PKK provokasyonları havada kalıyor!


Taksim'deki hain saldırıyı "Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK)" adındaki örgüt üstlendi. Saldırganın kimliğinin polis tarafından tamamen çözülmesinden sonra örgütün olayı üstlenmesi ilgi çekici. 5 yıl PKK kamplarında eğitim görüp, tim komutanı seviyesine yükselen canlı bomba için TAK, "Komuta kadememizde yer almaktadır. Kendi inisiyatifi ile saldırıyı gerçekleştirdi" diyor. TAK, saldırganın PKK militanı olduğunu saklamaya çalışıyor ve eylemin emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşmediği izlenimi vermeye çalışıyor. Ama nafile bir uğraş. Canlı bomba Vedat Acar net şekilde bir PKK militanı. Daha önemlisi TAK'ın kendisi de PKK'nın "taşeron" örgütü. PKK şehirlerde sivillere yönelik eylemleri tepki çekmesin diye TAK'ı kurdurdu. Sivil saldırılarını TAK'a havale ederek, kendisini özellikle Batılı ülkelere "özgürlük savaşçısı" olarak göstermeye devam etti. TAK'ın kendisi de PKK içerisinde kuruldu. Oluşumun fikir babalarının Cemil Bayık ve Duran Kalkan olduğu da biliniyor. KCK davasından tutuklu iki sanığın TAK konulu mail trafiği de kanlı örgüt konusunda aydınlatıcı fikir veriyor: "Tüm metropolleri mahşere çevireceğiz..." TAK'ın olayı üstlenmesinden sonra KCK Yürütme Konseyi'nin yaptığı açıklama oldukça dikkat çekici. Eylem ve eyleme karar verenler açık şekilde kınanıyor. Saldırılara son verilmesi isteniyor. Saldırıların devamı halinde kendilerine "hesap sorulacağı" kaydediliyor. Nasıl? Demek ki, hesap sorulacak bir alt birim var ortada. Demek ki, TAK bilindiği gibi bir PKK taşeronu. Demek ki, TAK saldırıyı da bombacının Kandil fotoğrafları deşifre olunca PKK'nın adını kurtarmak için üstlendi. PKK'nın son iki sivil saldırısının bir ortak yönü var. Hakkâri Geçitli Köyü saldırısını da Taksim'i de üstlenmediler. Hakkâri'de saldırı yerine asker çantası bırakarak, faturayı "derin güçler"e çıkarmak istediler. Taksim'de de eylemsizlik ilan edip, saldırıyı reddederek kafalarda "derin provokasyon" imajı oluşturmaya çalıştılar. Her ikisi de tutmadı. Ancak PKK'nın sivil saldırıları üstlenmekten kaçınması, hatta yaptığından utanması, barışın geleceği adına sevindirici. En azından bir vicdan kıpırdamasının habercisi... Hain saldırıdan çıkarılacak ikinci sevindirici ders ise PKK'nın geçmişte "derin güçlerin provokasyonları" ile beslendiği. Onlardan mahrum kalınca da, bu açığı kendi başına doldurmayı denemesi ve başarısız olması. Rahatlıkla söylenebilir ki, Ergenekon ve Faili Meçhul benzeri operasyonlar ile demokratikleşmede ilerleme olumlu sonuçlar veriyor. En azından "At izi ile it izi artık birbirine karışmıyor." Sonuç olarak PKK, Hakkâri ve Taksim'de suçüstü olmuştur. PKK eylemsizlik ilanında ileri sürdüğü gibi gerçekten barış istiyorsa, söylem ile eylem uyumu olmalı. Söze samimiyet de gösterilmeli.
<< Önceki Haber PKK provokasyonları havada kalıyor! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER