''Hera'nın Şehri'' Trakları Aydınlatıyor

''Hera'nın Şehri'' Trakları Aydınlatıyor

Tekirdağ'ın merkeze bağlı Karaevlialtı mevki sınırları içindeki Heraion-Teikhos (Hera'nın şehri) Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları sürüyor. Kazı Başkanı Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neşe Atik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2011 yılı çalışmalarına başladıklarını belirtti. 2000 yılından bu yana Heraion-Teikhos'da yapılan kazılardan pek çok ilginç buluntu elde ettiklerini bildiren Atik, ilk Trak kenti kazısı olan şehrin Trak ve Hera kültürüyle iç içe olduğunu ifade etti. Geçen yılki çalışmalarda, kentin akropolündeki (en yüksek tepesindeki) tapınağı ortaya çıkarmaya çalıştıklarını anlatan Atik, bunun batıya doğru ilerlediğini fark ettiklerini ve bu nedenle bu yıl batıya doğru açıldıklarını söyledi. Elde ettikleri bulgulara göre tapınağın bir yangında yok olmuş olabileceğini belirten Atik, şöyle konuştu: ''8. yüzyılda Yunanlılar bu kente geliyor ve buraya koloni kuruyorlar. Onun için bu kente Hera'nın ismini veriyorlar. Buluntularda ise Kybele figürünü çok gördük. Kentte Hera ile Kybele'yi özdeşleştiren kültler bulduk. Yaptığımız araştırmalarda başka kültlere ait izler de bulduk. Örneğin, ilaç kırımları, dikenli deniz salyangozunun eritildiği ilaç yapılan fırınlar. Demek oluyor ki burada Asklepios (sağlık tanrısı) kültü var. Ayrıca sağlık tanrıçası Asklepios'un kızı Hygieia'nın olabileceğini düşündüğümüz bir mermerden baş bulduk. Erosla ilgili çok figürinler bulduk. Tapınak içinde şimdiye kadar çok sayıda hera, kybele, eros, afrodit, sebasioz gibi tanrılara ait heykelcikler ile tunçtan yapılmış paralar, amphora kulpları ve küpler, kurşundan yapılan sapantaşı ve benzeri eserler çıkardık. Hem Trak hemde Yunan kültleri bir arada yoğrulmuş şekilde bu kült alanında kutsanmış. Bir çok kültün bir arda olmasından dolayıda, bunun pantheon (şehrin saygı gösterdiği, tanrıların bir arada bulunduğu yer) olarak düşünüyoruz.'' -''KÖPEKLER KURBAN EDİLMİŞ''- Türkler'de koçun kutsal olduğu gibi Traklarda da köpeğin kutsal hayvan olduğunu belirten Atik, ''O dönemde iyi şans getirmesi için köpekler kurban ediliyordu. Bu kazıya başladığımızda toprakta açık sarı yuvarlak lekeler gördük. Kazdığımızda adak çukurları ortaya çıktı. Geçen yıllarda da bir boğa başıyla bir sunu kabını döşemenin altında bulmuştuk'' diye konuştu. Bu tapınağın üç ayrı evresi olduğunu anlatan Atik, şöyle devam etti: ''Döşemelerin üzerindeki kap parçalarından yaptığımız incelemeye göre milattan önce 6. yüzyıldan itibaren burada kutsal alan var. 4. yüzyılda bir yapılaşma daha oluşmuş. Milattan önce 2. yüzyılda da bu görkemli tapınak inşa edilmiş. Bu tapınak bir çok kültün hepsini birden içinde barındırıyor. Bunun tam tarihini biliyoruz. Çünkü döşemenin altında Kral 2. Mostis'in 13 sikkesini bulduk. Bizde de hayırlı olması için temele para atma adeti vardır. Burada da o yapılmış. Bütün bunlar buranın bir kutsal alan olduğunu bize açıkça kanıtlıyor.'' -SAVAŞ TANRISI ARES'İN KALKANLARI- Geçen dönem ki kazılarda tapınağın önünde 2 kalkan bulduklarını belirten Atik, bu kalkanların savaş tanrısı Ares kültürüyle ilgili süs kalkanı olabileceğini bildirdi. Trak kalkanlarının ahşap deri ve demirden yapılmış olduğunu ifade eden Atik, kalkanın parlayan ancak hafif kalkanlar olduğunu söyledi. Halkın atlı olması nedeniyle kalkanların hafif olduğunu anlatan Atik, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bunlar, çapı 85 santimetreyi bulan büyük kalkanlar. Olasılıkla duvara asılı süs kalkanı olarak bulunuyorlardı. Bu yılda diğer kalkanlara benzeyen bir kalkan daha bulduk. O kadar milimetrik incelikte ki kazısı çok zor oluyor. Kalkanın tüm formunu ve büyüklüğünü verdik. Ölçü aletleriyle çizimi yapıldı.'' -TRAKYA, KÜLTÜR TURİZMİNE AÇILMAYA HAZIRLANIYOR- Öncelikli amaçlarının kazı alanının korunması olduğunu bildiren Atik, bu anlamda bir çok sorunla karşılaştıklarını belirtti. Kazı alanının jandarma bölgesi içerisinde yer almasına rağmen, kaçak kazıcılar tarafından alanın tahrip edildiğini ifade eden Atik, ''Kaçak kazıcıların hayal gücü sınırsız. Burada tonlarca altın olduğunu düşündüklerinden geçen yıl bulduğumuz su kanallarını tahrip ettiler'' diye konuştu. Sadece tarihi aydınlatma amaçlı değil, kültür turizmini de başlatma amaçlı bu kazıyı başlattığını anlatan Atik, amacının akrapolün kamulaştırılıp etrafının çevrilmesi olduğunu söyledi. Kamulaştırmanın ardından kazı alanını turizme açmak istediğini ifade eden Atik, şunları kaydetti: ''Arzum, burayı kamulaştırdıktan sonra, ziyaretçilere açmak. Çalışma devam etse de, ziyaretçi kazıyı da görmüş olur. Girişe kazı alanının planı ve buluntuların fotoğrafları yer alacak. Hemen 3 kilometre ileride Harekattepe timüslüsü var. 10 kilometre ileride de Tekirdağ Müzesi yer alıyor. Yani tam bir günlük kültür turizmini kapsayan bir sıralama. Bütün çabam burada kültür turizmini başlatmak. Bütün her şey tahsisat meselesi. Maddi olanaklar el verirse burada bu yıl 4 ay kazı yapmayı planlıyorum. Namık Kemal Üniversitesi'ne gelmem söz konusu. O zaman bölgeye yakın olmam nedeniyle, kazılarımı öğrencilerimle beraber rahatlıkla sürdürebilirim. Trakların yaşam kültürünü ve medeniyetini dünyaya duyurmak istiyorum.'' (CAM-MEK-ÜNS)31.07.2011 09:44:09
<< Önceki Haber ''Hera'nın Şehri'' Trakları Aydınlatıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER