıyor, Mahut kıvrak hareketlerle cevaplamaya çabalıyor, uçuyor, hopluyor, zıplıyor bir şekilde maçı vermiyordu. Nihayet üçüncü gün toplam 11 saati aşkın bir süre sonunda John Isner 70-68 ile Nicolas Mahut'yu geçmeyi başardı. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi her iki sporcunun da işi bitmişti. Ne kas gücü, ne zihinsel zindelik. Hepsi perişandı. Bu satırları yazarken Isner'ın bir üst turdaki maçı başlamamıştı ama şahsen bu galibiyeti Nadal bile yaşasa turnuvaya devam edebileceğini pek düşünmezdim. Tenis tarihine geçen bir sıradan maçın neden cazibe merkezi durumuna geldiği konusunda fikir yürütmekten çok, maçın izleyicileri, medyası, hakemleri ve turnuva yöneticileri ile ilgili gözlemimi söyleyip bağlayayım. İzleyici bir tuhaftı. Önce müthiş zevk aldı, ardından sıkılmaya başladı ama ilginçleşmişti de... Hakemler de öyle. Yöneticiler de hakeza. Başlarda 'bu tuhaf maçı nasıl edip de durdururuz'un peşindeyken, sonradan bir halkla ilişkiler çalışması olarak düşünüp 'nasıl etsek de uzatsak' çabasına giriştiler. Bitmeyen maç bir alan açtı bazı kesimlere, bir tür profesyonel ve amatör eğlence çıkardı. Tıpkı Türkiye'nin terör ile yaptığı maçın bitmesini istemeyenlerin aldıkları kanlı haz gibi. Uzadıkça varlıkları garanti altına alınıyordu zira!
<< Önceki Haber Bitmeyen maç sevdalıları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER