Kurultay, kavgayı bitirmez, büyütür...


CHP Kurultayı, değişim ve yenileşme tartışmalarını gündemde tutuyor. Statükocu gösterilen Deniz Baykal demokratik olan 'çarşaf liste'den yana, demokrat olduğu iddia edilen Kılıçdaroğlu demokratik bulunmayan 'blok liste'den yana. Aslında ne Baykal'ınki demokratik kaygılarla gündeme getirilen bir talep, ne Kılıçdaroğlu'nunki partiyi demokratikleştirmeye yönelik bir gayret. Ortada kaba bir iktidar mücadelesi yaşanıyor. Çarşaf veya blok liste tartışmasının CHP'nin demokratikleşmesiyle ilgili bir tarafı görünmüyor, Parti Meclisi'nde söz sahibi olmak için bir mücadele veriliyor. İşin temeli, 'sen-ben' kavgası olarak da görülebilir. Bugün parti meclisinde söz sahibi olan, yarın milletvekili listelerinde söz sahibi olacak... Önder Sav ve Baykal partideki nüfuzunu kaybetmemeye çalışıyor, Kılıçdaroğlu tüm dizginleri eline almak istiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, Kılıçdaroğlu'nun bu mücadeleden başarısız çıkması, CHP'nin değişeceğini ümit edenler için hayal kırıklığı olur. Kılıçdaroğlu'nun ortaya ciddi bir siyaset koymadığını görenler, meseleyi vizyonsuzluğa veya bakış açısına mal etmek yerine, genel başkanın partiye hakim olamamasına bağlıyorlar, Kılıçdaroğlu'nun gücü eline almadan farklı bir politika ortaya koyması halinde liderliğini koruyamayacağını düşünüyorlar. Bu yüzden CHP liderinin antidemokratik görülen 'blok liste' ısrarı, partiyi demokratikleştirebilmek için bir gereklilik, bir tür 'geçici bir günah' gibi algılanıyor. Kılıçdaroğlu'nun bütçe konuşmasındaki performansı, aslında 'siyasetsizlik hali'ni çok net yansıtıyor. Ülkenin önemli hiçbir konusunda CHP lideri somut bir proje dillendirmiş, ciddi bir politika değişikliği görüntüsü vermiş değil. Kılıçdaroğlu'nun 'belgeli muhalefet' diye ortaya koyduğu siyaset tarzı, hiç inandırıcı bulunmuyor, çok sakil ve düzeysiz bir yüklenme gibi algılanıyor. Kılıçdaroğlu 'habbeyi kubbe' yapıyor, çok önemsiz ve küçük meseleleri çok önemli ve büyük gibi yansıtıyor. Sorular soruyor, cevaplar istiyor, küçük iddialar üzerine büyük suçlamalar bina ediyor... Cevaplarını alınca ise 'ha öyle mi' deyip, hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor. Wikileaks olayındaki tutumu buna güzel bir örnekti. Ardından Başbakan'la ilgili iddialarda bulundu. Dönemin İstanbul valisinin yazdığı söylenen bir mektuptaki iddiaları gündeme taşıdı. Geçmişte Baykal'ın kullandığı ama mahçup olduğu bu argümana anında cevap verilince yine suspus oldu. Son Kayseri suçlaması da bitmiş kapanmış bir yargılamayla ilgili, bir kaşık suda nasıl fırtınalar kopardığını gösterdi. Doğrusu böyle bir muhalefet tarzı olamaz, makul görülemez. Bayatlamış asılsız iddialar için ortalığı ayağa kaldırıp cevabını alınca anında konuyu kapatmak kabul edilemez bir tarzdır, bir pişkinliktir. Bu siyaset tarzından insanlar yakında usanır, dalga geçmeye başlarlar. Peki böyle bir tarzı seçen Kılıçdaroğlu'ndan iyi bir başbakan olabilir mi veya CHP iyi bir iktidar partisi olabilir mi? Kanaatimce hayır. Çünkü CHP'nin ne vizyonu, ne siyaset tarzı, ne politikaları bırakın iyi bir iktidar olmayı, iyi bir muhalefet bile üretemiyor. Taşgetiren'in de dediği gibi muhalefet olmayı beceremeyen bir parti nasıl iktidar olur? Muhalefeti ciddiyetle yapamayan, muhalefet yapmak için bile ciddi bir hazırlığı olmayan bir partinin iktidara talip olması, büyük bir ülkeyi yönetmesi mümkün müdür? Hafta sonu yapılacak Kurultay, CHP'de taşların yerine oturmasına da sebep olabilir, kazanların yeniden kaynamaya başlamasına da yol açabilir. Parti bütünlüğünü koruyabilmek, meclis grubuna hakim olabilmek, teşkilatların birliğini muhafaza edebilmek hem iktidar partisi için mutlak gerekliliktir, hem de muhalefet partileri için hayati önemdedir. Kendi bütünlüğünü koruyamayan bir hareket 'iddia sahibi' olamaz, ayakta duramaz, siyaset üretemez. Salı günkü yazısında Güneri Civaoğlu Baykal'ın 2003'deki şu sözünü aktardı: "Kavgalı eve kız, kavgalı partiye oy vermezler..." Kurultay CHP'deki tartışmaları bitirmek yerine daha büyük kavgaların başlamasını tetikleyebilir. Kendi içinde kavgalı şekilde giren bir CHP'nin 6 ay sonra yapılacak seçimlerde tahmin edilen oy oranına bile ulaşması zor olacaktır.
<< Önceki Haber Kurultay, kavgayı bitirmez, büyütür... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER