Türkiye İspanya değil ama...


Terör dün "Seçimde beni de hesaba katın" demek üzere İstanbul/Etiler'den başını uzattı. Bunca yıldır yazıyorum, en kaçındığım şey, 'şom ağızlı' denilmeyi hak edecek tarzda davranmaktır. Bu sebeple, en aşırıyı düşünsem de okurların karşısına yumuşatılmış uyarılarla çıkarım. Dünkü olay benim bile dengemi bozdu. Sebebi şu: Seçimleri etkilemenin, gidişi tersine çevirmenin en kestirme yolunun büyük kentlere yönelik ölümcül eylemler olduğunu teröristler çoktandır biliyor ve gerektiğinde bu yola başvurmaktan çekinmiyorlar... Örnek isteyen İspanya'da olup bitene bakabilir. 11 Mart 2004 tarihinde Madrit tren istasyonunda büyük ve geniş çaplı patlamalar yaşandı. Olayda 191 kişi öldü, ikibine yakın insan yaralandı. O sırada iktidarda muhafazakâr Jose Maria Aznar'ın Halk Partisi (Partido Popular, ya da PP) bulunuyordu. Kamuoyu yoklamaları PP'nin rakiplerinin önünde gittiğini ve sandıktan yeniden iktidar çıkacağını gösteriyordu. Halkın sandık başına gitmesine yalnızca üç gün kala tren istasyonunda patlayan bombalar siyasi dengeleri bozdu. Seçime ne kadar asılırsa asılsın iktidara gelmesi mümkün görülmeyen Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) sandıkta öne geçiverdi. 2004 Mart ayından beri Zapatero tarafından yönetiliyor İspanya... İstasyonda patlayan bombalarda 'olağan şüpheli' ayrılıkçı ETA terör örgütüydü, ancak olaya karışanların Kuzey Afrikalı olmasından hareketle eylemleri derhal 'el-Kaide'ye mâl edildi; 21 ay süren soruşturma ve araştırmalar sonunda ise ilk elde konulan teşhisi doğrulayacak bir bulguya rastlanamadı. Üç yıl süren yargılamanın sonunda eylem herhangi bir örgüte mal edilemedi. İspanya'da o gün bugündür seçimin kaderini değiştiren terör eylemi üzerinde akla gelmeyecek spekülasyonlar yapılıp duruyor. Eylemle ilgili bilinen ve herkesin üzerinde birleştiği tek gerçek, patlayan bombaların seçmenin davranış tarzını etkilediği ve iktidarı değiştirdiği... Dün İstanbul/Etiler'de meydana gelen patlamada, Allah'a şükür, can kaybedilmedi. Ancak bu tür bir eylemin yapılabiliyor olması herkesi düşündürmeli ve yetkililerin uykusunu kaçırmalı. Bombalamalar sonrasında İspanya'da başlatılan soruşturmada en fazla dikkat çeken nokta, güvenlik güçlerinin sergilediği dehşetengiz zaaflar ve beceriksizliklerdi. İhbarlar üzerinde yeterince durmamış, tehlikenin nereden gelebileceğini öngörememiş, ipuçlarını değerlendirememiş ve ülkeyi derinden sarsan, siyasi dengeleri değiştiren eylemleri engelleyememişti güvenlik güçleri... Meydana geldiği dönem ve ortam ne kadar benzese de başka bir ülkede yaşananın Türkiye'de de aynen tekrarlanacağı elbette ileri sürülemez. Yine de olağanüstü dikkatli olmakta yarar var. Türkiye bu seçimle bir yol ağzına geldi. Son dokuz yıldır uygulanan politikaların dört yıl daha devamı ihtimalinden uykuları kaçan, bunun mutlaka önüne geçilmesine çalışan kişiler, çevreler ve örgütler olduğunu biliyoruz. Sıradan bir seçim gözüyle bakmıyor o tipler 12 Haziran seçimine, bir 'var olmak-yok olmak' randevusu sayıyorlar. Böyle ortamlarda terör başını gösterirse korkarım....
<< Önceki Haber Türkiye İspanya değil ama... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER