Yarım Asır Test Yapılmadı, Şimdi Durmaksızın Çalışıyor

Yarım Asır Test Yapılmadı, Şimdi Durmaksızın Çalışıyor

Nilgün Türker - Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatları doğrultusunda Ankara'da 1950 yılında kurulan, 1999 yılına kadar test yapılmayan Ankara Rüzgar Tüneli (ART), Türkiye'nin gelişimine paralel savunmadan, inşaat sektörüne kadar çok sayıda alanda teknolojik gelişime katkı sağlıyor. Son yıllarda önemli ARGE projelerine imza atan TÜBİTAK-SAGE'ye bağlı Ankara Rüzgar Tüneli, hem sivil sektöre hem de savunma sanayisine yaptığı hizmetlerle Türkiye'nin kaynaklarının dışarıya gitmesini engelliyor. ART'de yapılan otomotiv testleriyle otomobillerde yakıt tasarrufu sağlanabiliyor. Otomobillerin üzerine etki eden kuvvetler hesaplanıp, dış geometrideki bazı değişikliklerin sürükleme katsayısı ve dolayısıyla yakıt ekonomisine etkisi kolaylıkla hesaplanabiliyor. -RÜZGAR TÜNELİ NEDİR?- Ankara Rüzgar Tüneli Alt Yapı Sorumlusu Süleyman Kurun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havada hareket eden ya da bir hava akımının etkisinde kalan her türlü araç ve yapıların üzerine aerodinamik kuvvet ve momentlerin etki ettiğini ifade ederek, bu kuvvet ve momentlerin bulunmasının, akım şeklinin ve yapısının belirlenmesinin tasarım açısından büyük önem taşıdığına işaret etti. Bu olguları belirlemek için çeşitli deneysel yöntemlerin kullanıldığını anlatan Kurun, ''Rüzgar tünelleri, hava akışına ilişkin kuramsal ve sayısal bilgilerin en güvenli, ucuz ve çabuk bir biçimde elde edilebildiği ortamlardır. Bu özellikleriyle, yapılan tasarımların uygunluk bakımından izlenip, geliştirilmesine de olanak sağlamaktadırlar'' diye konuştu. ART'nin kapalı devre, düşük ses altı bir rüzgar tüneli olduğunu belirten Kurun, akım kalitesinin yüksek, enerji harcaması ve gürültüsünün az olması nedeniyle kapalı devre sistemlerin daha avantajlı olduğunu vurguladı. Kurun, ART'nin en yüksek hızda çalıştığında bile düşük gürültü düzeyine ve deney odasında çok iyi akım kalitesine sahip olduğunu dile getirdi. Rüzgar tünelinde testlerin nasıl yapıldığına ilişkin bilgi veren Kurun, doğru akım iletim motoru vasıtasıyla pervanenin döndüğünü ve pervanenin dönüş hızına bağlı olarak istenilen rüzgar hızının test odasında elde edildiğini ve bu hızın da en fazla 324 km/saat olduğunu ifade etti. Test odasının genişliğinin 3 metre 5 santim, yüksekliğinin ise 2 metre 44 santim olduğu bilgisini veren Kurun, akımın hızının kalitesini arttırmak için 3 tane akım düzenleyici perde bulunduğunu söyledi. Kurun, deneyi yapılacak cismin kendisi veya ölçekli modelinin test odasına monte edildiğini ifade etti. Üstün nitelikli akış özellikleri, test odasının büyüklüğü ve hızı sayesinde ART'nin dünyadaki rüzgar tünelleri arasında önemli bir yere sahip olduğuna işaret eden Kurun, ''Ankara Rüzgar Tüneli, dünyadaki düşük ses altı rüzgar tünellerinin oluşturduğu bir grup olan Subsonic Aerodynamic Testing Association (SATA) grubuna 2000 yılında bu akış kalitesi ve teknik donanımı ile üye olmayı başarmıştır. Hatta 2006 yılında SATA'nın toplantısına Türkiye ev sahipliği yaptı. Türkiye'nin gelişimine paralel olarak çok sayıda sektöre verdiğimiz hizmet durmaksızın devam ediyor'' dedi. Bir rüzgar tünelinin maliyetinin 20-30 milyon dolar arasında olduğunu aktaran Kurun, üniversitelerde eğitim amaçlı rüzgar tünellerinin bulunduğunu belirterek, endüstriyel anlamda çalışan ve en büyük test odasına sahip tünelin ART'de olduğunu söyledi. -RÜZGAR TÜNELİ İLE HANGİ DENEYLER YAPILIYOR?- Ankara Rüzgar Tüneli Alt Yapı Sorumlusu Kurun, ART'de uçak, helikopter, paraşüt, balon gibi hava taşıtları ile otomobil, kamyon, otobüs, motosiklet gibi kara taşıtlarının aerodinamik özelliklerinin incelenmesi; özellikle yüksek binaların hava akımına etkilerinin bulunması, çanak anten, kule, köprü, şemsiye, kask gibi bir çok farklı kategorideki cisimlerin hava ile etkileşimlerinin bulunması ve fırtına ortamında dayanımlarının incelenmesi gibi pek çok deneyin yapıldığını anlattı. ART'nin hem sivil sektöre hem de savunma sanayisine hizmetlerde bulunduğunu aktaran Kurun, bunların arasında roket deneyleri, uçak harici yük denemeleri, insansız hava aracı testleri, savaş uçağı kararlılık denemeleri, hava kirliliği, rüzgar enerjisinin kullanım alanları gibi çalışmalar bulunduğunu söyledi. Kurun, ileriye dönük çalışmalara ilişkin ise sivil savunma sanayi kuruluşlarına testler yapmaya devam edeceklerini, TÜBİTAK-SAGE'nin kendi projelerini hız limitleri el verdiğince yapacaklarını bildirdi. Bina testlerinin yeni bir konu olduğunu ve bu alanda daha ciddi projelerde testler yapacaklarını anlatan Kurun, otomotiv testlerinde araçların bütününü ya da bazı parçalarının aerodinamik etkisini görmek için testler yapılabileceğini belirtti. ''OTOMOBİLLERDE YAKIT TASARRUFU...'' Otomotive ilişkin testlerde en önemli amaçlardan birinin yakıt tasarrufu olduğunu vurgulayan Kurun, ''Araç üzerine etki eden kuvvetleri hesaplayıp, dış geometrideki bazı değişikliklerin sürükleme katsayısını ve dolayısıyla yakıt ekonomisine etkisini kolaylıkla hesaplayabilmek mümkün...'' dedi. Otomotiv firmalarının kendi rüzgar tünelleri olduğunu belirten Kurun, yarış otomobillerine ilişkin yere tutunmasına, savrulmamasına ilişkin testler yapıldığını söyledi. -''ARGE ÇALIŞMALARI İÇİN RÜZGAR TÜNELİ OLMAZSA OLMAZ'' Kurun, rüzgar tüneline sahip olan bir ülkenin avantajlarına ilişkin ise ''Eğer kendi araştırma geliştirmenizi yapıyorsanız rüzgar tünelinizin mutlaka olması lazım... Aksi halde ARGE çalışmalarınız sekteye uğrayacaktır ya da yurt dışında rüzgar tüneli testlerini yapmanız gerekecektir. Bu da hem güvenlik ve gizlilik sebeplerinden çok mümkün değil artı ülke kaynaklarının dışarıya gitmesi anlamına geliyor. Kendi ARGE'sini yapan bir ülke için rüzgar tüneli olmazsa olmazlardan biri...'' ifadelerini kullandı. -ANKARA RÜZGAR TÜNELİ NE ZAMAN KURULDU?- Kurun, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün isteği ile Türkiye'de de bir rüzgar tünelinin yapımına karar verildiğini ama projenin Atatürk'ün vefatından sonra hayata geçirildiğini belirtti. Kurun şunları kaydetti: ''1944 yılında bir İngiliz şirketiyle anlaşılmasının ardından ART'nin yapımına 1947 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlanıldı. Mekanik ve motor aksamları 1950 yılında monte edilen tünel, kısmen işler duruma getirildi. Ne var ki 1950'li yıllarda uçak fabrikasının kapatılması ile ART amaçsız kaldı, montaj çalışmaları durduruldu. Sonraki 6 yıl boyunca ART'de hiçbir çalışma yapılmayıp 1956 yılında Milli Savunma Bakanlığına devrinden sonra Milli Savunma Bakanlığı-ARGE tarafından revize edildi ve eksik bölümleri tamamlandı. Ancak ART'de 1993 yılına kadar hiçbir test gerçekleştirilmedi. 1972 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumuna (TÜBİTAK) bağlı olarak Güdümlü Araçlar Teknolojisi ve Ölçme Merkezi (GATÖM) adıyla kurulup daha sonra Balistik Araştırma Enstitüsü (BAE) ve son alarak da Savunma Sanayisi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) adını alan enstitü ile mülkiyet sahibi Milli Savunma Bakanlığı arasında 1993 yılında bir protokol imzalanıp tesisin işletimi TÜBİTAK-SAGE'ye verildi.'' İşletiminin TÜBİTAK-SAGE'ye geçmesiyle birlikte ART'yi yeniden çalıştırmak için bir proje başlatıldığını anlatan Kurun, 1994'te ART'nin içinin temizlenmesi, boyutlandırma çalışmaları, pervane ve motor sistemlerinin bakımı, modernizasyonu ve bazı bölümlerinin revizyonunun tamamlandığını söyledi. Rüzgar tünelinin alt yapı çalışmalarının tamamlanmasından sonra teknolojinin gerisinde kalan ölçüm sistemlerinin geliştirilmesi ve yenilenmesi amacıyla bir dizi çalışma yapıldığını dile getiren Kurun, ''Bu çalışmalar 1999 yılı ortasında bitirildiğinde ülkemiz, deneysel aerodinamik alanında hizmet verebilecek bir yapıya kavuşmuş oldu'' ifadelerini kullandı. (NLG-ECN)20.09.2011 11:51:39
<< Önceki Haber Yarım Asır Test Yapılmadı, Şimdi Durmaksızın Çalışıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER