''Suriye'de Değişim Konferansı''nın Ardından

''Suriye'de Değişim Konferansı''nın Ardından

2011 – Suriyeli muhalifler, ülkede akan kanın durması için uluslararası kuruluşlarla temas kurarak çağrıda bulunacaklarını söyledi. Antalya Falez Otel'de düzenlenen ''Suriye'de Değişim Konferansı''nın ardından, konferansta seçilen Danışma Komitesi üyelerinden Ghassan El Mufleh, Salim Mounem ve Riad Ghannam düzenledikleri basın toplantısında konferans sonunda yayımlanan bildiriyi okudu, soruları yanıtladı. Salim Mounem tarafından okunan bildiride, konferansın ''Suriye halkının yaptığı protestolar üzerine ülkedeki devrimin desteklenmesi için'' yapıldığı belirtildi. Halkın isteklerinin gündeme getirildiğine işaret edilen bildiride, şunlar kaydedildi: ''Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın istifasını istedik. Suriye yasalarına göre, devlet başkan yardımcısının onun yerine geçmesi gerekmektedir. Başkan yardımcısı görevi devraldıktan sonra, 15 gün içinde yeni meclis oluşturulması gerekmektedir. Parlamento seçimlerinin 1 yıl içinde gerçekleşmesi için çalışma yapması gerekmektedir. Bu temel isteğimiz gerçekleşmezse, düzen yıkılıncaya kadar devrim devam edecek.'' -''SİVİL DEMOKRATİK TOPLUM OLUŞTURULMASI''- Bildiride, ''milli toprak bütünlüğü, dış ülkelerin askeri müdahalelerinin reddedilmesi, barışçı bir şekilde devrimin devam etmesi ve milli birliği oluşturan unsurların korunması'' ilkelerine vurguda bulunuldu. Yasama, yürütme ve yargı gibi kuvvetler ayrılığına dayalı bir sistemin oluşturulmasının, sivil demokratik toplum oluşumunun, ekonomik gelişme, bilimsel araştırma ve ilerlemenin destekleneceği belirtilen bildiride, ''Önce Arap toplumu, Arap Birliği, İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ve uluslararası toplumun Suriye halkının meşru isteklerinin gerçekleştirilmesi için destek olmasını istiyoruz'' denildi. -ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI- Ghassan El Mufleh, Türk devletine ve milletine kendilerini misafir ettikleri için, basın mensuplarına da konferansı dünyaya ulaştırdıkları için teşekkür etti. El Mufleh, toplantının büyük başarı ile kendi gündemini oluşturduğunu, ilk kez katılımcıların böyle bir toplantıda bir araya geldiklerini kaydetti. El Mufleh, ''bildiride altı çizilen sivil demokratik toplum oluşturulması vurgusunun, seküler devlet oluşturulması anlamında kullanılıp kullanılmadığına'' ilişkin bir soru üzerine, ''Biz bunu bir düşünce olarak ele aldık, ancak bunu sandıktan çıkacak karar belirleyecek. Suriye'nin yeni anayasasını Suriye halkı belirleyecek, bundan sonra hangi şartlarda yaşamak istiyorsa onu seçecek'' diye konuştu. Komite olarak Suriye'deki kanın durması için uluslararası kuruluşlarla görüşüp görüşmeyecekleri sorulan El Mufleh, bildirilerinde de Suriye'deki kanın durdurulması konusunda topluma çağrıda bulunduklarına işaret etti. Humus'a bağlı Rastan kasabasının şu anda ağır silahlarla ve helikopterlerle bombalandığını, gelen bilgiye göre 70 kişinin öldürüldüğünü belirten El Mufleh, ''Akan kanın durdurulması için uluslararası kurumlarla temas kuracağız ve çağrıda bulunacağız'' dedi. -''HEM DEMOKRAT HEM MÜSLÜMAN OLABİLİRİZ''- Riad Ghannam da ''Suriye'de rejimin düşmesi halinde devletin yapısının laik olup olmayacağı, sivil demokratik toplum vurgusunun bu anlama gelip gelmediği'' konusunda, ''İslamiyet ile demokrasi arasında herhangi bir çelişki yoktur. Hepimiz hem demokrat hem de Müslüman olabiliriz'' ifadesini kullandı. Ghannam, ''Suriye'de ilan edilen genel af sonucu salıverilenlerin devrime nasıl bir etkisinin olacağına'' dair bir soruyu şöyle yanıtladı: ''Suriye Devlet Başkanı Esad uzatmaları oynuyor. 20 yılda bir şey yapmadı, son anda bir karar çıkardı. Bazı kişileri hapishane kapısından çıkardı, ancak yüzlercesini pencereden içeri soktu. 'Ben reformları yapacağım, içerde muhalefetle diyalog kuracağım' diyor. Aynı zamanda Suriye şehirlerini ağır silahlarla vuruyor. Çocuk, genç, kadın demeden insanları öldürüyor. Çift kişilikli olduğunu sanmıyorum, ne yaptığını bilen bir adamdır.'' Ghannam, AB'nin bazı Arap ülkelerinin sınırlarını değiştirmesinden bahsettiğini belirterek, Suriye'deki durumun Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir parçası olup olmadığının sorulması üzerine, ''AB'nin böyle bir yetkisi yoktur. Suriye halkı sınırlarını canıyla kanıyla savunacaktır. Bu heyet Suriye halkının korkularını ve düşüncelerini taşıyor, bu sınırları savunacaktır. Suriye'nin bağımsızlığını koruyacağız'' dedi. -LAİK DEVLETE DEVRİMDEN SONRA KARAR VERİLECEK- Salim Mounem, konferans sonunda seçilen danışma komitesinin bundan sonra teknik olarak ne yapacağını soran bir gazeteciye, yol haritasını sokaktaki gençlerin belirleyeceğini ifade etti. Suriye'de gençlerin rejimi düşürmek için tamamen barışçı bir şekilde çalıştığına işaret eden Mounem, ikinci aşamada rejimin düşürülmesi, üçüncü aşamada ise demokratik sivil toplum oluşturulmasının geldiğini söyledi. ''Sivil demokratik toplumun laik bir devlet anlamına gelip gelmediğine'' ilişkin soruyu Mounem, ''Şimdiden bir şey diyemiyoruz. Buna ancak devrimden sonra karar verilecek. Şu an sokakta bulunan gençlerin çoğu laik gençlerdir, ama şu an bir şey söylemek mümkün değil. Biz bu konuyu uzun bir şekilde ele almadık. Dera'da Araplar ''hürriyet'' diye bağırırken bu ayrıntıları konuşamıyoruz'' diye yanıtladı. ''Beşşar Esad'ın istifa etmemesi halinde herhangi bir senaryonuz var mı'' sorusu üzerine de Mounem, ''Devrim devam ediyor. Gençlerin istekleri gerçekleşinceye kadar kimse evine geri dönmeyecek. Rejimin öldürme ve işkenceye devam etmesine rağmen kimse dönmeyecek. Ne kadar insan öldürülürse öldürülsün bu devrim devam edecektir'' diye konuştu. Bir soru üzerine Kurtuluş Cephesi lideri Abdulhalim Haddam ile bir araya gelmeyi düşünmediklerini kaydeden Mounem, bir başka soru üzerine de konferansa Türkiye Dışişleri Bakanlığından herhangi bir katılım olmadığını söyledi. -MUHALEFETİN YÜZDE 80'İ TEMSİL EDİLDİ- Öte yandan toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şeyh Muhammad Murad El Khaznawi, Kuzey Irak'tan geldiklerini, konferansta Suriye'deki muhalefetin yüzde 80'inin temsil edildiğini belirtti. Khaznawi, ''Suriye için bir temel kuruldu. Bu temel modern, liberal bir temel. İnşallah yeni Suriye doğacaktır'' dedi. Danışma Komitesinde Kürtlerden 4 kişinin olduğunu söyleyen Khaznawi, ilk kez Kürtlerin geniş bir şekilde konferansta temsil edildiklerini ifade etti. Khaznawi, rejimin düşmesinin ardından kurulacak devletin yapısının laik olup olmayacağının sorulması üzerine, konferansta Müslüman Kardeşler ve bazı gruplar ile bu konuda fikir ayrılığı yaşandığını, bu konunun Esad sonrası dönemde halk tarafından ele alınacağını dile getirdi. Bu arada, konferans çerçevesinde Danışma Kurulu tarafından oluşturulması öngörülen 9 kişilik idari komitenin seçiminin de bir başka toplantıya kaldığı öğrenildi. (NEV-PNR)03.06.2011 12:42:40
<< Önceki Haber ''Suriye'de Değişim Konferansı''nın Ardından Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER