Birleşmiş Milletler’in Cihangir Çenteli kararı neden çok önemlidir?

''Balyoz sanıkları için tahliye yolunu açan karar bir BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu kararıydı. Bu karardan çok daha güçlü ve yelpazesi geniş Çenteli kararı da aynı durumda olan kişilerin özgürlüklerine kavuşmaları yolunda önemli bir adımdır ve bu önemli kazanımın ardından daha güçlü bir hukuki mücadelesiyle yola devam edilmelidir.''

SHABER3.COM


BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun Çenteli kararının önemini yakın geçmişte yaşanan bir örnek üzerinden anlatacağım. Bu karar alanında verilmiş ilk karardır ve hukuksuzca tutuklanan çok sayıda kişi için de emsal teşkil etmektedir.

Kararı önemli kılan diğer bir husus ise Balyoz davası sırasında yaşananları hatırlatması olmuştur. Zira Balyoz sanıkları da BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’na başvurmuş ve Çalışma Grubu bu kişilerin haksız tutuklandıklarına karar vermiştir. Her ne kadar, kendini muhalif olarak adlandıran basın 8 yıldır verilen AİHM ve BM kararlarını görmezden gelse de @cumhuriyet Gazetesi Balyoz sanıklarıyla ilgili kararı “BM’den Balyoz” manşetiyle duyurmuştur.


Bu karar Balyoz sanıkları için adeta can simidi görevi görmüş ve bu karar gerekçe yapılarak sanıkların tahliyesi istenmiştir. “BM’den Balyoz Gibi Karar” manşeti atan @Hürriyet Gazetesi Balyoz sanıklarının avukat çocuklarıyla röportaj yapmış ve kişiler “uluslararası zafer” nitelendirdikleri bu kararla ilgili görseldeki ifadeleri kullanmışlardır.

 
”Yargıtay bu ayıbı temizlemelidir”
Emekli Orgeneral Ergin Saygun’un kızı Ece Saygun:

“Bana göre bu ailelerin zaferi ve kadınların zaferi. Bana göre bu dava çok uzun soluklu bir dava. Biz hayatlarımızı adadık bu davaya. Adım adım, emek emek haklılığımızı herkese anlatacağız.”
Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Ahmet Yavuz’un oğlu ve avukatı Selim Yavuz:

“Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. BM bile böyle bir karar alabildiğine göre konu uluslararası kamuoyunda da ciddi anlamda tartışmalı haldedir. Yargıtay’ın artık bu ayıbı temizlemesi gerekir.”

Emekli Tümgeneral Ali Deniz Kutluk’un kızı Nil Kutluk:


“Uluslararası anlamda bu bir zafer. BM bizim gönderdiğimiz talebe karşı bir değerlendirmede bulundu. Bizim iddialarımızın haklı olduğunu gördü. Hükümetten de bir an önce bir çözüm getirmesini istedi. Normal şartlarda, uluslararası anlaşmalara da tabi olduğumuza göre bunun dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.”

Balyoz sanıkları ve avukatları bu kararı yargılamanın her aşamasında ileri sürmüşler ve tahliyelerini istemişlerdir. Bu örneklerden biri, BM kararının ardından bu kararın hızlıca Balyoz davasının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesi olmuştur.[bkz] Cihangir Çenteli kararını görmezden gelen Odatv ve benzerleri, Balyoz sanıklarıyla ilgili kararı ise günlerce haber yapmış ve bu kararın neden bağlayıcı olduğunu ve uyulması gerektiğini sanıkların avukatlarının ağzından haberleştirmiştir. Sanık avukatlarından biri; “Hükümet, uluslar arası sözleşmelere göre çalışmalar yürüten bu grubun faaliyetlerinden, çalışma şeklinden ve aldığı kararların bağlayıcılığından haberdardır. Hukuku eğip bükmek, kelimelerle oyun oynamak gerçeklerin üzerini örtmeye yetmiyor. “Hakikat” her defasında bir yolunu bulup, karanlığı aydınlatıyor” demiştir.[2]

Balyoz sanıkları hakkında verilen BM kararından sonra yaşanan diğer bir ilginç gelişme, AİHM’in Balyoz sanıklarının haksız tutukluluk kapsamında yaptıkları başvuruyu reddetmesi olmuştur. AİHM, başvuru sahiplerinin BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’na da başvuru yaptığını ve Çalışma Grubunun 2013 yılında görüşünü açıkladığını kaydetmiş ve uluslararası sözleşmelere göre başka uluslararası bir kurumun baktığı şikayetle ilgili inceleme yapmamış ve başvuruyu reddetmiştir. Bu ret kararı bile Odatv’de kazanılmış bir zafer gibi haberleştirilmiş ve Balyoz sanıklarının avukatlarından biri aşağıdakileri söylemiştir.[bkz] Yani, BM’den alınan karar her ne olursa olsun lehedir ve hiçbir olumsuz gelişme kendilerine geri adım attıramayacaktır.  

Zafer havasında paylaşılmıştı
“AİHM, Balyoz Davası Hükümlüsü Cem Gürdeniz’in başvurusu üzerine verdiği kararda, BM Keyfi Tutuklamaları Önleme Çalışma Grubu tarafından yapılan değerlendirmenin kendisi için bağlayıcı olduğuna hükmetti. Bu karar, BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu tarafından verilen ihlal kararının yargı organları açısından bağlayıcılığı noktasındaki tartışmayı da sonlandırmış oldu.

Çalışma Grubu 1 Mayıs 2013 tarihli kararında, Balyoz Davası’nda 250 sanık hakkında verilen tutuklama kararının İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğuna hükmetmişti. AİHM Cem Gürdeniz’in yapmış olduğu başvuru üzerine verdiği kararda BM Çalışma Grubu tarafından yapılan bu tespitin kendisi için bağlayıcı olduğuna karar verdi. Çalışma Grubu tarafından verilen ihlal kararının AİHM tarafından bağlayıcı olduğu konusunda hiçbir tereddüt bırakmıyor.


Bu temelde başvurunun reddi değil, başvuruda ileri sürülen ihlal iddiasının bir başka uluslar arası hukuk mercii tarafından karara bağlanması durumunda, onun kararına saygı çerçevesinde konunun ikinci kez ele alınmaması anlamına gelmektedir. Yani AİHM Cem Gürdeniz Kararında, Balyoz Davası’ndaki tutuklamaların “keyfi” olduğu ve Özgürlük Hakkı’nı ihlal ettiği tespitini içeren BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu Kararının kendisi için bağlayıcı olduğunu ifade etmiştir.”[bkz]

Balyoz sanıklarının avukatları, BM’nin verdiği ihlal kararını AYM’ye yaptıkları bireysel başvuruda da ısrarla gündeme getirmişler ve bu kararda yer verilen adi yargılanma hakkı ihlallerinin dikkate alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Zira BM Çalışma Grubu, davanın iki önemli tanığı Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın dinlenmemesi ve sahtecilik iddiaları ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmamasını adil yargılanma hakkının ihlali olarak görmüştür. Tam da sanık avukatlarının belirttiği gibi Anayasa Mahkemesi görseldeki gerekçeyle ihlal kararı vermiş ve bu karar üzerinde Balyoz sanıkları tahliye edilmiştir.[bkz] Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, “buz gibi darbe planı” olan ve adeta suçüstü yakalanan  Balyoz sanıkları BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun kararını gerekçe yaparak hukuki yollara başvurmuşlar ve sonucunda bu karardaki ihlal sebeplerinin aynısıyla AYM’nin verdiği ihlal kararı üzerine tahliye edilmişlerdir. BM’nin yeni açıkladığı Cihangir Çenteli kararı ise belki de bu zamana kadar verilmiş en kapsamlı kararlardan biridir ve kararda çok sayıda hak ihlali tespit edilmiştir. Kararın önemi nedeniyle hem Çenteli, hem de aynı durumda olan herkes bu kararı emsal göstererek hakkını aramalıdır. Balyoz sanıklarının avukatlarından birinin dediği gibi “hakikat” her defasında bir yolunu bulup, karanlığı aydınlatacaktır.

Çenteli kararı çok daha güçlü
AİHM ve BM gibi uluslararası mercilerin kararları birbirleri içinde emsaldir ve bunun bir örneği Yalçınkaya kararında görülmüştür. Zira AİHM, bu kararda BM İnsan Hakları Komitesinin Mukadder Alakuş kararına atıf yapmıştır. Bu nedenle Çenteli kararında yer verilen ihlal gerekçelerine tüm savunma ve başvurularda yer verilmesi çok önemlidir.

Sonuç olarak; Balyoz sanıkları için tahliye yolunu açan karar bir BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu kararıydı. Bu karardan çok daha güçlü ve yelpazesi geniş Çenteli kararı da aynı durumda olan kişilerin özgürlüklerine kavuşmaları yolunda önemli bir adımdır ve bu önemli kazanımın ardından daha güçlü bir hukuki mücadelesiyle yola devam edilmelidir.

Cihangir Çenteli kararı nedir?
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, 15 Temmuz gecesi bazı askeri binalarda görüldüğü gerekçesiyle tutuklanıp ardından müebbet hapis cezasıyla cezalandırılan Cihangir Çenteli’nin özgürlüğünden mahrum bırakılmasının; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 3, 9, 10 ve 11. maddeleri ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 9 ve 14. maddelerine aykırı olduğuna karar vermiştir.
<< Önceki Haber Birleşmiş Milletler’in Cihangir Çenteli kararı neden... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER